Milletle evliliðimiz kýsmet olmadý
Bölükbaþý, milletvekili adaylarýnýn, baþka partilere transferini önlemek için, seçim sýrasýnda noterden taahhütnameler aldý. Ancak, milletvekili seçilen bazý kiþiler, bir süre sonra Millet Partisi'nden istifa etti.
Sürekli ihanetlerle karþýlaþan Bölükbaþý, 1973'te, "Erciyes Daðý kadar derdim var. Artýk, gemi aslaný gibi lider olmak istemiyorum" diyerek siyaseti býraktý...
'Anadolu Fýrtýnasý' Osman Bölükbaþý, siyaset sahnesinde tam 27 yýl kasýrga gibi esti. 9 Eylül 1973 günü ise, "Erciyes Daðý kadar derdim var." diyerek, hem Millet Partisi'nden, hem de milletvekilliðinden istifa etti. Bölükbaþý, aradan yýllar geçtikten sonra, anýlar daðarcýðýný açtý, baþladý anlatmaya:
* 1947 yýlýnda Millet Partisi'ni kurarken, Mareþal Fevzi Çakmak'ýn selâmý ile, Atatürk'ün eski silah arkadaþlarýndan Rauf Orbay'ý ziyarete gittim. Orbay'ý, partimize davet ediyorduk. Rauf Bey, ziyaretimin sebebini öðrenince, þunlarý söyledi: "Mareþal'in emrinde bir nefer olmak, benim için þereftir. Ama ben, bir defa siyasete girdim, namusumu güç kurtardým. Bir daha girmem."
* 1950'li yýllarda TBMM kürsüsünde konuþurken, Demokrat Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Balýk, oturduðu yerden sürekli lâf atýyordu. Dayanamadým, ona þu cevabý verdim: "Oynama balýk, yutarým seni."
* Adnan Bey'i (Menderes), gerekli zamanda uyarmayan, ona sadece kulluk eden milletvekilleri astýrdý. Milletvekillerinin, liderlerin dostu olmasý, köle gibi hareket etmemesi gerekir.
'CKMP, Türkeþ'le ordu karargâhýna döndü'
* 1962 yýlýnda CKMP'den istifa ettim. Daha sonra, eski gözaðrýmýz Millet Partisi'ni yeniden kurduk. 1965 yýlýnda, Sayýn Alparslan Türkeþ ve silah arkadaþlarýnýn CKMP'ye girdiðini iþittim. Bu durum karþýsýnda, fikrimi soranlara þöyle söyledim: "Yahu, bizim eski parti, ordu karargâhýna döndü. Çizme gýcýrtýsýndan, kýlýç þakýrtýsýndan oraya girilmiyor."
* 12 Mart 1971 tarihinde, komutanlar muhtýra verdi. Sayýn Demirel, Baþbakanlýk'tan istifa etti. Ardýndan, CHP Genel Sekreteri Sayýn Bülent Ecevit de, "Bu hareket, bana karþý" diyerek, görevinden ayrýldý. CHP karýþtý. Bu geliþmeler üzerine þu deðerlendirmeyi yaptým: "Azrail Adalet Partisi'ne girdi ama, cenaze CHP'den çýktý."
* 9 Eylül 1973 günü siyasete veda ettim. Sebebini soranlara, þunlarý söyledim: "Yüzünde, göz izi yok sanarak, siyaset denilen Leylâya gönül verdim. Sonradan anladým ki; benden önce, kýrkbin kiþinin nikâhýndan geçmiþ."
* 1975'te, Senato seçimleri sýrasýnda, AP'den adaylýk teklifi geldi. "Ýstersen partiye gir, istersen baðýmsýz aday ol." dediler. Kendilerine teþekkür ettim ve þu cevabý verdim: "Halkýn, gönlünde bayrak gibi direðe çektiði insanlar, baþkasýnýn koltuðu altýna giremez."
* Sayýn Prof. Dr. Bedri Gürsoy, 1974'te Maliye Bakaný olmuþtu. Kendisiyle Anadolu Kulübü'nde karþýlaþtýk. Bana, ayaküstü, bir kamu kuruluþunda yönetim kurulu baþkanlýðý teklif etti. Hoca'ya teþekkür edip, þunlarý söyledim: "Bölükbaþý, hayat defterini, yönetim kurulu baþkaný olarak kapatmaz."
Çoðu insan, siyaseti makam ve mevki için yapar. Benim, o iþlerde hiç gözüm olmadý. Çünkü, imâným padiþahtýr. Ben de onun vez”riyim. Bundan büyük rütbe olur mu?
* 1977 yýlý Aralýk ayýnda, Adalet Partili 11 milletvekili, bakanlýk uðruna CHP'ye geçti. Ardýndan, bir gensoru önergesi ile Demirel Hükžmeti düþürüldü. Bu olaydan hemen sonra, Süleyman Bey'e "geçmiþ olsun" ziyaretinde bulundum. Kendisine, þunlarý söyledim: "Süleyman Bey, üzülme. Benim baðrým, ihanetin Karacaahmet Mezarlýðý'na döndü. Senin baðrýndaki ise, daha köy mezarlýðý."
* Elinden tutup, parlamentoya taþýdýðým insanlarýn ihaneti karþýsýnda, hep þunlarý söylemiþimdir: "Bunlar, benim manev” ölülerim. Bunlarý, baðrýma gömdüm."
* 12 Eylül 1980 Ýhtilâli öncesinde, devrin Baþbakaný Süleyman Bey'i ziyaret ederek, kendisine þunlarý söyledim: "Süleyman Bey, görüyorum ki sel geliyor. Önünde durma, kenarýnda dur."
* 12 Eylül 1980 Ýhtilâli'nden sonra, gözetim altýna alýnan Baþbakan ve AP Genel Baþkaný Sayýn Süleyman Demirel ile MHP Genel Baþkaný merhum Alparslan Türkeþ'in uðradýklarý haksýzlýða çok üzüldüm. O sýralar, dönemin Baþbakaný Sayýn Bülent Ulusu ile karþýlaþtýðýmýzda, kendisine þunlarý söyledim: "Sayýn Demirel ve Sayýn Türkeþ, benim dostlarýmdýr. Onlarýn, devlet ve millet aleyhine bir tavýrlarý olsa, ben selâm vermezdim. Asker” idarenin, bu iki deðerli devlet adamýný gözetim altýna almasýna bir mânâ veremiyorum."
* 12 Eylül sonrasýnda tutuklanan milliyetçi gençlerin hali de beni çok üzdü. Devleti korumakla mükellef olan kurumlar vazifelerini yapsaydý, milliyetçi gençlerin baþý belâya girmezdi.
Ýsmet Paþa 'Mill” Þef' Türkeþ 'Mill” Maðdur'
* MHP lideri merhum Türkeþ, biliyorsunuz 12 Eylül Ýhtilâli'nden sonra, 5 yýla yakýn cezaevinde tutuldu. Atatürk "Ebed” Þef", Ýsmet Paþa "Mill” Þef", Türkeþ ise "Mill” Maðdur". Türkeþ, çok haksýz ithamlara mâruz kaldý. Özellikleri nedeniyle haksýz yere suçlandý.
* 12 Eylül sonrasý kurulan partiler için deðerlendirme yapmamý istediler. Ben de þunlarý söyledim: "ANAP, bulunmuþ eþya deposu gibi. Bilirsiniz, tramvaylarda, otobüslerde bulunan her çeþit eþya, bir ambarda depolanýr. Bunlarýn içinde, ayakkabýlar, þapkalar, cüzdanlar ve aklýnýza ne gelirse herþey vardýr. Ayrýca bunlarýn, birbiriyle baðdaþacak hiçbir yaný yoktur. Tesadüfen biraraya gelmiþler, daðýlacaklardýr.
MDP (Milliyetçi Demokrasi Partisi) ise, bir deprem çadýrý gibidir. Tehlikeli depremlerde, insanlar dýþarýya çadýr kurar ve tehlike geçinceye kadar bu çadýrýn altýnda kalýrlar. Tehlike geçince, herkes evine döner. Ýþte MDP'nin âkýbeti de böyle olmuþtur."
* Þimdi bir baþka siyasi ile ilgili deðerlendirmemi yapýyorum. årif olan anlar: Þeytan öldü, evliyâ oldu.
* Ses sanatçýsý Behiye Haným'la (Aksoy) ilgili hakkýmda spekülasyonlar olmuþtu. Son zamanlarda, yine ne düþündüðümü soruyorlar. Onlara cevabým þöyle oluyor:
Hasan Daðý çatal matal, Her yiðidin gönlünde Bir aslan yatar.
* "Tansu Çiller'i nasýl buluyorsunuz?" diyorlar. Ben de onlara þunu söylüyorum: "Aðam bir hâtun aldý, belâyý satýn aldý."
* Sayýn Erbakan, Refah-Yol Hükümeti'nin Baþkanlýðý sýrasýnda kendisi hiç konuþmadý. Sahneye hep, yardýmcýlarýný çýkardý. Memleket, çok sýkýntýlý bir döneme girdi. Bunlar, geçmiþten ders almadý. 27 Mayýs da, böyle gelmiþti.
* Biliyorsunuz, ben bu milleti severim. Bilirim ki, bu millet de beni sever. Ýkimizin bu hali, birbirini sevip de, evlenemeyen oðlanla kýzýn kaderine benziyor.
***
Osman Bölükbaþý, siyaset sahnesinden rüzgâr gibi geçti. 1972 yýlýnda MP Büyük Kongresi sýrasýnda, "Artýk enerjim tükendi. Gemi aslaný gibi lider olmak istemiyorum. Ama, beni peþinen ölüme mahkžm etmek istiyorsanýz, yine genel baþkan seçin." diyordu.
Bölükbaþý, bir büyük hayâlkýrýklýðý içindeydi. Kimin elinden tutmuþsa, onun ihanetiyle karþýlaþmýþtý. 1950'de, MP'den tek baþýna milletvekili oldu. 1954 ve 1957 seçimlerinde kendisiyle birlikte, parlamentoya yeni isimler taþýdý.
1961, 1965 ve 1969 seçimlerinde de Bölükbaþý'nýn sayesinde parlamentoya giren milletvekilleri oldu. Ama, seçilenlerin çoðu, parti deðiþtiriyordu. MP lideri, bir tedbir olsun diye, 1969 seçimlerine giren adaylardan, istifa etmeyeceklerine dair noter taahhütnamesi alýyordu.
Bölükbaþý'ndan "Leylâ"ya elveda
Fakat, seçimlerden sonra bu taahhütnameler unutuldu. Bazý milletvekilleri, MP'yi terketti. Bölükbaþý da, o taahhütnameleri dosyalarýndan çýkarýp, kamuoyuna açýkladý. Bunun, hukuk” bir yaptýrýmý yoktu. Ancak, sözkonusu taahhütnameler karþýsýnda, kamuoyu çok duyarlý olmuþtu.
Tüm bu olaylar, Bölükbaþý'ný siyasetten soðutmuþtu. Artýk, "Leylâ'sý"na elveda demek istiyordu. 14 Ekim 1973'de yapýlacak seçimleri dahi beklemeden, 9 Eylül 1973 günü hem partisinden, hem de milletvekilliðinden istifa etti.
Artýk, "Anadolu Fýrtýnasý" dinmiþti. Koca Bölükbaþý, o gün bugün þunlarý mýrýldanýr:
Kulluk, g”ran (aðýr) geldi dünyada kula,
Hürriyet aþký ile düþtük bir yola,
Sonunda leylâmýz gitti bir pula,
Bize inkisârý (kýrgýnlýk), hicrâný (keder) kaldý.
Bölükbaþý'ndan Veciz Sözler
Ben iki þeye þaþarým: Yedi devirde kavga ettim, beni nasýl yaþattýlar; siyasete girdiðim gibi çýktým, bu nasýl oldu?
Ben, yüreðimde kýlýç yarasý taþýyorum. Öteki yaralar zaman içinde geçer ama, kýlýç yarasýný geçiremezsiniz.
Ömrümüz, hayretle geçti.
Demirel: Osman Bey yürekli insandýr
9. CumhurbaÞkanI Süleyman Demirel, Bölükbaþý'nýn en yakýn dostlarýndan biridir. Demirel, siyasetin duayeni Bölükbaþý'na, çok özel ilgi gösterir. Kendisinin, bilhassa saðlýk sorunlarýyla yýllardan beri meþgul olur. Demirel, yakýn dostu Bölükbaþý'ný þöyle anlatýyor:
"Sayýn Osman Bölükbaþý, Türk demokrasisinin fevkalâde renkli, fevkalâde parlak simalarýndan birisidir. Demokrat Parti'nin kuruluþunda bulundu. O günlerdeki þartlar, herþeyi açýk konuþmaya müsait deðildi. Türkiye, muhalefeti yeni görüyordu. Henüz, 'Konuþan Türkiye' olmaktan uzaktý.
En ufak eleþtiri dah”, siyas” ve idar” kadrolarý rahatsýz ediyordu. O günler, ülkenin çok zor günleri idi. Halk, uzun süren 'tek parti' idaresi ve savaþtan çok sýkýntý ve ýzdýrap çekmiþti.
Ülkede laik, demokratik cumhuriyetin ne anlama geldiði de tam anlaþýlmýþ deðildi. Henüz, 'nereye kadar' çizgileri de yoktu, belirlenmiþ deðildi.
Konuþmaya yeni baþlayan Türkiye, yürekli insan istiyordu. Sayýn Osman Bölükbaþý, onlardan birisidir. Öðrencilik yýllarýmýzda kendisini hayranlýkla, takdirle takip ettik. 50'li yýllarda O'nu kendi siyasi kuruluþunun baþýnda, TBMM'de ve vatan sathýnda görüyoruz.
'Bölükbaþý, iktidarlara daima kök söktürdü'
SayIn Bölükbaþý, hitabetin, halk hitabetinin, siyas” hitabetin en güzel örneklerini vermiþtir. Esprileri, halkýn zihninde çok yer etti. Kendisi meydanlarda saatlerce konuþur, dinlenirdi. TBMM kürsüsünde, günün iktidarlarýna her zaman kök söktürmüþtür. Kendisine lâf atanlara, yüz misli ile mukabele eder. Gerek meydanlarda, gerekse Parlamento kürsüsünde yaptýðý konuþmalar, rastgele deðil, hazýrlýklýdýr.
1960'lý yýllarda kendisiyle siyas” beraberliðimiz oldu. 1965'in baþýnda, günün Hükžmetini istifaya beraberce mecbur ettik, beraberce koalisyon kurduk.
1965'ten sonra, biz iktidardýk; Sayýn Bölükbaþý ve partisi muhalefetti. II. Beþ Yýllýk Plâný, Meclis'e, Baþbakan olarak takdim ettim ve savundum. Konuþmam, 7,5 saat sürdü. Sayýn Bölükbaþý da, o gün Düzce'ye gitmiþ. Benim kürsüye çýktýðým saatte, kendisi de Düzce Meydaný'nda kurulan kürsüde konuþmaya baþlamýþ. 4-5 saat sonra kürsüden sormuþ: 'Demirel'in konuþmasý devam ediyor mu?'
Sayýn Bölükbaþý, TBMM'deki konuþmamýn devam ettiðini öðrenince, kendisi de konuþmasýný sürdürmüþ. Her saat baþý, konuþmamýn bitip bitmediðini soruyormuþ.
Meclis kürsüsündeki konuþmamý 7,5 saatte tamamladým. Sayýn Bölükbaþý ise, sözlerini 8. saatte bitirmiþ. Böylece rekorumu kýrmýþ.
Ülkede, karýþýk, yasaklý yýllar oldu, 80'li yýllar. Sayýn Bölükbaþý ile bu dönemde çok yakýn ve çok dost olduk. Çok þey bilir. Çok güzel söyler. Sohbetine, muhabbetine doyum olmaz. Kimseden lâfýný esirgemez.
Müþterek dost ve arkadaþlarýmýz oldu. Bizi, Zincirbozan'da ziyarete geldi. Kendisi, siyasette sýkýntý çekti. Baþkalarýnýn baþýna gelen siyas” kazalarý çok iyi takdir eder.
90'lý yýllarda bu dostluk devam etti. Çok kere biraraya geldik. Müþterek dostlarýmýzýn hemen hepsi ebediyete intikâl etti. Merhum Çaðlayangil, merhum Dr. Münif Ýslamoðlu ve merhum Dr. Kemal Satýr, bunlar arasýndadýr.
"Anadolu Fýrtýnasý unvâný çok yakýþýr"
Sayýn Bölükbaþý, gerçekten halk adamý, halkýn adamý ve çok aziz bir dost. Bir büyük siyasetçi, bir büyük vatanperver. Velhasýl, kendi þahsýna münhasýr, müstesna bir insandýr. Kendisine sevgim ve saygým vardýr. O'na, boþu boþuna 'Anadolu Fýrtýnasý' denmemiþtir. Kendisine çok yakýþan bir unvandýr, Anadolu Fýrtýnasý...Rahatsýzlýðý esnasýnda kendisiyle çok meþgul oldum. Çok üzülüyorum. Allah þifa versin, diyorum."
Hulusi TURGUT
-BÝTTÝ-
|
