kapat
17.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Öldürün şu çevrecileri!

Önce gazetenin "Vay kalas vay!" manşetiyle duyurduğu haberi birlikte okuyalım:

"Birbirinden ilginç protestolara imza atan Uluslararası Çevre Örgütü Greenpeace-Yeşil Barış"çıların son hedefi, İzmir Aliağa'daki tesisler oldu! Asbest gibi zehirli maddeler içeren gemilerin Türk sahillerinde sökülmesine tepki gösteren çevreciler, İsviçre bandıralı 'Star Venice' adlı gemiyi işgal ettiler.

Geminin gövdesine 'Zehirli gemiler giremez!' yazıp, her yere bayrak asan çevreciler, ardından kendilerini demirlere zincirlediler.

Çevreciler, toksik maddelerin zararlarını anlatan broşürler dağıtınca, polis eylemcileri yaka paça toplamaya başladı. Zincirler oksijen kaynağıyla kesilirken, ortalık bir anda savaş alanına döndü! Kargaşayı fırsat bilen bir grup işçi ise, zodiak botlarla gemiye yazı yazmaya çalışan çevrecilerin üstüne, kalas fırlattı!.. Kalaslar eylemcileri sıyırıp, denize düştü. Eğer bir tanesi bile denk gelmiş olsaydı, çevrecilerden biri ölebilirdi!

Polis, 17 çevreciyi gözaltına aldı ve zodiak bota el koydu. (Star Gazetesi-15 Ocak 2001)"

Haber sadece yazıyla geçiştirilmemiş. Geminin güvertesindeki işçileri kalas fırlatırken gösteren birkaç fotoğraf da kullanılmış. Fotoğraflara dikkatlice bakınca, işçilerin hiçbirinde maske bulunmadığı görülüyor. Anlaşılan işçiler, kendilerini bekleyen acı sonun farkında değiller. Belli ki onlara gereken önlemler alınmadan sökülen asbestin, solunum yoluyla akciğer kanserine sebep olduğu anlatılmamış. Anlaşılan işveren, gencecik eylemcileri gösterip, şu emri vermiş:

"Nereden çıktı bu gavurlar! Şu kriz Türkiye'sinde ekmeğinizle oynayan veletlere bir ders verin de göreyim sizi! Haydi arslanlarım, dökün onları denize!.."

* * *
Bu emrin verildiğine adım gibi eminim. Çünkü biz aynı filmi, yıllar önce İstanbul'da da görmüştük. Armatör Kahraman Sadıkoğlu bir "asbest aysbergi"nden farksız hurda United States Transatlantiği'ni söken işçileri de Yeşil Barış'çıların üstüne saldırtmıştı. Özel eldivenler, maskeler ve hava geçirmeyen giysilerle çalışması gereken işçiler, ellerine tutuşturulan sopalarla, korumasız çevrecilere "vur abalıya" girişmişlerdi! Ancak Sadıkoğlu'nun tüm çabasına karşın, Tuzla açıklarındaki bu küçük deniz savaşında kazanan taraf, kamuoyunu ayağa kaldıran ARENA ekibi ve çevreciler olmuştu. Asbest gemisi United States, geldiği gibi sessizce çekip gitmişti.

* * *
Son olayların ardından Aliağa Kaymakamı ile Belediye Başkanı'nı ciddi şekilde uyarmamız gerekiyor. Eğer dünkü eylem, gelişmiş herhangi bir Batı ülkesinde gerçekleşmiş olsaydı, çevreciler yerine, sökümü yaptıranlar gözaltına alınırdı!

Yüzde yüz kanserojen olduğunun bilinmesine karşın, asbestin sökümü sırasında gereken sağlık ve güvenlik önlemlerini almayan işverenler, hem cezaevini boylar, hem de ağır maddi tazminatlar ödemek zorunda kalırlardı. Ama neylersiniz ki Türkiye'de en ucuz şey, insan hayatı... Oysa gelişmiş ülkelerde asbest sökümünde kullanılan eldivenler, maskeler ve özel giysiler çok pahalı! Ama burası Türkiye!.. Burada ne gerek var bir yığın önlem alıp, masraf yapmaya! Nasılsa canım ülkemde bu işleri takip eden, sorumluların yakasına yapışıp "Arkadaş, bu işçilerin bir süre sonra kanser olacaklarını bilmene karşın, niçin önlem almadan çalıştırıyorsun?" diyen yok!

Aliağa'da Kaymakam, Belediye Başkanı ve sendika yetkilileri, işçileri bekleyen acı sonu bilmiyorlar mı? İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda ve Kanada'da, bırakın çalışanları, gemi söküm yerlerinin yakınında oturan insanların bile kansere yakalandıklarının farkında değiller mi? Tabii ki farkındalar!.. Ama yine de yetkilerini kullanmak yerine, üç maymunu oynamayı tercih ediyorlar! Türkiye'nin asbest çöplüğü haline gelmesine göz yumuyorlar!.. Hatta bu toplu cinayetin suç ortakları oluyorlar!..

* * *
Peki ya çevrecileri öldürmeye çalışan, üzerlerine kalas fırlatan işçilere ne demeli?

Onlar ne yazık ki hiçbir şeyin farkında değiller. Onlar, karda kışta günü kurtarmanın, eve aş götürmenin telaşındalar.

Ekmek parasını kaptırmamanın savaşındalar.

Ahh... Biraz güvenceleri, biraz da bilgileri olsa!..

O zaman kalasları acaba üç beş kuruş uğruna kendilerini ölüme sürükleyenlere mi, yoksa ölümden kurtarmaya çalışanlara mı atarlardı?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır