Bu köşeyi sürekli takip eden okurlarımız hatırlayacaktır...
Ciddi bir yarışma programında sorulan, "Burçları sırasıyla sayınız" sorusu tepki toplamıştı. Bunun üzerine ben de, her gün gazetelerde fal köşesi çıkıyor; bilimsel olmasa da, neticede bu da bir bilgi biçimidir, enformasyondur, neden sorulmasın, demiştim.
Peki şimdi ne oldu da bu konuya yeniden döndük?
Olay şu: Astrolog Yasemin Boran'ın yaklaşık üç yıldır süren derslerini takip eden öğrencileri geçen gün mezun olup diplomalarını almışlar.
Sadece Yasemin Boran'ın, Hürriyet gazetesinin astroloji köşesini hazırlaması nedeniyle değil...
Bir ilk olmasının getirdiği ilginçlikle de bu haber gazetelerde epey geniş yer aldı.
Komediye ve çelişkiye bakar mısınız? Bir yanda öğretmen, doktor, işadamı gibi öğrencileri bulunan "Altın Işık Astroloji ve Bilimsel Araştırmalar Derneği" adlı astroloji okulu... Diğer yanda, burçların sayılmasını bile bir yarışma programı için ciddiyetsiz bulup, ayıplayan insanlar... İkisi de aynı anda, aynı ülkede birlikte varoluyor.
Tabii bu; bir yandan çelişik ve komik bir durum...
Ama bir yandan da hiç saçma değil elbette. Tarihin her döneminde kendilerini aşan (deneyimlenemez) güçlerin varlığına inanıp, onları anlamaya çalıştı insanlar. Buna genel olarak din diyoruz zaten.
Öte yandan benzeri bir arayışı din dışında da sürdürenler oldu. Astroloji de bunlardan biri işte. Dindarlık nasıl tuhaf bir şey değilse...
Yıldızların gücüne filan inanmak ve bu gücün işleyiş biçimini araştırmak da bana hiç tuhaf gelmiyor. (İnanmasam da!)
Ancak tuhaf gelen şeyler de yok değil. Örneğin...
Eğer bir kişi, "Burçları saymak, ciddi bir yarışma programına yakışır mı" dedikten sonra, eski Yunan ve Roma mitolojisinden söz açıyor...
Apollon'dan, Venüs'ten, Hektor'dan, Sisifos'tan bahsediyorsa...
İşte buna gülerim.
Çünkü Apollon ne kadar gerçekse, Aslan burcu da o kadar gerçek!