kapat
10.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Yaşayan futbol anıtları

Stadyum denilince aklıma hemen Elland Road geliyor!..

İngiltere'nin köklü futbol kulüplerinden Leeds United'a ait bu stadyumun beni büyüleyen iki özelliği var:

Biri, tribünlerde patlayan tezahüratı adeta gökgürültüsüne dönüştüren akustiği, diğeri ise İskoç kaptan Billy Bremner'in görkemli heykeli... Bir bacağı diğerinden birbuçuk santim kısa olan Bremner, başarısı, dürüstlüğü ve hayranlık uyandıran kişiliğiyle, tüm Leedsliler için bir "efsane" haline gelmişti!

Adına şarkılar bestelenen efsane kaptan, 1997'de ölünce, 7'den 77'ye herkes, günlerce gözyaşı dökmüştü. Yaklaşık bir yıl sonra da Bremner'in bronz heykeli, Elland Road'ın önüne dikilmişti...

Şimdi efsane, okul çocuklarının hergün getirip, bronz ayakların arasına serpiştirdiği rengarenk çiçeklerle orada ölümsüzlüğünü yaşıyor.

Çocukların dünyası büyük düşlerle doludur... Maden işçilerinin kenti Leeds'te yaşayan çocuklar da günün birinde Bremner olabilmeyi hayal ederler...

***
Benim futbol tutkusuyla dopdolu gençliğimin ilk efsaneleri, Fenerbahçe'de Lefter Küçükandonyadis ve Can Bartu idi. Galatasaray'ın Turgay Şeren'i, Metin Oktay'ı, Beşiktaş'ın "Baba" Recep Adanır'ı, o yılların efsanevi futbolcularıydı.

Onlar, Allah vergisi futbol becerilerinin yanısıra, kişilikleriyle de genç kuşağın yeşil sahalardaki "idol"leri olmuşlardı. Maçlar bittikten sonra, o zamanlar adı, Dolmabahçe olan İnönü Stadyumu'nda futbolcuların çıktıkları kapılara koşar, yerinde olmak için can attığımız "yıldızları" üç, beş saniye görebilmek için itiş kakış beklerdik.

Bazen peşlerine takılır, kişiliklerinin ipuçlarını yakalayabilmek amacıyla laf atıp, konuşturmaya çalışırdık. Efsanelerin şöyle bir geriye dönüp "Merhaba" demeleri bile, bizi mutlu ederdi...

Lefter çalımlarıyla baş döndürür, çoğu kez gollerini, kalecilerin kapadığı köşelerden, adeta iğne deliğinden geçirerek atardı. Her hareketiyle tribünleri ayağa kaldıran, müthiş zeki bir futbolcuydu. Penaltıları da hiç kaçırmazdı.

"Sinyor" Can Bartu'nun raket gibi bir sol ayağı vardı. Topu ayağına aldığında bir vals virtüözü seyrediyormuş gibi olurduk. Aynı zamanda basketbol da oynadığı için, markaj kabul etmez bir kıvraklığa sahipti. Eşsiz sol ayağıyla attığı goller, bir tablo ihtişamıyla hafızalara yerleşirdi. "Sinyor" ayrıca futbol dünyasında şıklığın da simgesiydi. Turgay Şeren'in lakabı "Berlin Panteri" idi. O, başarılı kaleciliğinin yanısıra, takım arkadaşlarında yarattığı sevgi ve saygıyla da "efsaneleşen" bir kaptandı.

Ben, bunca yıldır "Taçsız Kral" Metin Oktay gibi bir golcü görmedim. Futbol otoriteleri onun için "Solu sağından, kafası solundan kuvvetlidir!" derlerdi. Ayrıca melek gibi, iyi kalpli bir insandı. (Beklenmedik ölümünden sonra adı, Galatasaray'ın Florya'daki tesislerine verildi.) "Baba" Recep Adanır da hem yıldız futbolculuğu, hem de kişiliğiyle Beşiktaşlılar'ın yanısıra, tüm futbolseverlerin gönlünde taht kurmuştu.

***
Onların top koşturdukları yıllarda sahalar, bugünkü gibi yemyeşil değildi. Hele yağmurlu havalarda Dolmabahçe Stadyumu'nun zemininde, bırakın futbol oynamayı, yürümek bile zorlaşırdı. "Efsaneler" o güç koşullarda en iyisini yapabilmek için düştüler, kalktılar, sakatlandılar ve bugünlere bir yığın sağlık sorunuyla gelebildiler.

Felç tehlikesi geçiren Lefter Küçükandonyadis geçenlerde sedye ile getirildiği Florance Nightingale Hastanesi'nde çok ciddi bir ameliyat geçirdi. Dünyanın sayılı hekimlerinden, altın kalpli bilim adamı Prof. Azmi Hamzaoğlu'nun yaptığı çok başarılı operasyonla, belkemiğindeki hasar giderildi. Şimdi rahatlıkla yürüyor, hatta futbol oynayacak kadar sağlıklı görünüyor.

Onu hastanedeki odasında ziyarete gittiğimde, maç çıkışları peşinden koşturan zayıf, uzun boylu, mavi gözlü çocuğu görür gibi oldum! "Efsane" kaptan Turgay Şeren de beton kadar sert zeminlerde yaptığı mükemmel kurtarışlarının faturasını, zaman zaman bıçak altına yatarak ödüyor. Berlin Panteri'ndeki "kanal daralması" rahatsızlığı, birkaç hafta önce Prof. Dr. Ali Çetin Sarıoğlu'nun başarılı müdahalesiyle sona erdi. Her ikisine de büyük geçmiş olsun.

***
Leedsliler, efsanevi kaptanları Billy Bremner'in bronz heykelini Elland Road Stadyumu'nun önüne dikerek ölümsüzleştirdiler.

Bizim de stadyumlarımız var.

Peki biz niçin bekliyoruz?

Allah gecinden versin, "efsanelerin" ölmelerini mi?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır