Özdemir Sabancı
Sabancı grubunun "beyni" Özdemir Sabancı'nın dün ölüm yıldönümüydü...
9 Ocak 1996'da teröristlerce düzenlenen saldırıda, Özdemir Sabancı ile birlikte Toyoto-Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreteri Nilgün Hasefe de öldürülmüştü.
Atatürk'ün dediği gibi "Hayatta yalnızca olmuşla, ölmüşe çare yok!"
Maalesef ki biz faniler için bu hep böyle...
Elimizden başka bir şey gelmiyor...
O kan kokan ve Türkiye'yi paniğe boğan eylem sonrasında Türkiye uzunca bir süre kendine gelememişti...
BİR NUMARALI PROFESYONEL
Özdemir Sabancı'nın öldürüldüğü günlerde şirketin bir numaralı profesyonel koltuğunda Hasan Güleşçi oturuyordu.
Suikast sonrası hiç konuşmamış...
Herhangi bir yorumda bulunmamıştı...
Suikastin yönetim ve güvenlik şirketinin seçimindeki hatalardan kaynaklandığı yönündeki eleştirilere dahi cevap vermemişti...
Geçen yıl Güleşçi ile Erdem Holding'teki odasında söyleşiyordukÉ
Bir ara sohbet bu konuya kaymıştı...
Duralamış "Bunlar çok üzücü şeyler" deyip, sonra da yaşananlara dair zor da olsa ağzından bazı kelimeler dökülmüştü...
Önce yutkundu...
Masasının üzerinde duran bardağa uzanıp, birkaç yudum su içti...
Sonra, koltuğuna yaslandı, başını yukarı kaldırdı ve gözünün önünden geçen kareleri bir bir anlatmaya başladı...
Güleşçi'nin o sözlerini burada aynen tekrarlıyorum:
"ÖZDEMİR'E BAKALIM"
"Suikastın öncesinde bize hiçbir bilgi gelmedi. O gün bizim normal toplantı günümüzdü. Sakıp Bey, Erol Bey ve ben biraradaydık. Tesadüfen 26. katta, öbür tarafta bulunan Hacı Sabancı Bey'in odasına gittik. Hepimiz oradaydık. Bu tarafta da Özdemir Bey ile Haluk Bey'in olduğunu bilmiyorduk biz. Aynı katın karşılıklı odalarındaydık. Biri kapıyı açtı, 'Aman Allahım sekreter yerde cansız yatıyor' dedi. Hemen yerimizden fırladık. Sakıp Bey elimden tuttu, 'Özdemir'e bakalım' dedi. Odasına daldık ki ne görelim. Özdemir Bey yerde yatıyor. O sırada Sakıp Bey sapsarı oldu, hemen kolundan tutup dışarı çıkardım..."
Sonra sözlerine şöyle devam etti:
"Yaşananlar karşısında donup kalmıştık. Topluluk için büyük bir kayıptı. Kesinlikle önceden elimizde hiçbir bilgi, hiçbir belge, hiçbir duyum yoktu. Nereden olacak ki! Olsa bile 26. katta böyle bir şeyin olabileceği kimin aklına gelirdi kiÉ
Kim düşünebilir, inan bilmiyorum."
SPEKÜLASYON ÇOK
Ardından, o dönem sıkça gündeme getirilen, güvenlik firmasıyla ilgili eleştirileri kendisine yansıtıp sordumÉ
Bunun üzerine Güleşçi, bana şu cevabı verdi:
"Suikastin, güvenlik işinin bir temizlik firmasına verilmesi nedeniyle olduğu yönündeki iddialara da katılmıyorum. Bunun hiç alakası yok. Öyle planlandıysa kim engel olabilir ki. Güvenlik şirketi, ihaleye giriyor. Tertemiz geliyor. Sonra kazanıp, işi alıyor. İhaleyi kazanan da çok çalışkan bir arkadaş. Bu yüzden oldu iddialarına katılmam mümkün değil. Onun için, bu teröristler planladılarsa her yere girebileceklerine inanıyorum. İnsanlar çok spekülasyon yapıyor. Aynı yere yüzlerce, binlerce kişi girip çıkıyor. Araştırıp soruştursan, tertemiz adam çıkıyorlar."
Buğulu gözlerle konuşurken, masaya bir kez daha uzandı, birkaç yudum su aldı ve boynundaki kravatı gevşetip hırıltılı bir ses tonuyla sözlerine devam etti:
BEYNİ BÜYÜK ADAM
"Özdemir Bey son derece beyni büyük bir adamdı. Yaratıcıydı. Büyük bir kayıp oldu grup için. Ama bu acı olayın ardından iki gün sonra iş yeniden tanzim edildi. Aynı şevkle, 'Özdemir Bey de böyle isterdi' diye herkes işe sarıldı. Yüzde 25 daha çok çalıştı herkes. Grupta çarkların durmasını böyle önledik.
Bu sayede iş akışında herhangi bir tıkanma yaşanmadı. Sakıp Bey de çok kuvvetli bir adamdır. Çok üzüldü kardeşinin öldürülmesine. Hep de üzülür. Bu satırları okuduğu vakit ağlayacaktır, biliyorum. Sırf onun değil, hepimizin içi yandı. Ama, Sakıp Bey iş ile üzüntüyü ayıracak kadar da akıllı bir adamdır. Çünkü iş sadece kendisinin işi değil ki, 30 bin kişinin mesuliyetini taşıyordu.
Bunun farkındaydı. Yeni bir işbölümü yapıldı. İşler paylaşıldı. Böylece işler aynı tempoda devam edebildi. Aksini düşünmek mümkün değildi. Biz olması gerekeni, doğru olanı yaptık."
Son olarak...
Bu vesile ile bir kez daha ölenlere Allah'tan rahmet...
Geride kalanlara da sabır dilemekten başka elden bir şey gelmiyor elden...
Ruhları şad olsun...
|