|
|
Bulaşıcı fobi
Galatasaray 1998-99 sezonunda 17 deplasmanının 11'ini kazanmış, hiç yenilmemişti. Ertesi sezon galibiyet sayısı yine 11, geçen sezon da 12 idi. Oysa bu sezon 7 dış saha maçından sadece 3 galibiyet çıktı. 30 Eylül'deki G.Birliği (3-1) maçından bu yana kupa dahil 4 deplasmandan üçünü kaybetti; sadece Beşiktaş ile berabere kaldı.
Birçok oyuncusunu değiştiren, adeta yenibaştan kurulan bir takımın dış saha maçlarında zorlanması normal karşılanabilir. Geçen sezon F.Bahçe'nin yaşadığı bu fobi, şimdi G.Saray'a bulaşmış gibi... Burada önemli olan, bu deplasman fakirliğinin sebeplerini doğru teşhis etmek. Ankaragücü karşısında Sergen, Perez, Hasan ve hatta Ayhan'ın (sakat sakat oyuna alınsa da) yokluklarının skora etki ettiği bir gerçek. Zaten asıl sorun da bu: Eksikler, G.Saray'ı artık çok etkiliyor.
Peki; Arif'e Sergen'in görevini verip, Türkiye'nin en iyi kanat adamlarından birini oyun kurucu olarak denemek doğru muydu? Defansta sakatlar varken 4'lü blokla çıkan Lucescu, göbekte yer verdiği oyuncular iyileştikten sonra Capone-Emre-Bülent üçlüsünü ille birlikte oynatarak takımı 3-5-2'ye, bazen de 5-3-2'ye zorlamıyor mu? Bu üçlüden birinin kesilmesi için sakat veya cezalı olmaları şart mı?
Kimler art niyetli?
Lucescu'nun hakem suçlamadan önce bu sorulara yanıt vermesi lazım. Tabii bir de İstanbulspor maçında 3-0 galipken, 9 kişiye karşı Sergen'i sahaya sürüp bir sakat daha vermesine güzel bir açıklama bulmalı. Yoksa, bu sezon önce averaja değil, takımların arasındaki maçlara bakıldığını bilmeden averaj peşinde mi koşuyordu?
Ankara'daki yenilgi için suçlanan Ali Aydın, Mondragon'u atıp penaltı çalacak fırsat da yakalamıştı. Art niyetli olsa bunu yapardı. Bir hafta önce art niyetli olmakla suçlanan Zafer Önder İpek de, 20. dakikada İstanbulspor hâlâ 11 kişiyken Hakan'ın ortasının ceza alanında elle kesilmesini değerlendirip ipi çekebilirdi.
Benzer pozisyonlar için bir hafta başka, ertesi hafta başka konuşanlar, asıl art niyetlilerdir. Lucescu'nun bu insanlardan farkı, yenen goldeki hakem hatasını aramak değil, maçın başında gelen bu gole neden yanıt verilemediğini bulmak olmalıdır.
|
|
|
|