Son haftalarda ortaya çıkan ve henüz reel ekonomiye yansımamış olumlu beklentiler, mali piyasaları peşinden sürükleyince, 1999'u anımsatmaya başladı. Kontrolsüz bir iyimserliğin yerini ihtiyatlı bir iyimserliğe bırakması uyarısı yapılıyor. Hak vermemek elde değil.

Yeni bir dalga yakaladığımız doğru. Ancak bu ekonomide hemen herşeyin düzeldiği anlamına gelmez. Üstelik 1999'da yakaladığımız dalganın üstünde kalmayı başaramadık. 2000'de uygulama riski ile karşı karşıya kaldık.

Şimdi ekonomide olan, sadece iyi beklentilerin gündeme gelmesi ve bunun piyasalar tarafından önceden satın alınması. Henüz uygulamayı başlatmış ve reel ekonomiyi canlandırmış değiliz. Bunu ancak 2002 yılında gerçekleştirebileceğiz. Mali piyasalardaki trendlerin devam edebilmesi için, IMF ile anlaşmanın yapılması, uygulamanın başarıyla sürmesi ve olumlu sonuçlarının ortaya çıkması lazım. Bu da, aylarla sınırlı bir sürenin geçmesini ve bu süreyi hükümetin çok iyi kullanmasını gerektiriyor.

* Yerlilerin hazırlığı- O zamana kadar piyasaları canlı tutacak haberler ve uygulamalar var. Öncelikle AB ile yapılacak görüşmelerden tam üyelik yolunda ilerlenmesi, IMF anlaşması, kredi dilimlerinin serbest bırakılması, Dünya Bankası kredisi, not artışı, yabancılar gelecek ve ekonomi canlanacak beklentisi piyasaları önümüzdeki haftalarda diri tutacak etkenler.

Yeni yılın ilk aylarında ekonomik uygulama ile yabancıların piyasaya girmesi bekleniyor. Bu beklenti zaten hisse senedi fiyatlarını belli bir yere çekti. Yani yerliler ellerini çabuk tuttu ve yabancılardan önce borsada alıma geçti. Muhtemelen de yabancılar piyasaya girerse onlara ve onlarla birlikte gelecek yeni yerli yatırımcılara satış yapıp karlarını realize edecekler. Ancak 1999 ve 2000 yılı başında yaşananları unutmayalım. Fiyatlar yükseldiğinde yabancılar satıyor.

* Yabancıların gardı- Ancak yabancılar da oyunun kuralını öğrendiler. Yerlilerin kendilerine satış yapmak için hazırlık yaptıklarını biliyorlar. Bu durumda yabancıların yeni yıldan itibaren piyasaya girmeleri ancak yükseliş trendinin devamını öngörüyorlarsa, içeriden başka yatırımcıların da piyasaya gireceklerine kanaat getiriyorlarsa akıllı ve karlı olabilir.

Dolayısıyla yeni yılda yabancılar gelse bile, bu hemen olamayacak, uygulamayı görmek isteyecekler. Yerlilerin kendilerine yüksek fiyattan mal boşaltmak için hazırlık yaptıklarını bildiklerinden hisse senedi seçiminde çok seçici olacaklar.

Bu durumda, "yabancılar gelecek bayram olacak" havasına girenler için yeni yılın ilk riski ortaya çıkıyor. Yabancılar gelse bile bu yavaş yavaş ve çok seçici olacak. Eğer fiyatlar duraksamadan yükselirse bırakın yabancıların gelmesini, Türkiye piyasasından çıkmaları bile sözkonusu olabilir.

* Sonuç- "Avcı nice al bilse, ayı onca yol bilir" Türk Atasözü