Ýstanbul surlarýna varýldýðýnda ile Konstantin kuvvetleri ile þiddetli bir savaþ baþladý. Ýslâm ordusunda, çarpýþarak þehid düþmeye ve geri dönmemeye yemin etmiþ olan Zürâre oðlu Abdülâziz adýnda bir mücahid vardý. Kendini hiç sakýnmadan Rum askerlerinin ortasýna atýyor ve âdeta zorla þehit olmak istiyordu. Fakat üst üste yaptýðý bu ataklarýn hepsinden de sapasaðlam çýkýyordu. Bu hareketlerine üzülen arkadaþlarýna dönerek bir þiir söyledi:
Zamanýnda çok çeþitli yaþadým.
Kâh iyi kâh kötü hali ile karþýlaþtým.
Þüphesiz nimeti beni azdýrmadý.
Belâsý da þikâyet ettirmedi.
Ýþ olmadan onunla ilgilenmem.
Olunca da hiç darlanmam.
Dalakýlýç yine saldýrdý Rum askerine. Kahramanca vuruþuyor ve önüne çýkaný kanlar içinde yere yýkýyordu. Bir ara etrafýný büyük bir kalabalýðýn çevirdiðini hissetti. Her yandan gelen saldýrýlara karþý koymakta güçlük çekmeye baþladý. Nihayet birçok yerinden aldýðý kýlýç yaralarý ile isteðine ulaþarak þehid oldu. Rumlar vücudunu ikiye ayýrdýklarý halde yüzü hâlâ Rabbine hamd eder gibi gülüyordu.
Ebâ Eyyžb da yaþýndan umulmayan bir çeviklikle kýlýç sallýyor, kýlýcýnýn üzerindeki kan kurumuyordu. Yanýnda muhâcirlerden bir kiþi vardý ki içine þehid olma arzusu yerleþmiþti. O da cesaretle düþman üzerine atýlýyor ve durumunu hiç hesaba katmýyordu. Onun bu haline þaþýran diðer mücahidler þöyle diyorlardý:
- Bu adam kendini tehlikeye atýyor.. Halbuki Allah: "Kendinizi tehlikeye atmayýnýz" buyurmuþtur.
Ebâ Eyyžb bu sözleri iþitince yüzü kýzararak onlara þöyle dedi:
- Bu âyeti biz daha iyi biliyoruz. Çünkü bu âyet bizim hakkýmýzda indi. Resžlullah ile beraber bütün harplere katýldýk. Ýslâm yayýlýp kuvvet kazanýnca "Bize Resžlullah'ýn bereketi ile Allah yardýmýný nasib etti, Ýslâm yayýldý, ehli çoðaldý" dedik. Harbin þiddeti azalýnca biz o zamana kadar ihmal ettiðimiz evimizle, bahçemizle uðraþarak ailemizin içinde oturmayý istemiþtik. O zaman bizim hakkýmýzda "Allah yolunda harcayýnýz, kendinizi tehlikeye atmayýnýz" âyeti geldi. Ýþte bu tehlike malý ve evlâdý düþünüp cihadý terk etmektir.