|
|
Donma noktası..
Gündemin tepesine lök gibi oturan Kıbrıs sorunu, Ankara istese de istemese de, babalansa da babalanmasa da, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini, doğrudan etkileyecektir.. Bunun kaçarı göçeri yok.. Zaten adamlar açık açık da söylüyorlar..
Peki biz ne yapıyoruz? Daha doğrusu Ankara ne yapıyor?
Ankara inanılmaz derecede yanlış bir politika uyguluyor.. Adeta bile bile, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini, "Donma" noktasına doğru götürüyor..
Gazetelerdeki köşe yazarları Ankara'yı sürekli uyarıyor.. "Yanlış politika uyguluyorsun. Bununla bir yere varamayız.. Üstelik Türkiye'nin zararına sonuçlanır.. Kimse KKTC'nin peşkes çekilmesini savunmuyor.. Aksine, müzakere masasına oturulmasını istiyor.. Haklarını, orada da korursun.. Yeter ki otur o masaya.. Uzlaşmaz görüntünden kurtul.. Yaratıcı fikirler üret.. Sen atak ol ve Rumları savunmaya it.. Sadece benim isteklerim kabul edilsin diyerek müzakere edilmez.. Bunun adı müzakere olmaz. Dikte etmek olur.. Ama işin adı üstünde müzakere.. Sen birşey vereceksin, karşılığında birşey alacaksın.."
Sürekli geçmişle yaşamak iş değildir. Yanlıştır.. Biz sadece kalkıp "AB, Rumları üyeliği kabul edeceğini bildirerek onların elini rahatlattı. Niye Denktaş ile anlaşsınlar" demek, geçmişte yaşamaktır. O iş olmuş bitmiştir. Yanlış mıdır AB'nin yaptığı? Bize göre de yanlıştır.. Ama olup bitmiştir artık.. İleriye dönük, yapıcı, yaratıcı fikirlerle masaya oturmak lazım..
Denktaş, ne oldu da, durdu durdu ve şimdi Klerides'e "Yüzyüze görüşme" önerdi.. Bunu New York öncesi yapsaydı, daha iyi bir konumda olurduk bugün.. Denktaş, o dönem önce, adada görüşelim diye tutturdu, sonra da New York'a gitti..
Susturulanlar
Yok mu bizim Dışişleri Bakanlığı'nda, "Yaratıcı fikirler üretecek" isimler? Dünya kadar var.. Ama nedense, sanki bu iş onlardan alınmış, Kıbrıs böyle giderse işlerin aleyhimize sonuçlanacağını gören ve bilen diplomatlarımız ise, susturuluyor.. Bana şikayet ediyorlar.. Kıbrıs sanki başkalarının yönetimine, inisiyatifine bırakılmış. Baksanıza, Kıbrıs'tan sorumlu ayrı bir bakanımız bile var.. Böyle bir tuhaflık olur mu? Dünyada her ülkenin bir tane Dışişleri Bakanı olur. Biz de ise neredeyse Dışişleri Bakanlığı görevini üslenmiş yedi tane ayrı kişi ve kurum var..
MGK toplantısında, Ankara'nın resmi görüşünün dışında, kalkıp kendi görüşünü söylemek yasak mı? Kimsenin Kıbrıs'ı satın dediği filan yok.. Sadece bu işin nereye gideceğini, bugün Ankara'da oturanlardan, MGK masası çevresinde toplananlardan daha iyi seziyor.. Burunları daha iyi koku alıyor.. Antenleri daha iyi çalışıyor.. Hepsi bu..
Ankara'nın yapmakta inat ettiği bu çok vahim hatanın bedelini ne bizler, ne de gelecek nesiller ödememeli.. Bunu ödemek istemiyor Türk halkı.. Aykırı sesler de konuşsun MGK'da.. Anlamıyor musunuz?
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|