kapat
28.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
İztuzu plajları, Afgan bataklığı ve Kıbrıs sambası

Köyceğiz'in 40 Km. kadar ötesinde, karettaların her yıl yumurtlamak için geldiği 7 Km. uzunluğundaki İztuzu plajlarında in cin top oynuyordu, her yer sessiz ve ıssızdı.

Yazdan kalma bir gündü. Masmavi gök, yer yer beyaz bulut kümecikleriyle süslüydü.

Ve güneş, koyu yeşillerin görücüye çıkmış bir doğa büyüsüne benzeyen çam ormanları üstünde, evrensel saltanatının tadını çıkarıyordu.

Akdeniz, -bir İstanbul deyimiyle- kırışıksız, dümdüz mavi bir çarşaf gibiydi.

Sanki bir gün önce lodos fırtınalarında köpüre taşa, dört metreyi aşan dalgalarla kıyılara saldıran deniz, o deniz değildi...

Ha, evet... Bir de Afgan sorunu var... Ne olacak Afganistan? Afganlılar da, gereksiz yere ölmemesini öğreninceye kadar; çoluk çocuk ziyan zebil olmayı sürdürüp gidecekler maalesef...

Amerikalılar'la, Avrupalılar; uzun deneyimlerden sonra, nihayet gereksiz yere ölmemeyi öğrendiler...

Afganlılar henüz öğrenemedi; hatta Türkler de...

"Onlar-Biz" ayırımı, "gereksiz yere ölmemesini öğrenmiş olanlarla, henüz öğrenememiş olanlar" ayırımından başka bir şey değildir.

Gereksiz yere bol bol yol kazalarında ölmek; fırtınada yıkılan minarelerin altında kalarak ölmek; zamanında hastahaneye yetiştirilememek yüzünden ölmek; bir yaşına kadar bin çocuktan yarısının bakımsızlıktan ötürü gereksiz yere ölmesi v.s..

İztuzu'nda yumurtadan çıkıp denize kadar gidebilmiş karetta yavuları, büyüdükten sonra yine yumurtlamak için İztuzu'na dönüyorlar...

Yumurtadan çıkan karetta yavrularının binlercesini, denize gidinceye kadar martılarla yengeçler yiyor. Ve büyüyüp geri dönen karettalar da, önce yengeçleri yiyorlar...

Doğadaki etoburlar, kendilerinden küçük, başka cinsten canlıları yiyerek geçiniyorlar. İnsanlar ise, kendi hemcinslerinden ezebildiklerini ezerek...

Ha, evet bir de Kıbrıs sorunu var...1878'de biz Kıbrıs'ı, İngiltere'ye nasıl vermiştik, sahi?

1876'da Sultan Abdülaziz'i devirme girişimleri sırasında, Bulgarlar başkaldırmıştı da; biz de yalnız Filibe'de günde 80 Bulgar idam ederek, başkaldırıyı bastırmak istemiştik. Önce Avrupa, sonra da Rusya, bizim Bulgaristan'da uyguladığımız şiddet yöntemlerine karşı çıkmışlardı.

Londra Konferansı'nda alınmış olan kararları; biz, "iç işlerimize karışamazsınız" diye reddetmiştik.

Bunun üstüne Rus orduları üstümüze yürümüştü.

O tarihlerdeki İstanbul gazeteleri şu manşetlerle çıkıyordu:

"Bilmem hangi Efendi rüyasını gördü, iki hafta sonunda Moskova'dayız"

Ve Rus orduları, 5 milyon Balkan Türkü'nün perişan bir biçimde İstanbul'a göç etmesine neden olarak, on ayda Yeşilköy'e inmişti.

İngiliz donanması Marmara'ya girmiş ve Saffet Paşa; sadrıazam olduğu gün, Kıbrıs'ı geçici olarak İngiltere'ye verme karşılığında, İngilizler'le dayanışma antlaşması imzalamış ve İngiltere'ye sığınmıştı.

İztuzu'ndan, üç bin yıllık "Kral mezarları"nın görkemi içindeki Dalyan'a geldik. Köyceğiz Gölü'nü, Akdeniz'e bağlayan doğal kanalın kıyısındaki rastlantı açık bir lokantada, oralara yerleşmiş birkaç Alman aile oturuyordu. Masalarının çevrelerine, belki bir şeyler verirler diye, iki düzineyi aşkın irili ufaklı rengarenk kedi toplanmıştı. İki de köpek vardı yalvaran gözlerle bakan...

Türkiye'nin sorunu, "eğitim sorunu"ymuş gibi gösterilir. Oysa hızla gelişen, modern teknolojiye dayalı bir üretim olmadan; kullanılmayacak bir alfabe öğrenmekle, hiçbir sorun çözümlenmez ve Hazine'den geçinmelilerin savurgan saltanatı; köylülüğü aşamamış Türkiye'yi, olduğu yerde tutmayı sürdürür.

Nereye kadar sürdürür?

Evrenselleşmekte ekonomik çıkarları olanların ağırlığı; saltanat savurganlığında çıkarları olanlara ağır basıncaya kadar...

Dinç Bilgin'in 10 Aralık'da mahkemesi var. Mahkemenin vereceği ara karar, bütün bunlardan daha çok ilgilendiriyor Sabah'da çalışanları...

Bu da çok doğal, öyle değil mi?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Superbahis
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır