kapat
28.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

U dönüşü mü V dönüşü mü?

Döviz kuru ve faizdeki düşüş ile borsadaki canlanmayı alış-verişlerdeki kıpırdama izliyor. Ekim ayında ulaşılan yüzde 74.6'lık kapasite kullanımı dip seviye olarak kabul edebileceğimiz Nisan ayındaki yüzde 68.5'in altı puan üstünde. Beklentiler bu artışın kasım ayında da süreceği yönünde.

Hem piyasaların durumu hem de bazı istatistikler krizde dibe vurduğumuzu ve buradan çıkmakta olduğumuzu gösteriyor.

IMF'den sağlanacak kredi, 2002 yılında borçların çevrilmesinde sorun yaşanma olasılığını iyice azalttı. Bununla birlikte konsolidasyon, monetizasyon, mevduatlara el konulması, servet vergisi uygulaması gibi kişileri, kurumları ve piyasaları endişeye sevk eden konular da gündemden düştü. En azından yurt içinde politik bir rezalet ve yurtdışında da bir dünya savaşı çıkmadıktan sonra bu riskler gündeme gelmeyecek gibi. Ekonomideki canlanma ivme kaybetse bile, yeni bir kriz tehlikesi azalıyor.

Canlanma ne zaman?
Kış ayları kısmen durgunluk içinde atlatıldıktan sonra acaba baharla birlikte ekonomideki canlanma genele yayılır mı? Büyüme negatiften pozitife dönüşür mü? Hazine'den sorumlu bakan Kemal Derviş'in ve Başbakan Bülent Ecevit'in baharda canlanma tahminleri tutar mı? Ya da Yavuz Canevi'nin dediği gibi, ekonomi başaşağı giderken keskin bir canlanmaya, V dönüşüne adım atar mı?

Bir kere ekonominin yakaladığı bu canlılığı sürdürüp sürdürmeyeceği dönüşün V şeklinde mi yoksa geniş U şeklinde mi olacağını belirleyecek. V dönüşünün olabilmesi için canlılığın ara vermeden tüm ekonomiye yayılması gerekiyor. Her ne kadar buna tüketiciler karar verse de başlayacak olan IMF görüşmeleri ve anlaşmanın ocak ayına sarkacak olması, belirsizliğin devam etmesi anlamına gelir. Bu da tüketimi ve bağlı olarak üretimin genele yayılmasını bir süre için frenleyebilir.

Takvim kısıtlı
Hem bu takvimin işlemesi hem de ekonominin, öncelikle IMF ile yapılacak yeni anlaşmayı ve bu çerçevede çizilecek yeni ekonomi politikalarını net bir şekilde öğrenmesi Aralık ayını bulabilir. Yılbaşı tatilinin ardından özel sektörün bunun üzerine kafa yorması ve karara vararak program yapması, bizzat düğmeye basması belli bir zamanı alacaktır.

Bu takvim kısıtı yanında canlanma sürecinin yavaş olmasını gerektiren iki önemli unsur daha var.

Biri dünya konjonktürü. Bunun ihracata ve turizme olumsuz etkisi ortada.

İkincisi büyümeyi finanse edecek olan banka sektörünün içinde bulunduğu durum. Henüz bu kesimde yeniden yapılandırma ve sermaye artırımları tamamlanmadı. Döviz ağırlıklı mevduat tabanı değişmedi. İstanbul Yaklaşımı ve Varlık Yönetim Şirketi devreye girmedi. Bu nedenlerle kredi musluklarını hemen açmaları o kadar kolay değil.

Kısa yoldan kurtuluş
Ekonominin ilkbahar sonu yaz başı gibi kayda değer bir canlanmaya geçmesi daha büyük olasılık gibi geliyor bize. Zaten bu büyüklükteki bir krizin peşinden toparlanma da zaman almalı. Yapı değişmeli. Ekonominin ve devletin sağlıksız yapısı değişmeyecekse, kriz bir süre sonra tekrarlar. Bir anda ve ucuz kurtulursak bu aldatıcı olabilir ve bir süre sonra aynı kolaylıkla küçük bir sebepten dolayı yine kendimizi krizin içinde bulabiliriz. O zaman dönüşümüz V ve U yerine W şeklinde olur.

Onun için krizi çabuk atlatmayalım. İyimserliği de abartmayalım. Gerekli dersleri de çıkaralım. Çıkaralım ki unutmayalım ve ölçüyü de kaçırmayalım.

* Sonuç- "Acı eğitimdir" Aeschylus



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Superbahis
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır