kapat
19.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

10 yılın acısını çıkarıyor

Şellale filmiyle 10 yıl aradan sonra tekrar sinemaya dönen Hülya Koçyiğit, çok mutlu: "Mükemmeliyetçiliğim yüzünden bu kadar bekledim. Ama değdi"
Hülya Koçyiğit, 10 yıllık bir sessizlikten sonra tekrar setlere döndü ve şimdilerde çok heyecanlı. Yeni filmi "Şellale" sinema severler ile buluşuyor. O da 10 yılın özlemini gideriyor. Filminin gala gecesinde hayli kilo vermiş ve yenilemiş fiziğiyle dikkat çeken sanatçı, artık yeni projelere de daha sıcak bakıyor... Gelecekten çok umutlu...

* İki ayda 10 kilo verdiniz? Bu büyük bir değişim.

Şellale filmini çekerken çok kilo aldığımı farkettim. Sağolsun, yöre halkı bizi besliyordu. Çok ikram gördük, biraz da kilolarımıza dikkat etmedik. O yüzden inanılmaz kilo almıştım. Ve sonra iki ay gibi kısa bir sürede bu kilolardan kurtulmak için çalışmalar başladı.

* Nasıl bir rejim uyguladınız?

Sebze ve salata ağırlıklı. Izgara tavuk, ızgara balık... Aralarda meyvenin dışında hiçbir şey yemedim.

* Peki iki ayda 10 kilo vermek sağlık açısından sizi rahatsız etti mi?

Hayır. Bir kere alışık olduğum her şeyi yedim. Ama çok az yedim. Kendimi çok frenledim. Günde 1 saat yürüyüş, haftanın 3 günü de egzersiz yaptım. Belli bir yaşta ani kilo verince deformasyon olmasın diye.

* Neler değişti hayatınızda. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Kendimi çok mutlu ve zinde hissediyorum. Spor yapmaya hazır hissediyorum. Eskiden çok üşeniyordum. Şimdi daha hazır ve daha sportifim. Spor dediğim aslında bazı egzersizler. Ama en önemlisi açık havada temiz havada yürüyüş.

* 10 yıldır setlerden uzaksınız. Bu on yılın acısı şimdi çıkacak mı?

Bunu söyleyen çok kişi oldu. İnsanın gururu okşanıyor gerçekten. 10 yıl ara kendime yaptığım bir haksızlıktı. Bende bir iflah olmayan bir hastalık var. O da mükemmeliyetçilik. Bu akıllı bir insanın yapmayacağı bir şey. İlla her şeyin en doğrusu, en mükemmeli, en düzgünü, en dengelisi olacak. Bunu oluşturamadığım zamanlar paniğe kapılıyorum. Ve hiçbir şey yapmamaya özen gösteriyorum. Bildiğim doğruları yapamadığım zaman yanlış yapacağım gibi geliyor bana. Doğru zamanda doğru film ile insanların karşısına çıkayım istiyorum. Biraz da böyle bir kendi kendime yaptım o ezikliği, o eksikliği. iyi bir şey yapma beklentisi ile. Giderek gördüm ki, bekleyen kararsız bir insan halindeyim. Birçok teklifler var, birçok yapmamı beklenen işler var. Ve 'Hadi hadi yap artık. Yaparsan doğru olduğunu anlarsın' dedim kendi kendime. O zaman yapmalıyım diye bir cesaret ve ilk önce bir dizi yaptım ve ardından 'Şelale' oldu. Bu filmi çok sevdim."

PIRIL PIRIL GENÇLER GELİYOR
* Neden 'Şellale'ye evet dediniz?

Filmde sıradışı, farklı, özenli bir dil kullanıldığını gördüm ve seyrettiğim zaman iyiki yapmışım bu filmi diye düşünüyorum. Hem kahkahalar ile gülünüp, en ciddi ciddi düşünülen ve gerçekten çok gözyaşı dökülen bir film oldu. Türkiye'nin bir gerçeği bu film.. Türkiye'nin bir panoraması.. 1980'li yılların çok boyutlu insanları. Duyguları ile düşünceleri ile çok açık insanlar. Bugünkü insanlar duygularını saklıyorlar. Tek boyutlu yaşıyorlar. İnsan çok boyutlu bir varlık. Tabiatın insanoğluna sunduğu en büyük özellik. Ama bu çok boyutluluk bizden sanki bir şekilde alındı. Tek tip oldu. Tek boyutlu olduk. At gözlüklerini taktık sadece burnumuzun ucunu görüyoruz. Daha uzağını göremiyoruz. Bize artık bunu da göstermiyorlar. Siyasetten söz ediyorum.

* Sette neler hissettiniz. Neler yaşadınız?

Of Allahım çok şükür. Yaşadığımı bana hissettirdiniz. Etimle, kemiğim ile hücrelerim her bir zerresi ile gerçek anlamda yaşadığımı hissettim. Gerçek anlamda bir mutluluk, bir farklılık. Daha önce mutsuz muydum? Hayır.. Mutlu bir insandım. Ama işimi yapmıyordum. Sosyal ödevlerimi yapıyor, ne kadar çok insanın sorunu çözebilirsem o kadar mutlu hissediyordum. Yine de insan kendi işini yaparken bulduğu mutluluğu başka hiçbir şeyde bulamıyor. Sette çok mutluydum ve her anını doya doya, tadını çıkartarak yaşadım.

* Peki son yapılan filmleri izleyebildiniz mi?

Evet izledim. Çok beğendim, çünkü insanların sinema yapmaları beni çok mutlu ediyor. Sinemaya devam etmekteki dirençlerine, inançlarına hayran oluyorum. Onları yürekten destekliyorum.

* Sinemada yeni oyuncular var. Meltem Cumbul, Nurgül Yeşilçay, Mehmet Ali Alabora, Kenan İmirzalioğlu.. Bunlar sinemanın yeni yüzleri.. Nasıl buluyorsunuz?

Meltem, Nurgül, Mehmet Ali Alobara ve Kenan... Hepsi inanılmaz ve birbirinden mükemmel. İleriye yönelik gençlerimiz. Onlar sinema yapmak için düşündükçe muhakkak karşılarına inanılmaz hikayeler çıkacak ve sinema onları kazanmış olacak. Onlar şu anda televizyonda kendilerini gösteriyorlar. Onların sinema yapmaya ihtiyacı var. Kalıcı olmak için. Ben bir eser bıraktım diyebilmek için. Eğitimli çocuklar bunlar aynı zamanda. Kenan Bey farklı bir daldan geldi ama onu eğiten bir yönetmen ile birlikte çalışıyor.

* Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Gülşen Bubikoğlu, Türkan Şoray ve Fatma Girik. 5 kelebek.. Ve sanki insanlar sizlerin yerine hiç kimseyi koyamıyorlar.

Müjde'yi de saymak lazım. Hülya Avşar'ı da saymak lazım. Hatta Zuhal'i de saymak lazım. Çünkü halka mal olmuş değerli isimler. Bu çok daha önce ki yıllarda Gülşen, Müjde, Hülya'nın olmadığı yıllarda Fatma, Türkan, Hülya, Filiz dörtlüsü bir nevi slogan haline gelmişti. Bizler var olmaya devam edeceğiz. Ama içimize hep yeni gençler katarak çoğalacağız. Gençler ile tecrübeliler birarada adım atmasını öğrenecekler. Böyle bir alışveriş olacak. Onlar bizim tecrübemizden yararlanacaklar, bizler onların dinamizminden yararlanacağız. Ben bu harmanı daha çok seviyorum.

Estetikten korkuyorum
* Peki zaman hızla akıp geçiyor. Günümüz estetik çağı. Herkes korkmadan bıçak altına yatıyor. Siz hiç estetik oldunuz mu?

İşte orda dur.. Estetiğe kesinlikle karşı değilim. İnsanlar kendilerini daha iyi hissedeceklerse bunu yapabilirler. Fakat, ben korkuyorum. Tek korkum, acaba değişir miyim? Aynaya baktığım zaman ben ben olmalıyım. Kendimi tanıyamamaktan korkuyorum açıkcası. Gerek var aslında. Zaman durmuyor, bizler de olduğumuz gibi kalmıyoruz. İnsanlar benim de estetik olduğunu düşünüyorlar biliyorum. Ama hayır olmadım. Ben sağlıklı yaşlanmak, çok fazla bozulmadan yaşlanmak istiyorum.

Esin ÖVET



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
  Kasko sigortanıza en uygun  
 rakamı ödediğinizden emin  misiniz?
Evet
Hayır
Bilmiyorum
Kaskom yok
Arabam yok
   
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır