kapat
19.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Devlet çadırdan çıkamadı

Depremin vurduğu Bolu ve Düzce'de emniyet, itfaiye, hastane ve adliye gibi kamu kuruluşları görevlerini prefabrik konutlarda, hatta çadırlarda sürdürüyor
Marmara Bölgesi'ni yerle bir eden 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin üzerinden tam 2 yıl geçti. 45 saniye süren o sarsıntıda sevdiklerini kaybeden insanlar acılarını yüreklerine gömüp kendilerine yeni bir yaşam kurmaya çalışırken, devlet de evini işini kaybeden insanlar için önce çadırlar, sonra prefabrikler ve son olarak da kalıcı konutlar yaparak üzerine düşeni yerine getirmeye çalıştı.

Kimi zaman dedikodu olarak kalan kimi zaman da belgelerle ispatlanan yolsuzluklar, buhar olup uçan, karanlık ellerde eriyiveren yardım paraları, her tarafı dökülen ya da örnek gösterilebilecek kalitede inşa edilmiş evler derken kalıcı konutların büyük bir bölümü teslim edildi. İnsanların bir bölümü evlerine kavuştu. Bir kısmı ise hâlâ bekliyor. 7

KALICI KONUTU SADECE VATANDAŞ BEKLEMİYOR
Bekleyenler arasında hala kalıcı bir binaya kavuşamamış bazı devlet kurumları da bulunuyor. Düzce'de yeni binalarına taşınmak için bekleyenler yalnızca adliye personeli, hakimler ya da savcılar değil. Düzce'de birçok kurum depremden bu yana prefabriklerde ve konteynerlerde hizmet veriyor. Düzce Belediyesi ve Düzce Emniyet Müdürlüğü bu kurumlardan bazıları. Sivil toplum kuruluşları, dernekler de kendilerine prefabriklerde yer bulmuşlar.

Ama tüm dünyada adliye binalarının görkemli ve etkileyici bir biçimde inşa edildikleri ve suçlular üzerindeki psikolojik etkisinin önemi düşünüldüğünde Düzce Adliyesi'nin durumu öne çıkıyor.f

KAPIDAKİ PLAKAYA BAK MAHKEME SALONUNU BUL
Bir alana konuşlandırılmış 50 kadar konteynerin herbiri bir mahkemeye ya da kaleme veya savcıya tahsis edilmiş. Konteynerlerin üzerindeki plakalarda "1. Asliye Hukuk Mahkemesi", "2. Ağır Ceza Kalemi", "İcra Tetkik Mercii", "Kadastro Mahkemeleri" gibi yazılar dikkati çekiyor.

Adliyedeki duruşmalara davalı, davacı ya da tanık olarak gelenler ise tüm konteynerlerin ortasında kurulmuş olan akvaryum biçimindeki bekleme salonuna doluşuyorlar. Mübaşirler konteynerlerin kapısında herkes merakla o yana dönüp kimi çağırdığını anlamaya çalışıyor. Ve ismini duyan kişi, iki üç metrekarelik konteynerde, yaptığı görevin ağırlığıyla hiçbir ilgisi bulunmayan, mekanının sıkıntısını taşıyan hakimin karşısında buluyor kendini. Sonra insanların tüm yaşamlarını etkileyebilecek kararlar alınıyor bu mekanlarda.

BU MANZARA YAŞANAN FELAKETİ UNUTTURMUYOR
Düzce Emniyet Müdürlüğü'nün durumu da farklı değil. Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü, Terörle Mücadele Büro Amirliği, Güvenlik Şube Müdürlüğü hep konteynerlerde görev yapıyor. Adının açıklanmasını istemeyen bir adliye çalışanı, "Yaşadığımız felaketin yaralarını sarmaya çalıştığımız bir dönemde, şartların bir türlü iyileşmemesi moralimizi bozuyor" diyor.

Düzce'deki durum, Bolu'da da göze çarpıyor. Bolu Emniyet Müdürlüğü de kentin göbeğinde kurulu çadırlarda hizmet veriyor. Bayındırlık İl Müdürlüğü, Turizm İl Müdürlüğü ve SSK Hastanesi ise prefabriklerde hizmet verirken; itfaiye teşkilatı konteynırda görev yapmaya çalışıyor.

Nurhan FIRATLI - Yalçın BEL



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
  Kasko sigortanıza en uygun  
 rakamı ödediğinizden emin  misiniz?
Evet
Hayır
Bilmiyorum
Kaskom yok
Arabam yok
   
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır