kapat
18.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Bir gecelikti, hepsi bir gecelik..

Dansın Sultanları.. Adı böyle.. Ama benim içimden hep Sultanların Dansı geçiyor.. İzlerken kendimi en yüksek dağların tepesinde, en zengin tahtların üstünde hissettiğim için.. Bilinçaltı mı, kulakların çınlasın Haşmet, bilinçdışı mı, parmaklarım Sultanların Dansı diye yazıyor farkına varmadan.. Ertesi gün de e-mail yağıyor sizlerden.. "Yanlışsın" diye..

O gece de öyle coşmuş, öyle Sultan gibi hissetmiştim kendimi gene.. İçimden doğru eve gitmek gelmedi.. Sevgili dostlarım Ünal ve Güven var yanımda.. "Hadi QBar'a gidelim" dedim.. Şaşkına döndüler.. Ben.. Hem de vakit gece yarısını geçmişken, hem de üstelik hafta arası, eve değil, dışarı gitmeyi teklif ediyorum.. Olacak iş değil.. Değil de.. İnsanın içi içine sığmayınca bir kere oluyor işte..

Bu yüzden bayılırım, Avrupa'ya, Amerika'ya.. Sinema, tiyatro, şov.. Bu gibi yerler en geç sekizde başlar, onda biter.. Biter ki, ertesi günkü çalışma saatini düşünmeden, bir yerde dostlarınızla bir saat oturur, o gördüklerinizin tatlı tatlı sohbetini edersiniz.. Gece kulüplerine gidecekseniz, şovlar insancıl saatte başlar, insancıl saatte biter, en geç yarımda yatakta olursunuz.. Bizde çılgın bir gece hayatı var.. Sinema, tiyatro bittiğinde saat gece yarısını geçmiştir zaten, en çok eve gidersiniz.. Gece kulübü.. En erken başlayan şov bir.. Sabaha karşı dörtte hala devam eder. Eve git, duş yap, iş için tekrar çık.. Nerdeyse öyle.. İnsanlık dışı bir uygulama..

Neyse.. O gece içim içime sığmıyor ya.. Eve gitsem de uyuyamayacağımı biliyorum ya.. Cazdan hiç anlamam.. Sevdiğim de pek söylenemez.. Ama M. Ali, bu ülkenin en nezih gece kulübünü işletir bilirim..

Gittik.. Kapıda hemen rastlaştık. Bu yıl içiçe iki yer açmış.. Birisi gençler için.. Qclub.. Gençlerde Rockerlık modası bitmiş.. Clubberlık başlamış.. Ne demekse.. Bu onlar için.. Hem DJ var, hem de bir mini orkestra.. CD ile canlı müzik ayni anda.. Ses şiddeti yüksek ve genelde ayakta insanlar.. Benim için fazla.. Biz QBar'a geçtik.. Bildiğimiz klasik İstanbul'un tek caz kulübü.. Aşkın Arsunan ve arkadaşları harika bir orkestra kurmuşlar.. Aşkın'ı çok severim.. Müziğini de.. Caz yapıyorlar ama, benim anladığım cazı yapıyorlar.. Keisa Brown diye dünyalar şirini bir zenci solistleri var.. Bir My Way söyledi, kendi üslubunca.. Bir When the saints, goes marching in.. Vay vay vay.. Öldüm mü, bayıldım mı bilmem.. M.Ali "Burda kola içme artık, ayıp oluyor" dedi.. Bir içki yollattı bana.. Kese kağıdına sarılmış bir minik şişe içinde bir kokteyl.. İçimi kolay. O bir türlü sevemediğim alkol tadı hakim değil.. Şişenin dibine yaklaşmıştık ki, devirdim.. Artık şişe mi dengesizdi, kafayı mı bulduk bilmem.. "Tamam" dedim bizimkilere.. O harika ortamı ve müziği geride bırakıp, Çırağan'ın önüne çıktık.. Ercan bekliyor.. Bindik.. Radyoyu açtı.. Olmaz böyle şey.. Bir bu eksikti bu gece, beni vurmak için.. Elvis söylüyor.. Hem de o kahrolası şarkıyı söylüyor..

"It's now or never.. Come hold me tight.. Ya şimdi, ya asla.. Gel bana sımsıkı sarıl.. Öp beni.."

Eve geldim.. Yatamadım.. Elvis'in diskini buldum.. Koydum müzik setine..

"It's now or never.."

***
1961 yılbaşı mı, 62 mi.. İkisinden biri.. Bizim oralarda nasıl güzel, nasıl nazlı, nasıl narin, nasıl ince, nasıl duygulu bir kız var.. Allah onu aşık olsunlar diye yaratmış.. Çok iyi arkadaşım.. Hemen her gün beraberiz.. Ama o kadar.. Duygularımı kendime bile açıklamam söz konusu değil.. Çünkü en sevdiğim arkadaşım ona sırılsıklam aşık ve o aşkını açıklamış.. Bu, benim için herşeyin başlamadan bittiği anlamına geliyor o günlerde..

"Yılbaşında ne yapıyorsun" dedi.. "Hiç" dedim.. "Bir parti var bizim arkadaşlarda, yalnız gitmek istemiyorum, beni götürür müsün?.."

Başka zaman olsa, körün istediği bir göz.. Beynim bana durmadan "Uzak dur ondan" derken, ne yapabilirim şimdi.. Ama reddetmem de mümkün değil..

Gittik.. O zaman 45'lik plaklar var.. Bugünün singlelarına karşılık.. Yeni, yepyeni bir Elvis şarkısı getirmiş ev sahibi Avrupa'dan gelirken.. Daha Türkiye bilmiyor bu şarkıyı.. Ben de ilk defa dinliyorum..

Bayıldığım napolitenlerin en ünlüsü, O Sole mio'yu uyarlamış Elvis.. "It's now or never" diye.. Nasıl harika söylüyor.. Herkes büyülendi.. Ev sahibi plağı değiştirmek için gittiğinde kıyamet koptu, "Kalsın" diye.. Pikabın (Plak çalınan aletin adı) "Tekrar" düğmesine basıldı, sabaha kadar o tek şarkı çaldı, o yılbaşı gecesi..

Bir yandan şarkıyı dinliyorum, bir yandan giderek loşlaşan mumların ışığında, çok uzağına oturduğum bizimkine bakmamaya çalışıyorum.. Hemen herkes çift.. Elvis'in müziği ile sarılmışlar birbirlerine.. Elvis'in istediği gibi.. Sımsıkı.. Ya şimdi, ya da hiç gibi yaşıyorlar geceyi..

Dalmışım.. Omzumda bir dokunma.. "Dans et benimle Hıncal.."

O.. İşte o.. Ve işte kaçınılmaz an..

Hayatta en çok kollarıma almak, en çok sarılmak istediğim kız, "Hadi dans edelim" diyor.. Oysa ondan uzak, çok uzak durmam gerek.. Kahretsin.. Herşey başka olamaz mıydı?.. Kalktım.. Beline sarılırken göz göze geldik.. O harika gözler buğulu mu ne?.. Ağlıyor mu yoksa..

"Come hold me tight.. Kiss me my darling.."

Başını omzuma bıraktı.. O dünya güzeli saçlar boynumu okşuyor şimdi ve ben ölmek üzereyim.. Ona sokulmak, daha sıcak sarılmak, kulağına, Elvis'le birlikte fısıldamak istiyorum..

"Yarın çok geç olacak.. Bu gece.. Bu gece.." Ama olmaz ki.. Olamaz ki.. O en sevdiğim arkadaşımın delice aşık olduğu kız..

Bir ara hıçkırdığını hissettim.. Gözünden düşen damlanın omzunu ıslattığını da.. O da bir şey söylemek istiyor.. Konuşamıyor.. Ama sırtımda dolaşan elinden anlıyorum içinden geçeni sanki..

İkimiz de ayni şeyi söylemek istiyor, ama söyleyemiyoruz.. Yazılmamış bir anlaşma bu.. O gece öyle yaşanacak.. Hiçbirşey söylemeden, söylenecek herşeyi Elvis'e bırakarak.. Ertesi sabah hayata, o gece hiç yaşanmamış gibi kaldığı yerden devam edilecek..

Benim parmaklarım onun saçlarında, onunkiler benim sırtımda dolaşarak, tüm söylemlerimizi parmaklarımızın ucuna yükleyerek sabahın ilk ışıklarına kadar sarmaş dolaş dans ettik.. Onun gözyaşları yanaklarına, benimkiler içime aktı.. O gece başka şey olmadı.. Ve de Elvis'in dediği gibi, bir daha da, never.. Asla..

Bir gün gelip o geceyi konuşmayı kafama koymuştum.. Konuşamadım.. Artık hiç konuşmamız mümkün değil.. Geçen sene öldü..

Pazar Neşesi
Pazar Neşemiz Esmeray Bilgiç'den.. Evliliklerinin ilk gecesinde yeni gelin nefis bir gecelikle odaya girer. Damat pek mutludur...

- Güzelim, artık evli olduğumuza göre geceliği çıkarabilirsin.

Gelin söz dinler.

- Aman Allahım, bir resmini çekmek istiyorum.

Kız şaşırır,

- Neden resim çekmek istiyorsun?.

- Seni bu güzel halinle daima yanımda taşımak istiyorum da ondan sevgilim.

Damat, gelinin resmini çeker ve banyoya girer. Az sonra üzerinde bir şortla çıkar. Gelin de aynı oyunu yapar.

- Artık evli olduğumuza göre şortunu çıkarabilirsin..

Çıkarır damat.. Kız,

- İnanmıyorum, dur bir resmini çekeceğim.

Damat tedirgin,

- Canım resmi ne yapacaksın?

- Büyüttüreceğim!..

Hakan&Utku'dan Pazar keyfi

Bu ülke için seve seve...
... Asker olur Afganistan'a giderim. Serde berberlik varsa bunu, daha da seve seve yaparım.

... mankenlerden sorumlu miletvekili Mail Büyükerman'la memleket meselelerini tartışmaya çalışırım.

... Meclis'teki milletvekili sayısının 2000'e çıkarılmasını savunurum.

.. Varyag gemisini kulağından tutuğum gibi boğazlardan geri geçiririm.

... Üst üste 3 gün arka arkaya Reha Muhtar haberleri seyredip altın vuruş yaparım.

... Bayram tatillerimi Karayollarında sürekli seyahat ederek geçiririm.

... Başbakan televizyona çıktığı zaman gülmem.

... Banu Alkan'ın dizisine dayanır, reyting kazandırırım.

... Terim'i kalleşçe kovan Galliani'yi yakalar, keline zorla saç ekerim.

.... Başbakanın titremesini televizyonuma yorup ayarıyla oynarım.

... Fener'in Avrupa Kupası maçlarını kaçırmam

... Fevzi'nin kafasını vurduğu zaman yaralanmaması için pamuk helvadan kale direği imal ederim.

... Reha Muhtar'la Ateş hattına atarım kendimi. "Hani benim alkışım" dediği anda çılgınca alkışlamaya başlarım.

... Galatasaray'ın Bursa deplasmanlarında Cimbom tribününde otururum.

... George Bush'un terör yorgunu bedenine masaj yaparım.

... Abdurrahim Albayrak'la yan yana Galatasaray maçı seyrederim.

... Yıldırım Mayruk'un defilesine çıplak olarak çıkarım.

... Kamer Genç'le birlikte çiçek sularım.

... 100 milyonluk banknotlar bile basılsa gıkımı çıkarmam.

... 12 saat boyunca aralıksız televole seyrederim.

... BBG evinde Edi ile aynı odada kalırım.

... Ertekin'in yaşıyla Ajda'nın yaşını akıldan çarpmaya çalışırım.

... Tansu Hanım'ın konuşmalarını Türkçe'ye çeviririm.

... Dişlerimin arasında kürdan kırıp, bir elimle şeftaliye eller diğer elimle de porselen bir tabağa çatal sürterim.

... Birleşmiş Milletler Genel sekreteri olur, Deniz Akkaya ile Ayşe Hatun Önal arasında arabuluculuk yaparım.

... Osman Durmuş'u dinleyip, şarbonlu mektup açtıktan sonra ellerimi yıkarım.

... Tamaaamen duygusal olurum.

... Kıbrıs'ı sattırmam arkadaş.

... Şenol Güneş girmeyen futbol federasyona doktor gireceğine inanırım.

... IMF'den borç para geleceğini duyunca sokaklara dökülür, kornama basarak arabamla tur atarım.

... Yasemin Dalkılıç'la rekor denemesi sırasında tüpsüz röportaj yaparım.

... Cep telefonumla tüm dünyadaki mankenleri motive ederim.

... Kekeme taklidi yaparak canlı 900'lü hatları ararım.

... Tüm TV kanallarındaki VJ lere Türkçe dersi veririm.

... "Bu ülke için öpe öpe" diye bir kampanya başlatır, bugüne kadar bizi öpen herkesten intikam alırım.

hakanutku@hotmail.com

BİZİM DUVAR
Kadınlar erkeklerde uyuşturucu etkisi yapıyormuş. Evlilik bu dudumda altın vuruş oluyor o zaman.

Hakan&Utku

SEVDİĞİM LAFLAR
Benim eğitimli adam tarifim, doğru işi yapılması gereken doğru zamanda yapan adamdır. Samimi, ama gene de aptal olabilirsiniz.

Charles F. Kettering

(1876-1958)

EĞER
..bugün bir dövme yaptırmanız gerekse, vücudunuzun neresine, hangi imajı dövdürürdünüz?.

..bu gece istediğiniz rüyayı görme şansını size verseler, ne görmek isterdiniz?.

..bugüne kadar kaldığınız en kötü oteli sorsalar, ne derdiniz?.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
  Kasko sigortanıza en uygun  
 rakamı ödediğinizden emin  misiniz?
Evet
Hayır
Bilmiyorum
Kaskom yok
Arabam yok
   
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır