kapat
18.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

"Kaynak, kaynak dediğimiz borçtur"

Ersin Özince, IMF'den gelecek yardımın borç olduğunun altını çizerek, "Gerçek kaynak üretimdir. Türkiye'nin ciddi bir tasarruf politikası uygulaması gerekir" dedi
Türkiye'nin ciddi bir tasarruf politikası uygulaması gerektiğini söyleyen Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, "Kaynak, kaynak dediğimiz borçtur. Dolayısıyla Türkiye kaynağı ancak içerden üretirse, kaynak diye ifade edilmeli'' dedi.

Yes For Europe ve Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) tarafından yapılan toplantıda konuşan Özince, toplantı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özince, IMF'den 10 milyar dolar ek kredi sağlandığı hatırlatılarak, bundan sonraki sürecin nasıl değerlendirilmesi gerektiğinin sorulması üzerine, ilave kaynak yaratılmasının önemli olduğunu ve Türkiye'nin elinden geleni yapmaya samimiyetle çalıştığını söyledi.

İÇ BORÇTA SORUN YOK
Ersin Özince, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Kaynak, kaynak dediğimiz borçtur. Dolayısıyla Türkiye kaynağı ancak içeriden üretebilirse, kaynak diye ifade edilmeli. Bu nedenle ciddi bir tasarruf politikasının çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Nitekim onun mesajları da net olarak verildi.''

Özince, 2002 yılında iç borçların çevirilmesinde zorluk yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin bir soruyu da, şöyle cevapladı: ''Türkiye Cumhuriyeti'nde tasarruf sahiplerinin devlet iç borçlanma enstrümanlarına daima talep göstereceği kanaatindeyim. Biz devlet tahvilleri satıyoruz. Müşterisi de eksik olmuyor. 2002 yılında herhangi bir şekilde bir problem beklemiyorum. Dolayısıyla devamlı felaket beklemenin yararı yok".

DÜZE ÇIKMAK ZOR
Hükümet tarafından dün açıklanan tasarruf tedbirleriyle ilgili sosyal kesimlerde tepkilerin gözlendiği hatırlatılarak, bunun sosyal huzuru ne ölçüde etkileyeceğinin sorulması üzerine de Özince, Türkiye'nin bu konumda yapacak çok fazla şeyi olmadığını belirtti ve dışarıdan aranacak kaynaklarla düze çıkma sürecinin uzayacağı görüşünde olduğunu söyledi.

Özince, ''Son günlerde piyasada olumlu bir hava var. Ancak ardından ANAP kanadından Başbakan Ecevit'e yönelik açıklamalar geldi. Bunlar bir güven krizine yol açabilir mi?'' sorusu üzerine de şunları söyledi:

HEPİMİZİN GÖREVİ
''Konunun siyasi yönünü değerlendirmek bana düşmez. Bazı tartışmaların özgürlükle yapılabilmesine kendimizi alıştırmalıyız. Ancak bu dışarıya ülkemizin kredibilitesinin olumsuz etkilenmesi şeklinde yansımamalı. Dış dünyanın bizi anlayabilmesi, bizim birbirimizi anlayabilmemizden daha zor. Türkiye'nin bugün ne yazık çok olumsuzlaşmış bir kredibilitesi var. Türkiye ile kıyaslanamayacak bazı ülkelerle eşdeğer kredibilitesi var. Bu kredibiliteyi yükseltmek sadece devletin değil, hepimizin görevi.''

Pahalı mala itibar olmaz
Son haftalarda borsadaki yükseliş ile dolarda yaşanan gerilemenin yeni bir dönüm noktası olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğinin sorulması üzerine Özince, "Finans sektöründe bulunan biri olarak mikro gelişmelerin önemine inanıyorum. Döviz fiyatının çok yükselmesi durumunda talebin azalacağını o zaman da fiyatın düşeceğini daha önce söylemiştim. Pahalı mala itibar edildiği görülmemiştir'' dedi.

Özince, şöyle devam etti: ''Ancak bir dönüm noktası olması istikrardan ve yine güvenden geçer. Yani kredibilitenin artırılması şarttır.''



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
  Kasko sigortanıza en uygun  
 rakamı ödediğinizden emin  misiniz?
Evet
Hayır
Bilmiyorum
Kaskom yok
Arabam yok
   
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır