|
|
|
|
|
|
Kadınlar ve satranç (1)
Kadınların, erkekler kadar satranca ilgi duymaması, Türk satranç camiasının buluştuğu internet forumlarında tartışılmaya başladı. Başarılı bayan (kadın sözcüğünün kullanılmaması da ilginç) ve erkeklerin reytinglerine ilişkin istatistikleri karşılaştırmak yeterli. Reyting listesinde 13. sırada olan Judit Polgar'ı (2727) izleyen ablası Susan Polgar'ın reytingi 2 bin 577. Bu da sıralamada 277.'lik demek. 2 bin 500'ün üzerinde ise yaklaşık 10 bayan sporcu var. GM unvanlı bayan sporcu sayısı ise 11. Bundan 20-30 yıl önce kadınların erkeklerle (Büyükusta seviyesinde) oynaması mucize olarak görülürdü. Şimdilerde durum görece iyi. Dikkat çekici bir konu da 'bayan satranççıların' satranç medyasında oldukça ilgi toplaması. Örneğin, GM unvanlı sporculardan Rus Alexandra Kosteniuk, ülkesinde mankenlik yaptı, bir filmde rol aldı ve birçok dergiye röportaj verip kapak oldu. Başarısını düşünürsek ona "Satrancın Kournikova'sı" olmasa da "Satrancın Sharapova'sı" diyebiliriz. Peki, kadınlar neden satrançta erkekler kadar başarılı değil? Bu soru 'Turksatranc' adlı forumda, aylardır tartışılıyor ve bu tartışmaya sadece tek bir 'bayan' katıldı. Soruya verilen cevapları iki grupta toplayabiliriz. Birincisi satrancın 'doğasının' kadınların 'doğasına' ters olması. Bu cevaba göre, satranç bir savaş oyunu, uzun süre konsantrasyon gerektiriyor. Oysa kadınların biyolojik yapısı, bir noktadan sonra başarılı olmasına engel. İkincisi ise toplumsal nedenlerle kadınların satranca ilgi duymaması, yani biyolojik nedenlerden ziyade toplumsal cinsiyetle ilgili olması. Bu konudaki farklı görüşleri ve araştırmaları gelecek hafta sizlerle paylaşacağım.
Özgür Akman
|
|
|
|
|
|
|
|
|