Şöhretler dünyasında sallayan sallayana... Yok sadece memeleri değil. Asıl desteksiz sallayışlar başka.
* Son birkaç yıldır mesela, yurtdışında meçhul bir sevgilileri oluyor bazılarının. Ve genelde o gaipten adamlar da ya Yunan oluyor ya da İtalyan. Hani "Erkekleri yakışıklıdır," diye bilinen ülkelerden. Örnek verelim: Deniz Akkaya, Tuğba Özay mesela... Ki bugünlerde öğrendik ki Tuğba Özay kimselere göster(e)mediği İtalyan sevgilisiyle tam da 23 Nisan'da evlenecekken (!) bir pürüz çıkmış. Nikâh mayısa kalmış. Peki neymiş o pürüz? Tuğba'nın nikâh şahidi olacak kişi çok sevdiği bir kuzeniymiş ama hay aksi şeytan, o kuzenin de 23 Nisan'da çok önemli bir işi çıkmış. Törende piramidi oluşturacak elemanlardan biriydi zaar!
* En popüler sallayışlardan biri de hemen hepsinin sahneye veya podyuma 13-14 yaşında adım atmış olmasıdır! Kimi sorsan, sabi sübyanken atılmış mesleğe...
* Aynı yaşlar, doğum için de uygun görülür. Bakıyorsun kadının yanında, Allah bağışlasın kazık kadar bir evlat. Buradan annenin yaşını tahmin etmek zor olmayacak ya, hemen işkembe-i kübrayı devreye sokuyorlar: "14 yaşımda evlendim, 15'inde doğurdum!"
* Ah kıyamam bir de tartışmasız hepsi çok duygusal! Zaten sanatçı duyarlılığı denen bir şey vardır, biz halk olarak bilmeyiz. İşte ondan bunlarda çok vardır. Bu yüzden de hayatta hep zarar görürler. Çünkü karşılarına her zaman, o iyi niyetlerini suistimal eden kaka insanlar çıkar. Hataları da bu yüzden işlerler ya zaten. Uyuşturucu, alkol, yanlış evlilikler, gençken verilmiş çıplak pozlar... Hep saflıklarından!
* "Sadece sanat için soyunurum,"u hatırlatmama bilmem gerek var mı? "Projeye güvenirsem sevişirim de öpüşürüm de!"
* Diyelim manken veya şarkıcı. Mesleğini çok seviyor ve öyle haddini bilmeyenler gibi oyunculukta falan gözü yok. Ve fakat dizi mizi değil de iyi bir sinema filminden teklif gelirse oynamayı düşünebiliyor. Yani değil oyunculuk eğitimi, bu konuda en ufak bir deneyimi bile yok ama olsun. Cannes'da kırmızı halı üzerinde yürümeyi hayal ediyor işte!
* İsterse 10. evliliğini yapmış olsun. Mikrofon uzatıldığında o meşhuuuuur cümleyi patlatıyor: "İlk kez biri bana kadınlığımı hissettirdi. Beni sahiplenen biri var artık!" Tabii bu favori sallayışta asıl amaç yeni adamı onore etmekten ziyade eskilerine laf sokuşturmak. "Hem iktidarsızdı hem de paramı yedi şerefsiz," demek.
* Estetiğe asla karşı değiller ama onlar için henüz çok erken. Günün birinde lazım olduğunda elbette ki tıptan faydalanacaklar. Ama henüz bedenlerine neşter, botoks değmiş değil. "Peki kadın, 50 yaşındasın ama nasıl oluyor da defff gibi gergin bir yüze sahipsin?" diye sorulduğunda yanıt yine hep aynı: "Genler! Biz ailecenek böyleyiz!"
* Eski fotoğraflarına bakıyorsun dudaklar sipsi gibi incecik, burun yelpaze, memeler erik. Şimdi her bir taraf onyüz baloncuk olmuş ama o yine de müdahale edilmediğinde ısrarcı: "Ama o zamanlar daha çok küçüktümmm (malum 14 yaş!). Hatlarım anca oturdu!"
O dünyada kürtajın adı; "Miyom vardı," burun estetiğinin nedeni deviasyon problemi... Dayak yerler kapıya çarpmış olurlar, intiharlar aslında gıda zehirlenmesidir, gardıroplar hep Avrupa'dan... Dünyada adı sanı duyulmamış milyarda bir görülen hastalıklar icat edenler mi ararsınız, daha neler neler? Sallayın vre kızancıklar: Atış serbest, dilinizi korkak alıştırmayın!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 26 Nisan 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/26/pz/haber,C60DB3F730C3430A8D232BDCE4C14E75.html
Tüm hakları saklıdır.