Kahramanlık

Aslında sıcak bir tarifi vardı bu toplumda. Yani eskiden öyle öğrenilirdi. "Amansızlık" ile değil; "düşmanına dahi insani değer veren" diye anılırdı.
Sonra iyice karıştı.
Mertlik olmadan kahramanlık nasıl bir şeydir?
Yani; kendinizi feda edebilecek biçimde, önemli mücadelelere, savaşlara, çatışmalara girmişsinizdir, tamam...
Lakin gün gelip savunmasız, çaresiz, o an karşınızda güçsüz, silahınızın önünde kalakalmış, size emanet, sizden hukuk ve hak bekleyen insanları da kolayca katledebiliyorsanız, mertlikten uzak bir kahramanlığın insani değeri nedir?
Kahramanlık ile açık zulüm, sadistçe şiddet, kalleşçe infazlar aynı kişilerde harman ise, görmemiz gereken sadece yiğitlik kısmı mıdır; yoksa mertlikten, insanlıktan azade bir kahramanlıkta sakat bir şey de var mıdır?
Sakatlıktan öte, toplumu yaralayan, sorunları derinleştiren, nefret ve şiddet körükleyen, acıları kuşaktan kuşağa miras bırakan, insanlığı zehirleyen ve esasında ülkeye bilinçli veya bilinçsiz ihanet edebilen bir şeyler... hiç yok mudur?
Hukuk, adalet, insanlık yolculuğu; zulmeden bir kahramanlık payesini hep hoş görseydi, insanlık değerleri denen silsile oluşamazdı.
Kahramanlığı insanlık suçlarının örtüsü haline getirmek, insani değerleri çiğnemeden, mertçe fedakârlık yapan, kendini hiçe sayabilirken bile başkalarını değersiz saymayan, hak, hakkaniyet ve adalet ile vicdan pusulasına hep bakan, cesaret ile eziyeti ayıran kahramanlara da haksızlık!
"Hukukun hoyratlığı" nın tartışıldığı bir ülke, "hukuksuzluğun hoyratlığı"nı mı tartışmayacak zaten.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın