Türkiye ile Ermenistan'ın "İlişkilerin normalleştirilmesini ve sınırın açılmasını öngören bir takvim hazırlayacakları" söylentilerinin veya beklentilerinin kaynağını oluşturan Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) örgütü dışişleri bakanları toplantısı bugün Erivan'da yapılıyor. Beklendiği gibi, Dışişleri Bakanı Ali Babacan da Ermenistan'a gidiyor. Doğal; Azerbaycan'ın temsil edileceği toplantıya
Türkiye niye katılmasın ki? Ancak biz Babacan'ın Erivan'da TürkiyeErmenistan ilişkilerinin yol haritası konusunda herhangi bir görüşme yapmasını beklemiyoruz. Bu tahminlerimiz bir dizi veriye dayanıyor:
* İki ülke arasında İsviçre'nin aracılığı veya kolaylaştırıcılığıyla diplomatlar düzeyinde yapılan görüşmelerde henüz bir takvim hazırlanmasını sağlayacak noktaya gelinmedi.
* 24 Nisan'ın yıldönümü arefesinde böyle bir adımın atılması,
Türkiye'nin ABD Başkanı Obama'nın ve/veya ABD Kongresi'nin soykırım iddialarıyla ilgili bir çıkışını önlemek için Ermenistan'a ödün vermesi yorumlarına neden olabilir.
* Ve en önemlisi
Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesini Yukarı Karabağ sorununun çözümünde ilerleme sağlanması koşuluna bağlayan Ankara'nın bu konudaki beklentileri henüz karşılanmadı.
Türkiye, daha önce de yazdık, Ermenistan ile Yukarı Karabağ sorunundaki gelişmeleri birbirine bağlı iki süreç olarak görüyor. Bu süreçlerden birindeki ilerleme, öbürünü de olumlu etkiliyor. Ya da tersi. Karabağ'da tıkanmayı aşmak Ancak son dönemde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde oluşturulan Minsk Grubu'nun gözetiminde Azerbaycan ile Ermenistan arasında yürütülen görüşmelerde varılan nokta
Türkiye-Ermenistan görüşmelerindeki ulaşılan aşamanın gerisinde kaldı. Bir başka deyişle,
Türkiye-Ermenistan temaslarının dinamiği Minsk sürecini yeterince tetikleyemedi. O yüzden önce o süreçte belli bir mesafe alınması gerekiyor. O mesafe de ancak Ermenistan'ın Yukarı Karabağ'dan aşamalı olarak çekilme takvimini kabullenip ilk adımı atmasıyla mümkün olabilir. Takvim aşağıyukarı belli: Ermeniler önce barış görüşmelerinde pazarlık kozu olarak kullanmak için işgal ettikleri 7 Azeri yerleşim biriminden çekilecekler. Bunu Yukarı Karabağ'ın statüsünün belirlenmesi izleyecek. Azeriler, harita üzerinde Azerbaycan sınırları içinde gösterilmesi koşuluyla Yukarı Karabağ'a çok geniş özerklik tanımayı kabul ediyorlar.
Tüm bu sorunlar ay başında gerçekleşmesi beklenen İlham Aliyev-Serj Sarkisyan zirvesinin gündemini oluşturacak. Uzlaşma sağlanırsa, sıra iki ülke halklarının hazırlanmasına gelecek.
Bize göre Türkiye, son dönemde "Bilgi kirliliği"nin de etkisiyle epeyce üzülen, hatta kırılan Azeri kardeşlerimizi rahatlatmak için yeni bir hamle yapabilir, yapmalı. (Not: Medeniyetler İttifakı Forumu için İstanbul'a gelmeyi reddeden Aliyev bugün Moskova'da!)
Bilindiği gibi, Azerbaycan ile Ermenistan'ı Yukarı Karabağ sorununa barışçı çözümde teşvik için 1992'de oluşturulan Minsk Grubu'nda 11 ülke yer alıyor: ABD, Rusya, Fransa,
Türkiye,
Almanya, Belarus, Finlandiya, İtalya, Hollanda. Portekiz, İsveç. Grubun üç eşbaşkanı var: ABD (Matthew Bryza), Rusya (Yuri Merzlyakov) ve Fransa (Bernard Fassier). Ne yazık ki, üç eşbaşkanın çabaları 17 yılda sorunu çözmeye yetmedi.
Önerimiz şu:
Türkiye de dördüncü eşbaşkan olarak daha aktif bir konuma gelsin. Tıpkı Kıbrıs'ta olduğu gibi, "Kazan-kazan" ilkesine dayalı ve süresi sınırlandırılmış yeni bir görüşme sürecinin başlatılmasına öncülük yapsın.
Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi için, hem Türk, hem de Azeri kamuoyunun desteğini sağlayacak uygun bir ortam ancak bu şekilde yaratılmış olur.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 16 Nisan 2009, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/16//safak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.