kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
13 Nisan 2009, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERDAL ŞAFAK

Hızlı bir hafta daha

SABAH'tan mektup.
Nur Batur'un "Türkiye'ye 18 yıl kaybettiren 36 sıcak saat" dizisinin artçı şokları sürerken, yeni haftaya iki diziyle birden giriyoruz.
İlki, Ertuğrul Erbaş'ın "Soğuktan gelen tanık" röportajı. İlginç bir perde arkası var. Anlatayım:
Bir sabah Ertuğrul Erbaş, "Ağabey, müthiş bir ipucu yakaladım" iddiasıyla yanıma geldi. Güneydoğu'da yargısız infazların, fail-i meçhullerin ve kayıpların ayyuka çıktığı dönemde en ön saflarda görev yapmış bir tanığın izini bulduğunu söylüyordu. Adı Yıldırım Beğler'miş. O dönemin birçok görevlisi gibi daha sonra suça bulaşmış. Sonra bir fırsatını bulup Norveç'e kaçmış...
Tanığıyla ilgili birkaç bilgi vermesini istedim. Görev yaptığı dönemdeki amirleri ve komutanları, görev yerleri, vb... Verdi. Emniyet yetkililerine başvurup bu bilgilerin doğru olup olmadığını sordum. Doğru olduğunu söylediler.
Ve Ertuğrul Erbaş'ı Norveç'e gönderdim. Beğler'le üç gün boyunca konuştu. Dönüşünde yerinde duramıyor, "Ortalık yıkılacak" diyordu. Bugün yayınına başladık, bakalım dediği çıkacak mı?
Ben bu söyleşiyi özellikle bir açıdan çok önemsedim. Türkiye'de Ergenekon operasyonunu halen Kanada'da yaşayan Tuncay Güney'in ifşaatları tetikledi. Silopi ve çevresindeki ölüm kuyuları soruşturması ise İsveç'te yaşamakta olan itirafçı Abdülkadir Aygan'ın iddialarına dayalı olarak yürütülüyor.
Şimdi onlara Norveç'ten bir tanık daha eklenmiş oluyor.
Üç tanık da soğuk diyarlardan Türkiye'nin geçmişine ışık tutuyorlar; ne kadar ilginç değil mi?

Anadolu'ya projektör tuttuk
İkinci dizimizi sağlık alanında tartışmasız Türkiye'nin en iyi gazetecisi olan Esra Tüzün hazırladı. Konusu: "Türkiye'nin en iddialı devlet hastaneleri".
Ülkemiz son yıllarda sağlıkta gerçekten müthiş hamleler yaptı. Bunda elbette özel sektörün ve vakıf üniversitelerinin yatırımlarının çok ciddi bir payı var.
Zaten o nedenle medyada sağlık haberlerinin pek çoğunun kaynağını özel hastaneler oluşturuyor. Biraz da kamu veya vakıf üniversitelerinin sağlık kuruluşları.
Oysa birçok devlet hastanesi de bu hamleye ayak uydurdu, tepeden tırnağa yenilendi, hatta yeniden yapılandı. Ne var ki, gözden ırak oldukları için devlet hastanelerinin bu kabuk değişimi gündemin dışında kalıyor.
İşte bu açığı kapatmak, ülkemizin yüz akı haline gelen devlet hastanelerini halkımıza tanıtmak için Esra Tüzün iki hafta boyunca Anadolu'yu dolaştı. Onlarca hastaneyi didik didik inceledi. Tüm üniteleriyle, tüm personeliyle.
Sonuçta ortaya Türkiye'nin sağlık liginde daha da üst sıralara çıkmasına katkıda bulunacak bir araştırma çıktı. Onu da ilgiyle ve keyifle okuyacağınızdan eminim.
Sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir hafta dileğiyle...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın