| 12 Nisan 2009, Pazar |
'Dudakları' sürekli büyüyor
AA
Giriş Saati : 12.04.2009 13:31
Güncelleme : 12.04.2009 18:25
Güncelleme : 12.04.2009 18:25
Hatay'da yoksul bir ailenin çocuğu olan 8 yaşındaki Cuma Eroğlu'nun tıpta ender görülen ve doktorların ''damar toplanması'' teşhisi koyduğu hastalık nedeniyle dudakları sürekli büyüyor...
Alınan bilgiye göre, bulabildiği günübirlik işlerde çalışarak ailesinin geçimini sağlamaya çalışan 4 çocuk babası Mustafa Eroğlu (35) ile aynı zamanda amacısının kızı olan Birgül Eroğlu'nun (34) 4 çocuğundan birisi olan Cuma Eroğlu, sol tarafında sürekli morararak büyüyen dudakları ve şişen dili nedeniyle güçlükle konuşabilmesinin yanı sıra sıvı gıdaların dışında rahatlıkla da beslenemiyor.
Sokağa çıktığında çevresindekilerin kendisine şaşkın gözlerle bakmasından rahatsızlık duyan küçük Cuma'nın babası Mustafa Eroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yoksulluğa bir de dermansız hastalığın eklendiğini, oğlunun dudaklarının sürekli büyüdüğünü ve neredeyse yüzünün sol tarafını tamamen kaplar hale geldiğini belirtti.
Tıpta ender rastlanan ve doktorların hemanjiyomlar (damar toplanması) teşhisi koyduğu hastalık nedeniyle neredeyse gitmediği doktor kalmadığını anlatan baba Mustafa Eroğlu, ''Allah devletimizden razı olsun, yeşilkartımız var. Bu kart da olmasa zaten hastalığın teşhisini bile koyduramazdık. Oğlumu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne de götürdüm. Oradaki doktorlar 'bu çocuğu artık buraya getirmeyin. Bunun tedavisi Türkiye'de mümkün değil' dediler. Yeşilkartımızla da yurt dışında tedavi olmuyormuş. Ne yapacağımı şaşırdım'' diye konuştu.
Mustafa Eroğlu, ''Doktorlara, 'akraba evliliğinden olabilir mi' diye sorduğumda böyle bir ihtimalin de göz önünde olabileceğini, fakat diğer çocukların sağlıklı olmasından ötürü buna da kesin gözüyle bakamayacaklarını söylediler'' dedi.
Anne Birgül Eroğlu ise oğlunun dudaklarındaki büyümeyi çaresizlik içinde izlemek zorunda kaldıklarını, bir anne ve babanın yaşayabileceği en büyük acı ve çaresizliği yaşadıklarını belirterek, ''Sürekli morararak büyüyen dudakları ve şişen dili nedeniyle oğlumun söylediklerini bile zor anlıyoruz. Açlığa, susuzluğa, yoksulluğa dayanırız ama bu başka bir şey. Oğlumuz sağlığına kavuşsun bırakın açlığı susuzluğu ömrümüzü vermeye hazırız'' dedi.
BAŞBAKAN'IN HATAY ZİYARETİ UMUT OLDU''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hatay'a yaptığı ziyaret sırasında küçük Cuma'yı görmesi ise aileye umut oldu.
Güçlükle de olsa Başbakan'a ulaşmayı başarıp, oğlunun hastalığını anlattığını söyleyen Mustafa Eroğlu, o gün yaşadıklarını şöyle anlattı:
''Başbakanımızın Hatay'a geldiğini duyunca ne yapıp edip ona ulaşmayı kafama koymuştum. Hemen eşime, tek umudumuzun Başbakan olduğunu söyledim. O da önce bunun riskli olabileceğini, korumaların yanına yaklaştırmayacağını söyleyince umudum biraz kırıldı. Ama, düşündüm taşındım, her şeyi göze aldım. Başbakanımızın cuma namazını kılacağı Habib-i Neccar Camisi'nde kılacağını öğrenince, oğlumu yanıma aldığım gibi caminin kapısına koştum. Korumalar önce başbakanımızın yanına beni yaklaştırmadılar, sonra onlar da halimize acıdılar. Başbakanımız camiye girerken oğlumu gösterip ona doğru yönelince eliyle işaret edip, çıkışta görüşeceğini söyledi.
Cami kapısından hiç ayrılmadan onu bekledim. Nitekim, başbakanımız sözünde durdu. Bir süre sonra korumalar yanıma gelip beni ve oğlumu caminin avlusuna aldı. Allah ondan razı olsun bizi dinledi. Ona oğlumun hastalığını anlatırken dayanamadım, gözümden yaşlar süzüldü. Bu durum karşısında, çocuklar konusunda son derece hassas olduğunu bildiğim başbakanımızın da gözleri doldu. Oğlumu sevdi, harçlık verdi. Ne gerekiyorsa yapılacağını söyledi.''
Sokağa çıktığında çevresindekilerin kendisine şaşkın gözlerle bakmasından rahatsızlık duyan küçük Cuma'nın babası Mustafa Eroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yoksulluğa bir de dermansız hastalığın eklendiğini, oğlunun dudaklarının sürekli büyüdüğünü ve neredeyse yüzünün sol tarafını tamamen kaplar hale geldiğini belirtti.
Tıpta ender rastlanan ve doktorların hemanjiyomlar (damar toplanması) teşhisi koyduğu hastalık nedeniyle neredeyse gitmediği doktor kalmadığını anlatan baba Mustafa Eroğlu, ''Allah devletimizden razı olsun, yeşilkartımız var. Bu kart da olmasa zaten hastalığın teşhisini bile koyduramazdık. Oğlumu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne de götürdüm. Oradaki doktorlar 'bu çocuğu artık buraya getirmeyin. Bunun tedavisi Türkiye'de mümkün değil' dediler. Yeşilkartımızla da yurt dışında tedavi olmuyormuş. Ne yapacağımı şaşırdım'' diye konuştu.
Mustafa Eroğlu, ''Doktorlara, 'akraba evliliğinden olabilir mi' diye sorduğumda böyle bir ihtimalin de göz önünde olabileceğini, fakat diğer çocukların sağlıklı olmasından ötürü buna da kesin gözüyle bakamayacaklarını söylediler'' dedi.
Anne Birgül Eroğlu ise oğlunun dudaklarındaki büyümeyi çaresizlik içinde izlemek zorunda kaldıklarını, bir anne ve babanın yaşayabileceği en büyük acı ve çaresizliği yaşadıklarını belirterek, ''Sürekli morararak büyüyen dudakları ve şişen dili nedeniyle oğlumun söylediklerini bile zor anlıyoruz. Açlığa, susuzluğa, yoksulluğa dayanırız ama bu başka bir şey. Oğlumuz sağlığına kavuşsun bırakın açlığı susuzluğu ömrümüzü vermeye hazırız'' dedi.
BAŞBAKAN'IN HATAY ZİYARETİ UMUT OLDU''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hatay'a yaptığı ziyaret sırasında küçük Cuma'yı görmesi ise aileye umut oldu.
Güçlükle de olsa Başbakan'a ulaşmayı başarıp, oğlunun hastalığını anlattığını söyleyen Mustafa Eroğlu, o gün yaşadıklarını şöyle anlattı:
''Başbakanımızın Hatay'a geldiğini duyunca ne yapıp edip ona ulaşmayı kafama koymuştum. Hemen eşime, tek umudumuzun Başbakan olduğunu söyledim. O da önce bunun riskli olabileceğini, korumaların yanına yaklaştırmayacağını söyleyince umudum biraz kırıldı. Ama, düşündüm taşındım, her şeyi göze aldım. Başbakanımızın cuma namazını kılacağı Habib-i Neccar Camisi'nde kılacağını öğrenince, oğlumu yanıma aldığım gibi caminin kapısına koştum. Korumalar önce başbakanımızın yanına beni yaklaştırmadılar, sonra onlar da halimize acıdılar. Başbakanımız camiye girerken oğlumu gösterip ona doğru yönelince eliyle işaret edip, çıkışta görüşeceğini söyledi.
Cami kapısından hiç ayrılmadan onu bekledim. Nitekim, başbakanımız sözünde durdu. Bir süre sonra korumalar yanıma gelip beni ve oğlumu caminin avlusuna aldı. Allah ondan razı olsun bizi dinledi. Ona oğlumun hastalığını anlatırken dayanamadım, gözümden yaşlar süzüldü. Bu durum karşısında, çocuklar konusunda son derece hassas olduğunu bildiğim başbakanımızın da gözleri doldu. Oğlumu sevdi, harçlık verdi. Ne gerekiyorsa yapılacağını söyledi.''
Yayın tarihi: 12 Nisan 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/12//haber,5D65840B0ADA472BBCA23B0859E8C6B0.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.
Yaşam Haberleri
Diğer Yaşam Haberleri
Son Dakika | Ana Sayfa | Yazarlar | Çizerler | Günün İçinden | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Dosyalar | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Sağlık | Magazin | Teknoloji | Otomobil | Turizm Rehberi | Emlak | İşte İnsan | Sabah Çocuk | Mobil Eğlence | Detaylı Arama | Cuma | Cumartesi | Pazar | Kültür-Sanat | EGazete | Gazete Reklam | Internet Reklam | Gizlilik Bildirimi | Künye / İletişim | Bize Ulaşın
 |
Copyright © 2003-2009 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. | 
|