- Bir oğlunuz, bir de manevi kızınız var. Başka çocuk evlat edinmeyi düşünüyor musunuz?
- Yanımda bir eşim olmadığı sürece böyle bir duruma girişmem. Tek başına, bekâr anneliğe karşıyım. Çünkü çocuğun bir baba ve anne figürü olmalı. Çocuk, bu üçgende büyüdüğü zaman ileride daha sağlıklı oluyor.
- Evlenirseniz, olabilir yani...
- Şimdi oğlum Ekin'le beraber bir hayat sürdürüyoruz, ama bu hayatımı yalnız geçireceğim demek değil. Erkeklerin cesaretinin daha az olduğu bir dönemdeyiz. Çünkü sanki kadın ve erkek rolleri biraz değişti. Kadın daha atak duruma geçti, o yüzden avcıavlanan durumu değişti, kafalar karıştı. Kadın erkek hepimiz çok daha maymun iştahlı bir dönemdeyiz. Hani onu da seviyoruz, bunu da seviyoruz, öbürü de fena değilmiş durumundayız.
- Tiyatro oyuncusu Ece Dizdar'ın manevi sorumluluğunu üstlendiğinizde, evli miydiniz?
- Evliliğimin son zamanlarıydı ama Ece zaten büyüktü, üniversitede halkla ilişkiler son sınıftaydı, sonra da Londra'da tiyatro okudu.
- Onun tiyatroyu seçmesinde sizin de etkiniz oldu mu?
- Ece, anne ve babasıyla Belçika'da yaşadığı orta okul yıllarında müzikallerde oynuyormuş, tiyatroya ilgisi varmış. Çok yetenekli ve güzel bir kız. Kendi ayakları üzerinde durabilecek bir kişiliğe sahip. Mehmet Ergen Tiyatrosu'nda ve Tiyatro Dot'ta. Ben de Dot'ta, Vur Yağmala Yeniden projesinde, Mahşer'de oynuyorum.
Yayın tarihi: 11 Nisan 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/11/ct/haber,047B6EBF20A5491ABF4D3E055CF78469.html
Tüm hakları saklıdır.