kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Nisan 2009, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

IMF: Türkiye yabancı bankaların fonlamasına bağımlı değil

ANKA
Giriş Saati : 01.04.2009 10:23
Güncelleme : 01.04.2009 18:57
Yeni Haber
IMF uzmanları yükselen Avrupa ekonomilerinde yabancı banka ortaklıklarına ilişkin bir Çalışma Raporu hazırladı. Raporda, "Rusya ve Türkiye yükselen ekonomilerde Avrupa'da yabancı bankalar tarafından kısa vadeli fonlamaya en az bağlı ülke görünümündeler" denildi...
IMF uzmanlarının hazırladığı çalışma raporuna göre, Türkiye ve Rusya yükselen ekonomiler arasında kısa vadeli fonlama açısından yabancı bankalara diğer Avrupalı komşularına göre daha az bağımlı durumda. IMF uzmanları ülkelerin ekonomi politikalarını hazırlayanların dış finansal yatırımların oluşturduğu karşılıklı bağımlılıktan kaynaklanan riskleri yönetmek için ihtiyatlı ve yeterli biçimde hazırlıklı olmaları gerektiğini de belirtti.

IMF Uzmanları Andrea Maechler ve Li Lian Ong "Orta, Doğu ve Güneydoğu Avrupa Ülkelerinde Yabancı Bankalar" başlıklı bir Çalışma Raporu hazırladı. Raporda Avrupa'da yükselen ekonomilerin (CESE ülkeleri) bulunduğu bölgede borç alan ve kreditör ülkelerde yabancı banka kredilerinden kaynaklanan potansiyel riskler incelendi.

Çalışmada yabancı bankaların kredi aktardıkları bazı "ev sahibi" ülkelerin kredilerdeki ani geri çekilmelerle daha fazla risk altında bulunmaya başladıkları, yabancı bankanın kaynağı olan "yuva" ülkelerin de benzer risklerle karşı karşıya oldukları bildirildi.

Rapora göre 2007 sonunda doğudaki yükselen ekonomilerde Avrupa'da toplam yabancı krediler şöyle (Bölge toplamının yüzdesi):

"Polonya 15.2, Rusya yüzde 13.9, Çek Cumhuriyeti yüzde 11.4, Türkiye yüzde 9.9, Macaristan yüzde 9.2, Romanya yüzde 7.4, Hırvatistan yüzde 6.2, Slovak Cumhuriyeti yüzde 5.1, Ukrayna yüzde 2.9, Bulgaristan yüzde 2.2, Estonya yüzde 2.1, Letonya yüzde 2, Litvanya yüzde 1.8, diğer bölge ülkeleri yüzde 10.8."

Yabancı banka kredilerinin, yatırımın yöneldiği "ev sahibi" bölge ülkelerinin GSYİH'lerinde aldıkları paylar ise şöyle:

"Hırvatistan yüzde 157, Estonya yüzde 142, Letonya yüzde 103, Macaristan yüzde 93, Slovak Cumhuriyeti yüzde 94.1, Çek Cumhuriyeti yüzde 90.7, Bulgaristan yüzde 77.9, Romanya yüzde 63.5, Litvanya yüzde 64.8, Polonya yüzde 49.7, Ukrayna yüzde 29.3, Türkiye yüzde 20.7, Rusya yüzde 15.2."

YUNANİSTAN EN ÖNEMLİ YABANCI KREDİTÖR

Rapordaki diğer bilgilere göre, Yunanistan, bankalarının kredi ilişkisi açısından Türkiye ve Bulgaristan için en önemli yabancı kreditör. Yunanistan bankalarının kredileri Türkiye'de toplam yabancı alacakların yüzde 20'sini, Bulgaristan'da ise yüzde 28'ini oluşturuyor. Yunanistan bankalarının diğer bölge ülkelerinde de yatırımları bulunuyor.

Rapora göre 2007 sonu itibarıyla Türkiye'de, toplam yabancı krediler içinde yabancı banka kredilerinin payı ülkelere göre şöyle sıralandı:

"Yunanistan yüzde 20.02, İngiltere yüzde 13.21, Hollanda yüzde 13.18, ABD yüzde 11.17, Almanya yüzde 10.67, Belçika yüzde 10.56, Fransa yüzde 9.41, İsviçre yüzde 5.77, Japonya yüzde 2.46, Avusturya yüzde 1.54, İsveç yüzde 0.19, diğerleri yüzde 1.84."

Raporda Türkiye'yle ilgili bazı saptamalar da şöyle yer aldı:

"-Mali aracılıkta derinliğin tipik ölçüsü banka dışı özel sektöre verilen toplam banka kredilerinin GSYİH'daki yüzdesidir. 13 orta, doğu ve güneydoğu Avrupa ülkesinde bu oran, Baltık ülkelerindeki yüzde 120, orta ve doğu Avrupa ülkelerindeki yüzde 60, güneydoğu Avrupa ülkelerindeki yüzde 70'ten, Türkiye ve Rusya'nın dahil olduğu "diğer yükselen ekonomiler" grubunda yüzde 40'lara kadar değişmektedir. Banka dışı özel sektörden toplam banka alacakları Estonya ve Letonya'da yüzde 120'lar düzeyinde. Rakam Rusya'daki yüzde 46 ve Türkiye'deki yüzde 38'le kıyaslandığında yüksek bulunuyor. Hırvatistan'da da oran GSYİH'nın yüzde 119'u gibi oldukça yüksek düzeyde.

TÜRKİYE VE RUSYA KISA VADELİ FONLAMAYA DAHA AZ BAĞIMLI

-Orta, doğu ve güneydoğu Avrupa ülkelerinde bulunan banka dışı özel sektör, giderek artan biçimde dış bankaların fonlamalarına bağımlı hale geliyor. Çek Cumhuriyeti'nde dış banka kredileri, ülkedeki toplam banka kredilerinin yüzde 80'i düzeyinde bulunuyor, sonuçta yabancı banka mülkiyetinin son derece yüksek bir payı bulunuyor. Spektrumun diğer ucunda yerel bankalar Rusya ve Türkiye'de banka dışı özel sektör üzerinde toplam alacakların üçte ikisinden fazlasını oluşturarak hakimiyetlerini sürdürmekteler, ancak dış kredilerde de artışlar gerçekleşmiştir.

-Bölgedeki "diğer yükselen ekonomiler" yani (Rusya ve Türkiye) yabancı bankalar tarafından kısa vadeli fonlamaya en az bağlı ülke görünümündeler. Bankacılık dışı özel sektörün toplam kısa vadeli yükümlülükleri, her ne kadar doğrudan dış borçlanmalar bu miktarın yaklaşık üçte ikisini oluştursa da GSYİH'nın sadece yüzde 5'i dolayındadır."

GÜVENİLİR BANKACILIK İSTATİSTİKLERİ ÖNEMLİ

Çalışma Raporu'nun "Sonuç" bölümünde, küresel finansal krizin dış izleme amaçları için güvenilir bankacılık istatistiklerinin önemini ortaya çıkardığı belirtildi. Bu tür istatistiklerin, bölgenin risk düzeyi yükselen Avrupa finansal sistemiyle entegrasyonunun arttığı noktada, orta, doğu ve güneydoğu Avrupa için öneminin arttığı bildirildi. Sonuç bölümündeki saptamalardan bazıları da şöyle:

"-Yabancı bankaların yerel ekonomilerin birçoğunda sahip olduğu önem ve bölgeye borç verenlerin yoğunlaşması şu anlama gelir: Bu ülkeler, borç edinmede önemli ve hızlı düşüşe neden olan ve başka yerlerden kaynaklanan gelişmelerden çabuk etkilenebilirler. Vadesi gelen kredilerin dış kaynaklar tarafından geri çekilmesi dış kredilerde yeni bir ödeme yönetimi biçimlendirebilir ya da fonlamanın büyük ölçüde yerel mevduatlardan sağlandığı ülkelerde artan kredi ve karşı riskler ortasında özel sektöre vade yenilemenin reddi olarak yansıyabilir.

-Bu çalışmanın ana amacı orta, doğu ve güneydoğu Avrupa'da (CESE ülkeleri) banka kredi akışlarıyla bağlantılı risklere yönelik daha sağlam ve geniş bir veri tabanı geliştirmektir.

BULAŞMA ETKİSİNE DİKKAT

-Verilerle yapılan analiz CESE ülkelerinde hızlı kredi büyümesi ve bölgenin yabancı borç verenlere giderek artan bağımlılığının sadece "ev sahibi" (yatırım alan) ülkeleri ilgilendirdiğine yönelik düşünceyi dağıtmaktadır. Her ne kadar ev sahibi ülkelerin bir bölümü açıkça kısa vadeli dış fonlamanın ani geri çekilişiyle daha fazla risk altına girmiş olsa da, bölgeye yönelik toplam risk miktarı göz önüne alındığında, kreditör bankalar da CESE'deki varlıklarını daha uzun vadeye yaymayı kabul etmede önemli teşviklere de sahiptir.

-Kreditörlerin yaklaşımı bölgedeki çeşitli ülkelere göre farklılaşıyor, zaman içinde alacakların değişen vadeleri de bunu ortaya koyuyor. Kredilerin hızlı geri çekilmesi ya da bekletilmesi, 'bulaşma' etkisine ve bölgedeki ekonomik faaliyete bağlı olarak kreditörlerin uzun vadeli varlık kalitelerini değişik şekilde etkileyebilir.

EKONOMİ POLİTİKASI İHTİYATLI OLMALI

-Ülkelerin ekonomi politikalarını hazırlayanlar 'ev sahibi' ve 'yuva' ülkeler arasında bu karşılıklı bağımlılıktan kaynaklanan riskleri yönetmek için ihtiyatlı ve yeterli biçimde hazırlıklı olmalıdırlar.

-Mali denetim, kredi finansmanının kaynaklarına, bu kredinin kompozisyonuna, ülkenin dış pozisyonu üzerindeki etkisine ve bankacılık sisteminin likidite şoklarını absorbe etme yeteneğine, kredi döngüsündeki olası ters hareketlere yönelik daha yakın dikkati gerektirmektedir.

-Bu hedefe doğru çok taraflı düzeyde kredi veri koleksiyonunun iyileştirilmesi için daha büyük çaba harcanmalıdır. Şimdilerde bir veri kaynağının diğerinden daha üstün ya da yararlı olduğuna karar vermek zordur. Çözüm, daha kaliteli, tam ve geniş kredi istatistiklerini toplamadaki uyumlu çabada, IMF dahil uluslar arası finansal kurumlar ve ülkelerin yetkilileri arasında daha büyük bir işbirliği gerektirmektedir."