kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Mart 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HAŞMET BABAOĞLU

İnsanı kurtarmadan çevreyi kurtaramayız!

Çevreci olursak çevre sorunlarına çare bulur muyuz?
Eğer hepimiz dünyaya çevreci gözlerle bakar ve çalışırsak...
Su sorununda..
Kıtlık ve kuraklık sorununda..
Kimyasal, nükleer atık sorununda...
Küresel ısınma konusunda...
Bir çözüm üretir miyiz?
Hani Cumhurbaşkanı Gül de geçen hafta İstanbul'da 5. Dünya Su Forumu'nun açılışında şöyle dedi ya: "Geçmişte çevrecilik bir siyasi tercihti. Bugün hepimiz çevreci olmak zorundayız. Böyle görmezsek büyük felaketler kaçınılmazdır."
Öyle mi gerçekten?
Hayır!
Gerçek şu ki...
Bu yaklaşım anlamlı fakat "öz" ünde yanlış!
Bilmeliyiz ki...
Kitlelere pompalanan anlamıyla " çevreci " olmak çözüme bir katkı sağlayamaz.
Hatta bu yolla, bırakın çözmeyi, sorunu kavramamız bile imkânsız.
Bunu anlamak için şu basit sorulara dürüstçe cevaplar vermek yeter...
Çevreyi kim, ne, nasıl bozuyor?
"Birtakım kendini bilmez" pis, aç gözlü ve "benden sonra tufan" diyecek kadar pişkin insanlar mı?
Çevre düşmanı örgütler mi?
Kâr manyağı şirketler ve bencil hükümetler mi?
Bu sorulara "evet, onlar" cevabı veriyorsanız ya çok safsınız ya da bile bile sorunu görmekten kaçınıyorsunuz.
Madem son haftalarda sudan çok konuştuk...
Demek istediğimi su sorunu üzerinden anlatayım.
Dünya üzerinde 1 milyardan fazla insan temiz suya ulaşamıyor.
Uzmanlara göre bu sayı hızla artacak.
Peki, kim bu susuzlar? Özel bir çevre felaketinin kurbanları mı, yoksa yoksul halklar mı?
Doğru şık ikincisiyse eğer, ki öyle...
Sorunun özünü çevre sorunu olarak görmek doğru mu?
Hani su insan hakkıydı?
Nasıl oldu da "temiz su" hak olmaktan çıktı özelleştirilen ve paketlenip satılan bir ürün oldu?
Söyleyin, bütün bunlara sadece çevreci gözlerle bakmak neyi değiştirir?
Çevreye hepimiz sahip çıkalım...
Tamam. Doğru.
Ama neden çevrecilik denilen şey eninde sonunda çocukça tasarruf modelleri, kirliliğe karşı umutsuz protesto eylemleri ve keşişçe bir içe kapanmayla sonuçlanıyor?
Bütün bunlarda sorgulanması gereken bir gariplik yok mu?
Daha fazla uzatmadan söyleyeyim...
Çevre sorunu ne çevre kirliliği ne gelip geçici bir doğal kaynak kıtlığı ne de küresel ısınmadan ibaret bir felakettir.
Artık şunu anlamalıyız.
Çevreyi kurtarmanın tek bir yolu var.
İnsanı kurtarmak!..
İnsanı global kapitalizmin görünürde şık ve güzel fakat derininde çirkin çarkları arasından çekip çıkartmak!..
Yol bu!
Bu imkânsız mı, dediniz?
O zaman...
Eyvah!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın