Arda Turan'ın Hamburg maçından sonra gözyaşları içinde sarfettiği, "
UEFA finali Fenerbahçe Stadı'nda diye bazı insanların kalbine inecekti. Keşke herkes bizi destekleseydi. Bu kadar sıkıntı ve korku vermeye gerek yoktu. Bizim için önemli olan Türkiye'nin başarısıdır" şeklindeki sözlerine kulak vermek gerekir. Arda'nın bazı düşüncelerini söylememek için kendini güç tuttuğunu da hatırlatalım. Futbolcularımızın hangi takımda olurlarsa olsunlar bu tip yaklaşımlardan ne kadar olumsuz etkilendiklerini gösteren bir tepkiydi Arda'nınki. Bu futbolculardan bugün
Milli Takım'da birliktelik kurmalarını, Avrupa Şampiyonu İspanya'yı devirmelerini bekliyoruz.
Allah, Fatih Hoca'ya kolaylık versin! Taktik mi anlatacak, psikolojik tedavi mi yapacak? Türkiye'de futbol taraftarları arasındaki nefret giderek büyüyor. Bir takımın başarısı bir başka takıma itici güç olmuyor, aksine kıskançlık yaratıyor. FİFA'nın dünyada "Fair-Play" adına gösterdiği yoğun çabalar
Türkiye'den "Teğet" bile geçmiyor.
STADA GÖRE TARAFTAR Kıskançlık ve taraflı yaklaşım 70 milyonluk
Türkiye'nin temsil edildiği milli maçlarda bile ön plana çıkıyor.
Milli Takım, Kadıköy'de, Ali Sami Yen'de, İnönü'de maç yaptığında tribün hakimiyeti stadın müdavimi kulübün taraftarlarının elinde oluyor. Tribünlere öncelikle stada hakim taraftarların tuttuğu takımın oyuncuları çağrılıyor. Hatta; diğer takımların futbolcuları üzerlerinde ayyıldızlı forma olsa da en küçük hatada protesto edilebiliyor.
Milli Takım sevgisi nedense kulüp takımı sevgisinin üzerine çıkamıyor. Oysa, Hollanda,
Almanya, İngiltere ve İspanya gibi Avrupa futbolunun lokomotifi ülkelerde konu milli maç olunca herkes kendi ülkesinin bayrağı altında birleşebiliyor.
Bu marka liglerde, büyük rekabet yaşayan, marka olmuş kulüplerin taraftarları milli takımlarının maçlarına ortak formayla, yani milli formayla gitmekle kalmıyor; kafaca da tek bir takımı ve o takımın bütün futbolcularını kulüp ayrımı yapmadan destekliyorlar. Hatta aralarındaki rekabeti tamamen bırakıp birlikte eğleniyorlar.
BARIŞ NASIL SAĞLANIR? İçlerine döndüklerinde ise taraftarlar rekabeti en üst düzeyde yaşasa da kulüplerin resmi internet siteleri bunlara alet olmuyor.
Ben bugüne kadar bir Avrupa ülkesinde rakibinin Avrupa Kupaları'na vedasıyla dalga geçen bir başka kulüp sitesi görmedim. Ama
Türkiye'de kendilerinin kurumsallaştığını sürekli vurgulayan Fenerbahçe yönetimi, ne yazık ki böyle bir hata yaptı.
Hem de başkanları Kulüpler Birliği'nin de başkanıyken. İş bu noktaya gelirse, doğru örnek oluşturması gerekenler, en kötü örnekler olarak ortaya çıkarlarsa tribünlerde barışı sağlayamayız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 22 Mart 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/22//haber,BF9CC6FCEFE34CFD8AD3C1FDB112BE8C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.