- Kızınız şöhret merdivenlerini çıkarken aile meclisi korumaya geçti mi? - N.K: Gerek olmadı, Nil'in otokontrolü çok yüksektir. Nil'e her yerden teklif geldi. Dizilerde oynasın, senaryo yazsın istediler.
- Projeleri ilk size mi getirir? - S.K: Evet bana getirir. Menajer de bana sormadan iş yapmaz. - N.K: İnsanın hayatında güvenebildiği çok az insan var. Ben o şansa sahibim. Kostümlerimi de annemle beraber seçiyoruz. Annem eskiden modacıydı. Çok beceriklidir. Görür, 'Bu sende iyi durur durmaz,' diye daha raftayken bile anlar yani.
- Müzik yaparak mutlu olmak zor mu Türkiye'de? - S.K: 70'li yıllarda iyi müzik vardı. Ama ben müzik yapmadım, gittim devlet dairesinde mali bölümde işe başladım. İkinci seçeneğim bir barda gitar çalmaktı. 1991'in sonu, albüm yaptım. "Şöyle Aboneyim, maboneyim gibi bir şeyler yapsana," dediler. Nesil değişiyor. Bakın Türkiye'yi kasıp kavuran arabesk yok. Arabeskçilerin çoğu popçu oldu. Türkiye öyle bir yer ki, Nil'in başarısını dört ile çarpmak lazım. Çünkü, hiç ticari kaygı gütmeden sırf içinden gelenleri yaparak bu kadar kitleyi yakalaması büyük bir başarı.
- Nil'den başka kimleri beğeniyorsunuz Türkiye'de? - S.K: Kendisi gibi olanları. Teoman, Candan Erçetin, Mirkelam. Sihirli kelime şu: Kendin gibi olmak.
Yayın tarihi: 14 Mart 2009, Cumartesi Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/14/ct/haber,3314DE88E4794385B051EC1F58AF4367.html Tüm hakları saklıdır.