| 8 Mart 2009, Pazar |
Parmak kızın macerası
SONAT BAHAR
12.12.2008
Sıcak, kavurucu bir temmuz sabahı küçücük bir bebek dünyaya geldi İstanbul'da... 'Küçücük'ü bebeği sevimli göstermek için değil, tam anlamıyla gerçeği anlatmak için kullanıyorum. Asya bebek tam 580 gramdı dünyaya geldiğinde, ilk hafta 500 grama düştü, 11 gün solunum cihazına bağlı yaşadı, iki ay kuvözde kaldı, üç ay hastanede yattı. Bir bebeğin üç-üç buçuk kilo civarında doğduğu göz önünde bulundurulursa Asya, kalıbına göre bayağı ağır yüklerin altına girdi. Ama şimdi sapasağlam, tam dört aylık ve iki buçuk kilogram. Asya bebeğinki tam bir hayata sıkı sıkı sarılma hikâyesi. Bu hikâyenin yan karakterleri ise onu şu anda öpmeye bile kıyamayan anne ve babası. Asya bebeğin macerasını bize annesi anlattı. Hikâyenin başlangıcı sıradan. Bir adam bir kadını sever, sevgili olurlar, bir süre sonra evlenip çocuk yapmaya karar verirler. Asiye Kutun eşi Yalçın Kutun'la 10 Kasım 2007'de evlenir. Bir yıl olmadan bir kız bebeğe hamile kalır. Asya bebek annesinin karnında ekim sonunda doğum anını bekler. Asiye Kutun geçen temmuzda eşiyle birlikte oturdukları Gebze'den Kadıköy'e gelir. Biraz alışveriş biraz akraba ziyareti için geldikleri İstanbul'da üç ay boyunca kalmak zorunda olduklarından habersizdirler.
BEBEĞİ ALMAYIN KARIM KIZAR
Asiye Kutun alışveriş sırasında şiddetli başağrısı şikâyetiyle Bahariye Caddesi üzerindeki bir eczaneye girer ve tansiyonunu ölçtürür. Eczacı, Asiye Kutun'un 22'ye çıkan tansiyonunu görünce acilen bir hastaneye gitmelerini söyler. Kutun çifti en yakın özel hastanenin acilinde alır soluğu... Altı buçuk aylık hamile Asiye Kutun'un tansiyonunu ölçen doktorlar, 34 yaşındaki Kutun'un preeklemsi olduğunu anlarlar. Önce tansiyon düşürülmeli ardından annenin hayatı kurtarılmalıdır. Babaya o hayati soru sorulur; "Karınızı sezaryene almalıyız, anneyi kaybedebiliriz." Yasin Kutun hiç düşünmeden cevap verir; "Olmaz, bebeği alırsanız karım beni mahveder, çok kızar," bu aslında bu bebeğin ne kadar istendiğini, ne denli özlemle beklendiğini özetleyen bir cümledir ama sezaryen gerçekleşir. Anne kurtulur, bebek de... 580 gram ağırlığında, kaburgaları bile sayılabilecek kadar küçük bir bebek dünyaya gelir. Hemen kuvöze konularak, solunum cihazına bağlanır. Küçücük bedeni yaşamak için inatçıdır, Kadıköy Şifa Hastanesi Çocuk Doktoru Alper Soysal o anları şöyle anlatıyor; "Ağlayarak doğdu, bu çok iyi bir işaretti, nefes almasında bir problem yoktu bu daha da iyi bir işaretti, Asya bebek yaşamak için direniyordu, bize ümit verdi."
'BAŞARAMADIM' DİYE AĞLADIM
Asya bebek hayata sıkıca tutunmaya kararlıdır. Ama ameliyattan çıkıp gözlerini açan Asiye Kutun o kadar umutlu değildir; "Ben ilk gördüğümde, yaşamasına imkân yok dedim, parmağım kadardı. Kaburgaları sayılıyordu, makineler ağzındaydı, görünce çok mutlu oldum ama yaşamaz diye düşündüm, yıkıldım. Eşime sarılarak ağladım, 'başaramadım' diye." Oysa Asiye Kutun başarmıştır. Son derece güçlü bir kız çocuğu dünyaya getirmiştir. Kimsenin umudu olmasa da Asya hayata tutunmaya kararlıdır. Öyle de yapar. Hamileliği boyunca bebeğini kucağına alıp hastaneden çıkışını hayal eden Asiye Kutun, bebeğini geride bırakarak çıkar. Asya bebek, 11 gün solunum cihazına bağlı nefes alır, iki ay kuvözde yaşar. Asiye Kutun için en zoru minik bebeğini öpüp koklayamamaktır; "Bebeğime tam bir ay dokunamadım. İzin vermediler. Bir camın arkasından onu seyrediyordum. İki ay boyunca her sabah, her akşam, öğlen, devamlı hastanedeydim. Tam bir ay sonra dokunmama izin verdiler. Günde 20 dakika onu kucağıma alabiliyordum." İçinde taşıdıktan sonra, hayatı onunla her an yaşadıktan sonra sadece kokusunu duyabilmesi için verilen 20 dakika Asiye Kutun'a yetmez elbette ama başka çaresi de yoktur. Asya bebek bu arada büyümeye devam eder, gözlerindeki bir problem nedeniyle lazerle ameliyat edilir. Sütünü sağıp bebeğine vereceği için alması gereken tansiyon ilaçlarını bile yutmayan Asiye Kutun, hep bebeğinin yanındadır tıpkı dokturu gibi; "Dokturumuz o kadar ilgilendi ki, tatile bile gitmedi. Hemşirelerin görevini bile yapıyordu." Herkes bu kadar çaba gösterince Asya bebek de hayata tutunur. Üç aylık maceranın ardından taburcu olur. Gebze'deki evine gider... Kutun Ailesi şimdi çok mutlu. Asya bebek ise şu anda dört aylık, üç kiloya henüz ulaşamadı ama son derece sağlıklı.
BEBEĞİ ALMAYIN KARIM KIZAR
Asiye Kutun alışveriş sırasında şiddetli başağrısı şikâyetiyle Bahariye Caddesi üzerindeki bir eczaneye girer ve tansiyonunu ölçtürür. Eczacı, Asiye Kutun'un 22'ye çıkan tansiyonunu görünce acilen bir hastaneye gitmelerini söyler. Kutun çifti en yakın özel hastanenin acilinde alır soluğu... Altı buçuk aylık hamile Asiye Kutun'un tansiyonunu ölçen doktorlar, 34 yaşındaki Kutun'un preeklemsi olduğunu anlarlar. Önce tansiyon düşürülmeli ardından annenin hayatı kurtarılmalıdır. Babaya o hayati soru sorulur; "Karınızı sezaryene almalıyız, anneyi kaybedebiliriz." Yasin Kutun hiç düşünmeden cevap verir; "Olmaz, bebeği alırsanız karım beni mahveder, çok kızar," bu aslında bu bebeğin ne kadar istendiğini, ne denli özlemle beklendiğini özetleyen bir cümledir ama sezaryen gerçekleşir. Anne kurtulur, bebek de... 580 gram ağırlığında, kaburgaları bile sayılabilecek kadar küçük bir bebek dünyaya gelir. Hemen kuvöze konularak, solunum cihazına bağlanır. Küçücük bedeni yaşamak için inatçıdır, Kadıköy Şifa Hastanesi Çocuk Doktoru Alper Soysal o anları şöyle anlatıyor; "Ağlayarak doğdu, bu çok iyi bir işaretti, nefes almasında bir problem yoktu bu daha da iyi bir işaretti, Asya bebek yaşamak için direniyordu, bize ümit verdi."
'BAŞARAMADIM' DİYE AĞLADIM
Asya bebek hayata sıkıca tutunmaya kararlıdır. Ama ameliyattan çıkıp gözlerini açan Asiye Kutun o kadar umutlu değildir; "Ben ilk gördüğümde, yaşamasına imkân yok dedim, parmağım kadardı. Kaburgaları sayılıyordu, makineler ağzındaydı, görünce çok mutlu oldum ama yaşamaz diye düşündüm, yıkıldım. Eşime sarılarak ağladım, 'başaramadım' diye." Oysa Asiye Kutun başarmıştır. Son derece güçlü bir kız çocuğu dünyaya getirmiştir. Kimsenin umudu olmasa da Asya hayata tutunmaya kararlıdır. Öyle de yapar. Hamileliği boyunca bebeğini kucağına alıp hastaneden çıkışını hayal eden Asiye Kutun, bebeğini geride bırakarak çıkar. Asya bebek, 11 gün solunum cihazına bağlı nefes alır, iki ay kuvözde yaşar. Asiye Kutun için en zoru minik bebeğini öpüp koklayamamaktır; "Bebeğime tam bir ay dokunamadım. İzin vermediler. Bir camın arkasından onu seyrediyordum. İki ay boyunca her sabah, her akşam, öğlen, devamlı hastanedeydim. Tam bir ay sonra dokunmama izin verdiler. Günde 20 dakika onu kucağıma alabiliyordum." İçinde taşıdıktan sonra, hayatı onunla her an yaşadıktan sonra sadece kokusunu duyabilmesi için verilen 20 dakika Asiye Kutun'a yetmez elbette ama başka çaresi de yoktur. Asya bebek bu arada büyümeye devam eder, gözlerindeki bir problem nedeniyle lazerle ameliyat edilir. Sütünü sağıp bebeğine vereceği için alması gereken tansiyon ilaçlarını bile yutmayan Asiye Kutun, hep bebeğinin yanındadır tıpkı dokturu gibi; "Dokturumuz o kadar ilgilendi ki, tatile bile gitmedi. Hemşirelerin görevini bile yapıyordu." Herkes bu kadar çaba gösterince Asya bebek de hayata tutunur. Üç aylık maceranın ardından taburcu olur. Gebze'deki evine gider... Kutun Ailesi şimdi çok mutlu. Asya bebek ise şu anda dört aylık, üç kiloya henüz ulaşamadı ama son derece sağlıklı.
Haberin fotoğrafları
Yayın tarihi: 8 Mart 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/08/pz/haber,BBC4EB0053C74B7F81061200455EAE16.html
Tüm hakları saklıdır.
İyi Yaşa Genç Kal Haberleri
Son Dakika | Ana Sayfa | Yazarlar | Çizerler | Günün İçinden | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Dosyalar | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Sağlık | Magazin | Teknoloji | Otomobil | Turizm Rehberi | Emlak | İşte İnsan | Sabah Çocuk | Mobil Eğlence | Detaylı Arama | Cuma | Cumartesi | Pazar | Kültür-Sanat | EGazete | Gazete Reklam | Internet Reklam | Gizlilik Bildirimi | Künye / İletişim | Bize Ulaşın
 |
Copyright © -2009 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. | 
|