Şebnem Schaefer, Şişli'den belediye meclis üyesi olmak için kolları sıvadı.
Bakire mankenin şehircilik hareketi
Tuğba Özay'ın siyasi atılımlarını bünyeler daha yeni yeni hazmetmişken, Şebnem Schaefer'ın son dakika çalımıyla siyasetimiz mankensiz kalmaktan kurtuldu. Tasarımcı Biricik Suden de AK Parti'den aday.....
Efendim, bu seçim zamanlarında benim içim içime sığmaz. Hoş, sığdırmaya kalksam da zor olur, bir tosun ben var ki benden içeri, yani hiç sormayın. Neyse, konumuz şahsıma ait fazla kilolar değil tabii. Bu seçim süreçlerinde ünlülerin siyasetle imtihanına dalmak istiyorum kıymetli okurlar... Malumunuz, bizim cefakâr ve ezeli mankenimiz Tuğba Özay'ın, neredeyse mankenliğiyle yaşıt bir siyasi ihtirası vardır. Bu seçimlerde adı geçecek mi diye özellikle takip ettim, Deniz Baykal'ın yanında fotoğrafı çıkar mı diye baktım, rastlayamadım. Muhtemelen Paşakapısı Cezaevi'ndeki kısa macerasının ardından, mahpus anılarını kaleme alarak, mazlum ve masum, ama bir o kadar da 'siyasetler üzeri' bir yazar olma kararı aldı... (Elif Şafak kendi his kulvarında böyle sıkı bir rakibin ilerlemekte olduğunu fark etmek zorundadır.) Ancak hemen üzülmeyin, siyasetimiz mankensiz kalmaz. Nitekim, siyasi bir varlık ifade etmek için anlaşılmaz bir çaba içine giren yarı-milli bakire mankenimiz Şebnem Schaefer, Şişli'den belediye meclis üyesi olmak için kolları sıvamış vaziyettedir.
ANLAMA ÇABASINDAN VAZGEÇTİM
Evet efendim, pek çoğunuz gibi bendeniz de, memlekette olup biten bir kısım, hatta büyük bir kısım şeyi anlama çabasından vazgeçtim. Bıraktım, dağınık duruyor, en azından zihnim ferah kalıyor. Yoksa, kurtlar sofrasında bakire kalmayı becermiş -dünya ahiret- Şebnem bacımız, siyaset sofrasında ne yapmaya çalışıyor, Demokrat Parti kendisinde yeni bir belediyecilik ve şehircilik cevheri mi keşfetti gibisinden saçma sorularla uğraşsak, hem işi çözemeyeceğiz, hem zihnimiz yorulacak... Tabii Mustafa Sarıgül'ün o muazzam porselen dişlerinin parlaklığı karşısında gözleri kamaşan Şişli ahalisi bu konuda ne düşünüyor, onu da seçim sonuçlarına bakarak anlayacağız. Öte yandan, bizim seçimlerin panayır yeri gibi olmasına ne kadar alışsak da, kontrpiyeden yenen goller yine de şaşırtıyor insanı. Misal, zamanında Zülfü Livaneli'nin biraderi MHP'den aday olduydu da ne kadar şaşırmıştık. Sahi, n'oldu, bu ara CHP'de 'bir kurtarıcı olarak' Zülfü Livaneli fenomeninden söz eden yok, değil mi? Galiba 'bir kurtarıcı olarak' Kemal Kılıçdaroğlu figürü daha tatlı geldi. Vallahi çok sevimli adam Sayın Kılıçdaroğlu, sinirleri alınmış gibi, Erdal İnönü'nün muhalefet hallerini andırıyor. İktidara gelse, etrafındaki müteahhit popülasyonunun ne denli büyük olduğunun farkına varsa, yatıştırıcı kullanmadan evinden çıkamayacak. Üzüntü verici bir durum... Halbuki, sal Berhan Şimşek'i, hevesli zaten, seçim mücadelesi versin; elin mülayim Kemal Kılıçdaroğlu'nu harcama İstanbul'un çamurunda... Di mi ama?..
PEKİ SEÇİLİNCE NE YAPACAK?
Ha, zannedilmesin ki iktidarımıza dalkavukluk yapıyorum burada. Mazhar Alanson'un zevceleri olaraktan tanıdığımız Biricik Suden de Ak Parti'den adaymış. Beyoğlu Belediyesi'ne meclis üyesi olacakmış. Peki seçilince ne yapacakmış? Belediye'nin tasarım danışmanı olacakmış... Arkadaşım, burası belediye mi, gelinlikçi mi? Memurlaraamirlere takım mı dikeceksiniz? Hayır, biz kendisini zihnimize magazincilere el hareketi çekerkenki haliyle yerleştirmişiz de, o bakımdan şey etmiştim... Neyse, bu seçimlerden bize daha çok ekmek çıkar efendim...
Yayın tarihi: 28 Şubat 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/28/ct/haber,4A35A894CD3F4914A3BB455D4CF2CBAA.html
Tüm hakları saklıdır.