Öcalan Kenya’da olduğu zaman Yunanistan Büyükelçisi olan George Costoulos...
Apo'yu sakla, talimatı Pangalos'tan gelmişti
PKK lideri Öcalan'ın yakalanmasından 4 yıl sonra Yunanistan'da ibret verici bir dava başladı. Davada; gizli servisin başkanı, "Öcalan'ı saklayın talimatını Dışişleri Bakanı Pangalos verdi" dedi..
İLİŞKİLİ HABERLER
Apo'yu sakla, talimatı Pangalos'tan gelmişti
SUNUŞ:
26 Mayıs 2003'te Yunanistan'ın başkenti Atina'da başlayan Abdullah Öcalan duruşması belki de tarihin en traji komik duruşmalarından biriydi. Duruşma, Öcalan'ın Kenya'da yakalanmasından 4 yıl sonra yapıldı. Yunanistan'da yaşanan siyasi deprem çoktan durulmuştu ama Yunanlıların içinde hâlâ bir burukluk vardı. Öcalan'ın yakalanmasının ardından Atina savcısı uzun soruşturmalar yaptı ve sonunda 13 kişi aleyhine dava açtı.. Yargılananlardan ilki, Öcalan'ı Petersburg'dan Atina'ya getiren emekli Albay Andonis Naksakis'ti. Öcalan'ın sevgilisi olduğu söylenen Ayfer Kaya ve koruması Cengiz Yakar ise ülke barışını tehlikeye sokmakla suçlanıyordu. Öcalan'ı Atina'ya getirmek için kiralanan uçağın ait olduğu Athens Aviation Services Ltd.şirketinin sahibi Evangelos Steryopoulos, şirket çalışanları A. Simigdala ve Yorgos Mavros, uçağın pilotu Z. Pehlivanudis de sanıklar arasındaydı. O davada yargılananlardan biri de Abdullah Öcalan'dı. Suçu ne miydi? O davada, Öcalan ne Türkiye'yi bölmek için silahlı örgüt kurup 30 bin kişinin ölümüne yol açmaktan yargılandı. Ne uyuşturucu kaçakçılığı ne de AB'nin de terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'nın liderliğini yapmakla suçlandı. Savcıya göre, Öcalan' ın tek bir suçu vardı. O da vizesiz Yunanistan'a girmekti. Zaten o günlerde hiçbir Yunanlı bakan ya da siyasi terör örgütü liderini saklamak suçundan yargılanmadı. Kenya operasyonunun mimarları duruşmada sadece tanık olarak dinlendiler. Bunların başında Eski Dışişleri Bakanı Pangalos, İçişleri bakanı Papadopulos, EYP (Yunan istihbarat örgütü) Başkanı Stavrakakis, PASOK Milletvekili Baduvas ve Kenya'ya götüren Yunanlı ajan Kalenderidis vardı. Mahkeme 1.5 ay sürdü. Kimse "PKK'nın liderini neden sakladınız'' diye sormadı. Zaten Yunanistan'da bu soruyu soranı pek duymadım. Herkes ''Öcalan'ı nasıl Türklere kaptırdık'' diye hayıflandı ve Simitis hükümetini bu yüzden eleştirdi. Duruşmaları her gün izledim. Aslında duruşmadan bir şey çıkmayacağı baştan belliydi. Nitekim 11 Temmuz 2003'de Atina Ağır Ceza Mahkemesi, Öcalan dahil bütün sanıklar için beraat kararı verdi. Ama duruşmalar benim açımdan çok keyifliydi. Böylece hem tarihe tanıklık etme imkanım oldu, hem de Yunan Başbakanı Kostas Simitis'in müthiş bir siyasi manevrayla Öcalan fiyaskosunu nasıl gömdüğünü izledim. Mahkeme zabıtlarından Öcalan'ın Kenya'ya kaçırılıp saklanışının traji komik hikayesini ilgiyle okuyacağınızı umuyorum.
Ogün Atina Ağır Ceza Mahkemesi olağanüstü günlerinden birini yaşıyordu. Mahkeme binası adeta televizyonların canlı yayın araçlarıyla sarılmıştı. Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından 4 yıl sonra sonunda dava başlıyordu.. Binanın dışında 100'e yakın PKK'lı toplanmıştı. Hem slogan atıyorlar hem de ellerindeki ''Komplocular Kürt Yunan dostluğunu bozamayacak" yazan pankartları sallıyorlardı.. Salon sabahın erken saatinden itibaren tıka basa dolmuştu. Ön sıralarda Öcalan'ın Kenya'ya kaçırıp saklayan Eski Dışişleri Bakanı Pangalos oturuyordu. Yanında İçişleri Bakanı Papadopulos, Eski EYP başkanı Stavrakakis, Öcalan'ı VIP salonundan soktuğu söylenen eski Pasok Milletvekili Baduvas ve Öcalan'ı Kenya'ya götüren Yunanlı ajan Savvas Kalenderidis vardı.
SEVGİLİSİ GELDİ
Duruşmayı izlemeye gelenler ise daha da ilginçti. Türkiye'yle Yunanistan'ı savaşın eşiğine getiren Kardak krizinin mimarı eski Savunma Bakanı Arsenis de oradaydı. Yanında ise "Kardak'a çıkan Türk komandolarını bombalayalım" diyen eski genelkurmay başkanı emekli amiral Liberis vardı. Öcalan'a destek vermek için oradaydılar. Öcalan'ın sevgilisi olduğu söylenen Rozerin kod adlı Ayfer Kaya'yla koruması Cengiz Yakar ise ortalıkta yoktu. Duruşmada, Öcalan'ın savunmasını Kranidiotis ve Theodorpulos adlı iki avukat üstlenmişti. Avukatlar ilk andan itibaren mahkemeyi bir siyasi gösteri alanına dönüştürmek istediler..
ÖRTBAS ETME ÇABASI
Ama hakimler duruşmanın Yunanistan'da yeniden gürültü kopartmasını istemiyordu. Bu nedenle ilk andan salona kameraların girişini yasaklayınca Yunan televizyonlarının canlı yayın hayalleri suya düşmüş oldu. Belli ki hükümet de tansiyonunun yükselmesini istemiyordu. İlk günün herhalde tek ilginç olayı, hakimlerin, mahkemeye gelmeyen Ayfer Kaya ve Cengiz Yakar'ın gelmesini avukatlardan adeta rica etmesiydi. Duruşma başladıktan kısa bir süre sonra Öcalan'ın avukatı Kranidiotis, İmralı'da yatan PKK liderinin el yazısıyla 58 sayfalık savunma gönderdiğini bildirip Yunancaya çevrildiğini söyleyince, tansiyon tamamen düşmüş oldu. Doğrusu ikinci gün çok daha heyecanlı ve kavgalıydı. 4 yıldır saklanan Ayfer Kaya ve Cengiz Yakar, hakimlerin ricasını kırmayıp ikinci gün sahneye çıktılar. Avukat Kranidiotis, Ayfer Kaya'yı Öcalan'ın sekreteri olarak takdim etti. Yakar'ın ise Almanya'da yaşadığını ancak duruşma için 3 aydır Atina'da bulunduğunu söyledi. Daha sonra Kaya söz alınca ilk büyük kavga patlak vermiş oldu. Kaya "Dört yıldır Yunanistan'dayım'' diyerek Yunanca konuşmaya başladı. Yunanistan'dan siyasi iltica aldığını ve Atina Üniversitesi'nde kamu yönetimi okuduğunu söylüyordu. Yani o gün mahkeme salonunda 4 yıllık büyük sır gün ışığına çıkıyordu. Yunanistan, Öcalan'ın siyasi sığınma talebini bizzat Başbakan'ın talimatıyla reddetmişti ama Rozerin'i koruyup saklamıştı. Duruşmanın ilk gününden itibaren "Öcalan bir komplonun kurbanı mı oldu?" sorusu tartışıldı. Yunan İstihbarat Teşkilatı'nın CIA ile çok yakın ilişki içinde olduğu bir sır değildi. Herkesin kafasındaki soru aynıydı: "Öcalan'ı CIA'ya veren Yunan İstihbarat Teşkilatı mıydı? Talimatı Başbakan ve Dışişleri Bakanı mı vermişti? İlk senaryoda Öcalan Minsk'te mi verilecekti? Olmayınca Bükreş mi seçildi? Bükreş senaryosu da işlemeyince, Nairobi mi seçildi?" Aslında bu tartışma Öcalan'ın yakalandığı ilk günden itibaren Yunanistan'ı sarstı. Öcalan, Nairobi'de Yunanistan Büyükelçiliği'nden çıkışında yakalanıp Türkiye'ye getirildiği gün Başbakan Simitis evine kapandı ve haftalarca dışarı çıkmayıp fırtınanın dinmesini bekledi. Hükümeti kurtarmak için de Dışişleri Bakanı'nı aslanlara attı. Nitekim Öcalan olayından sonra Başbakan Simitis'le Dışişleri Bakanı Pangalos'un arası bir daha hiç düzelmedi. Öcalan fiyaskosu, 46 yıl kapalı bir kutu olarak kalan ve korkulan Yunan İstihbarat Teşkilatı EYP'nin de, tarihinde ilk kez bombardıman altında kalmasına yol açtı. Yaşananlar, EYP'nin sivilleşmesini ve Simitis'in teşkilatın başına bir büyükelçiyi getirmesini sağladı. Yeniden duruşmaya dönelim... Öcalan'ın CIA'ya teslim edildiği tartışması duruşmanın ikinci gününde ortalığı bir anda karıştırdı. Gizli Servis EYP Başkanı Stavrakakis'le Öcalan'ın sevgilisi olduğu söylenen Ayfer Kaya (kod adı Rozerin), duruşma salonunda birbirlerine girdiler. O gün Ayfer Kaya, Stavrakakis'e şöyle bağırıyordu:
ROZERİN BAĞIRIYOR
"Ben Öcalan'ın yardım isteyen resmi mektubunu getirdiğim zaman bir hükümet yetkilisiyle görüşmek istedim. Ben İstihbarat Teşkilatı (EYP) Başkanı Stavrakakis'le görüştüm. Stavrakakis bana 'Yunanistan zor durumda kalır. Yardımcısı olun. Öcalan tehlikeye girerse yardım ederiz' dedi. İstihbarat teşkilatının başkanı hükümeti temsilen bizimle görüştü. Aksini savunamazsınız. Yoksa istihbarat teşkilatı bizim Rusya'ya gitmemiz için neden uçak kiralasın? Aynı uçakla Rusya'dan havalandık. Yunanistan'a gelirken Bükreş'e gideceğimizi söylediler. Aslında Öcalan, İtalya'ya gitmek istedi. Sizinle 8 saat tartıştık. Kimse bize Kenya'ya ya da Güney Afrika'ya gideceksiniz' demedi. Öcalan'ı Avrupa ülkesine götüreceğinizi söylediniz. Kenya Avrupa ülkesi miydi?'' Kısacası Rozerin, yani Ayfer Kaya Gizli Servis Başkanı'nı yalan söylemekle suçluyordu. Ayfer Kaya bir ara Stavrakakis'e döndü ve "Demediniz mi?" diye bağırdı. Bütün gözler bir anda, ön sırada oturan Yunan İstihbarat Teşkilatı'nın başkanına çevrildi. EYP Başkanı Kaya'nın suçlamalarına cevap vermeye başladığı zaman yüzü allak bullaktı. "Bükreş'ten haberim yok" diye Kaya'nın suçlamalarını reddederek söze girdi ve şöyle devam etti:
4 YIL SONRA GERÇEK
"Bana Kenya ve Güney Afrika dendi. Son durak Güney Afrika olacaktı. Dışişleri'nden bana Öcalan'ın Kenya'dan geçmesi gerektiğini söylediler. İtalya'ya gitmek istediği doğru değil. Öcalan'la konuştuğum zaman bana 'İtalya'ya gitmek istemediğini çünkü İtalyanlara söz verdiğini' söyledi.'' Yani Yunanistan İstihbarat Teşkilatı'na "Öcalan'ı saklayın'' talimatını veren bizzat Yunanistan Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos'tu. Yunan İstihbarat Teşkilatı Başkanı, 4 yıl sonra gerçeği bütün çıplaklığıyla hakimlerin önünde açıklıyordu.
YARIN:
- ÖCALAN'IN KAÇIRILMASININ PERDE ARKASI ARALANIYOR
- PANGALOS ANLATIYOR: KENYA'YA NASIL KAÇIRDILAR?
İLİŞKİLİ HABERLER
Apo'yu sakla, talimatı Pangalos'tan gelmişti
Yayın tarihi: 28 Şubat 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/28//haber,330C87B14A56476FB83177683A9880CB.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.