kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Şubat 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ENGİN ARDIÇ

Gençlerimiz ders çalışmayı bilmezler

Yok efendim, moruk ağzı yapıyor değilim, "okumuyor haytalar" gibilerden...
Ders çalışmanın "tekniğini" bilmezler demek istedim.
Çünkü öğretilmez. Çünkü anası babası da bilmez, hocası da.
Gencecik bir kız bilgisayar başında on bir saat oturduğu için "akciğer ambolisinden" gidince de akıllar başlara gelir gibi olur...
Gibi olur, gelmez. "Vah vah" denir ve herkes bildiğini okur.
Kimse kusura bakmasın ama bu konu, hangi solcu ya da sağcı hergelenin hangi belediyenin avantasını yiyeceği kavgasından çok daha önemlidir!
Bizim memlekette, derse girilir, not tutulur, bir kenara atılır, ya da derse girilmez, bir arkadaştan not çekilir, nice sonra, sınav günü gelip çatınca oturup "hafızlama" ya da "inekleme" süreci başlar. Yani, "yumurta kapıya gelince" yöntemi geçerlidir.
Uykusuz geceler geçirilir, uykuyu geciktirmek için çok tehlikeli ilaçlar bile kullanılır... Sınav sabahı da şiş gözler ve kazan gibi kafayla okula gidilir... Sonra da ya çakılır ya geçilir.
Yıllardır gençlerimize, ders çalışmada "Amerikan yöntemini" salık veririm. Bunu bana 1970 yılında sevgili hocalarım Sheldon Wise, Larry Fisher ve Charles Gilchrist öğrettiler, saygıyla anarım.
Ders çalışmada ve dersi iyice öğrenmede Amerikan yönteminin bütün püf noktası, o gün öğrenilen dersi hemen o günün akşamında, sıcağı sıcağına gözden geçirmektir! Taze taze...
Sonra bırakın, bilinçaltınızda yatsın. Bir daha açıp bakmasanız da olur.
Yani, ertesi günün sınavına değil, sınavına daha üç ay gibi uzun bir süre bile olsa o gün aldığınız derse çalışacaksınız, bu kadar basit.
Nasıl öğrendiğinizin farkına bile varmadan şıp diye öğreneceksiniz, ve sınav günü gelip çatınca bir de bakacaksınız, sınav için oturup ayrıca çalışmaya gerek bile kalmamış, çünkü "zaten" biliyorsunuz konuları!... Birileri o gece ineklerken siz sinemaya gidebilirsiniz!
İster Namık Kemal İlkokulu birinci sınıfına gidin, ister Tıp Fakültesi son sınıfına, bu yöntem ve bu gerçek, her yaştan ve her düzeyden öğrenci için geçerlidir.
Yaşınız altmış beş ve bir "yabancı dil kursuna" yazıldınız diyelim, gene geçerlidir.
Sevgili gençler, yer etmiş yanlış alışkanlıklarınızı değiştirmenin ne kadar zor olduğunu anlıyorum... Hele "sakallı ve şişko amca böyle dedi" diye benim lafımla iş yapacak kişi sayısı aranızda çok değildir, bunun da farkındayım.
Ama şunu bilin: Dediğimi uygular ve bunu bir alışkanlık haline getirirseniz, ileride bana dua edeceksiniz...
Unutmayın: Merve ders çalışmayı biliyor olsaydı, şimdi hayatta olacaktı...
Siz de vık vık etmeyin büyükler, bu bir memleket meselesidir.
Giden belediye bir seçimde geri gelir, giden meclis çoğunluğu da hükümet de çıkmaz ayın son çarşambasında belki geri gelir ama giden gencecik çocuk bir daha geri gelmez.
"Okusana evladım" diye çocukların kafalarını ütülerken, "nasıl okumaları gerektiğiyle" de ilgilenmek zorundasınız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın