kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Şubat 2009, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Erdoğan İsrail Başbakanı'na sert çıktı

AA
Giriş Saati : 18.02.2009 14:56
Güncelleme : 18.02.2009 17:40
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Gazze tepkisine karşılık 'Niye herhangi bir Başbakan'a İsrail'in askeri planlarından bahsedeyim?' diyen İsrail Başbakan Ehud Olmert'e sert bir dille cevap verdi. Erdoğan, "Herhangi bir ülkeyle görüşmüyorsunuz. Çok farklı bir ülkeyle görüşüyorsunuz. Bölgede farklı ilişkiler içerisinde olan bir ülke görüşüyorsunuz. Önce 'Haberim yoktu böyle birşeyden' diyorsunuz. Daha sonra da diyorsunuz ki 'Ben bununla ilgili niçin şuraya buraya haber vereyim? Yok gerek Bush'a, gerekse Sarkozy'e haber vereyim?' Bunun neresine inanacaksınız. Bunlar geleceğe yönelik aslında güven sorunlarını da doğurmaktadır. Liderler güven sorunu yaratamaz, siyaset güven sorunu doğuran bir kurum değildir" dedi.

* OLMERT: "GAZZE'YE SALDIRACAĞIMIZI BİLMİYORDUM" HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ...

Başbakan Erdoğan, Hırvatistan Başbakanı İvo Sanader ile Başbakanlık Merkez Bina'da yaklaşık 2 saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Erdoğan ve Sanader, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan Erdoğan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, bir gazetecinin 'İsrail, Gilad Şalid serbest bırakılmadan Gazze'de kapıları açmayacağını ilan etti. Türkiye'nin bu konudaki girişimleriyle ilgili somut bir gelişme var mı?' yönündeki sorusu üzerine, davet gelmediği sürece Türkiye'nin devreye girmeyeceğini açıkladı. Erdoğan, şöyle konuştu: "Şu anda ateşkes ile ilgili süreç, iki günde bu iş biter dendi ancak ne yazık ki burada esir İsrail askeriyle ilgili onun bu ateşkes anlaşmasının içine dahil edilmesi sebebiyle bunu Hamas kabul etmedi. 'Bunun,
buraya dahil edilmemesi gerekir. Bu ayrı bir konudur ve bunu ayrıca karşılıklı esir mübadelesiyle görüşelim, onu ayrı bir anlaşma olarak yapalım'. Çünkü Filistinli birçok biliyorsunuz binlerce şu anda çocuk, kadın, yaşlı İsrail'in elinde esir bulunuyor. Burada verilen rakamlar var. Hamas'ın verdiği rakam var, İsrail'in verdiği rakam var. Bunun ortası bulunamadığı için de bu süreç şu anda devam ediyor. Bundan dolayı orada bir tıkanma var. Fakat aşıldı, aşılacak gibi de bazı gelişmeler zaman zaman bize de geliyor. Şunu söyledik bu süreç içerisinde bize bir görev düşerse biz Türkiye olarak devreye gireriz. Ama herhangi bir noktada bize davet gelmedikçe biz devrede olmayı bu noktada şu ana kadar düşünmedik."

Başbakan Erdoğan, 'İsrail Başbakanı Olmert, Türkiye'den gelen tepkiler üzerine 'Niye herhangi bir Başbakana İsrail'in askeri planlarından bahsedeyim? Bush, Sarkozy ve Merkel'i de aramadığını söyledi. Bu açıklamaya yorumunuz ne olacak?' yönündeki bir soruya karşılık da, Olmert'e sert çıktı. Bu konuda şu anda cevap vermeyi uygun bulmadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi: "Çünkü bütün gerçekler ortada. Siz bir ülkeyi önce arabulucu isteyeceksiniz. Arabulucu olarak istediğiniz bir ülkeyle gelip burada 5.raundun görüşmelerini yapacaksınız. Çünkü herhangi ülkelerden birisiyle görüşmüyorsunuz. Çok farklı bir ülkeyle görüşüyorsunuz. Bölgede farklı ilişkiler içerisinde olan bir ülke görüşüyorsunuz. Çok daha enterasanı önce 'Haberim yoktu böyle birşeyden' diyorsunuz. Daha sonra da diyorsunuz ki 'Ben bununla ilgili niçin şuraya buraya haber vereyim? Yok gerek Bush'a, gerekse Sarkozy'e haber vereyim?' Bunun neresine inanacaksınız. Bunlar geleceğe yönelik aslında güven sorunlarını da doğurmaktadır. Liderler güven
sorunu yaratamaz, siyaset güven sorunu doğuran bir kurum değildir. Eğer bu güven sorunu başlarsa, başladığı anda herkes birbirine karşı çok daha farklı yaklaşımlar içine girer ki barış burada büyük darbe yer. Biz uluslararası barışa asla darbe vurmanın gayreti içerisinde olmadık, olmayız. Bu bölgedeki yaklaşımlarımızı da buna göre tespit ediyoruz. Adımlarımızı da buna göre atıyoruz."