kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
13 Şubat 2009, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Bruno Barbey yukardaki bu fotoğrafı gösterip, "Böyle bir sahneyi şu an İstanbul’da görebiliriz. Bu bizi şaşırtmaz ve kimseye de abes gelmez. Herhalde bu sahnede tek fark, İstanbul’da ahtapot yerine midye dolma satılması olurdu," diyor.

Fransız fotoğrafçı Türkleri kadraj altına alacak

OLKAN ÖZYURT
12.02.2009
Magnum Fotoğraf Ajansı üyesi Fransız Bruno Barbey'in efsane projesi İtalyanlar Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde sergileniyor. Barbey Türkiye'den çok etkilendiğini söyleyip Türkler'le ilgili bir projeye başladığını müjdeliyor..
Geçen yıl Mayıs 68 başlıklı fotoğraf sergisi Fotoğrafevi'nde açılan, MAGNUM Fotoğraf Ajansı'nın bir dönem başkanlığını da yapan Fransız fotoğrafçı Bruno Barbey'in, efsane projelerinden İtalyanlar, bugünden itibaren Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde sergileniyor. 2. Dünya Savaşı sonrasında yeniden ayakları üzerinde durmaya çabalayan İtalyan ulusunun siyasal, kültürel ve sınıfsal çelişkilerini derinlemesine ortaya koyan fotoğraf projesi, Barbey'in fotoğraf kariyerinin zirve noktalarından biri kabul ediliyor. Barbey, bir ulusun 'portresini' çekme çabasının anahtarının tüm önyargılardan arınarak her sınıfa aynı duyarlılıkla bakmak olduğunu söylüyor. Gençlik yıllarında İtalyan Yeni Gerçekçiği akımının etkisiyle çekilen filmlerden etkilendiğini belirten Barbey "İtalya, genç bir ulustu. Savaştan yeni çıkmışlardı, birtakım sosyal çelişkileri barındıyordu. Kuzey'le güney arasında, toplumsal sınıflar arasında çelişkiler vardı. Bu çelişkilerin ortaya koyduğu sonuç çok kışkırtıcıydı ve ben de o dönem İtalya nasıl görünüyorsa onu göstermeye çalıştım," diyor. 1964'te biten bu projenin daha sonra anıtlaşmasının sebebi de bir ulusun bir dönemki halinin net bir şekilde ortaya koyulması.

TÜRKİYE İTALYA GİBİ
Barbey bugünün İtalyası ile 60'ların İtalyası arasında epey fark olduğunu ekonomik olarak bir gelişme gösterdiklerini ama bazı çelişkilerin hâlâ devam ettiğini anlatıyor. Barbey'in altını çizdiği bir durum daha var. O da Türkler ile İtalyanlar arasındaki benzerlikler. İki ulusun insanlarının da sıcak kanlı olduğunu söyleyen Barber özellikle insanların fotoğraf çekimine itiraz etmediğini belirtiyor. Ama benzerlik bu kadarla sınırlı değil. Barber "İtalyan'nın 60'lardaki durumu ile Türkiye'nin şimdiki durumu arasında bir benzerlik görüyorum. Türkiye'deki yoksulluk, göçün yarattığı sorunlar, ülkenin bir bölgesi ile diğer bölgeleri arasındaki gelişim farkı 60'ların İtalyası'nın yaşadığı sorunlardı," diyor. Barbey, belki de bunun için Türkiye ile yakından ilgileniyor. Ama onun ilgisini çeken bir başka şey ise kültürlerarası paylaşımın özellikle İstanbul'da kendini hissettirmesi. Barbey "Levantenler, Rumlar, Ermeniler, Türkler, bir arada yaşıyor. Burada bir kültür karışımı var, bunun önemli olduğunu düşünüyorum" diyor. Türkiye ile ilgili de bir proje yapmaya başladığı müjdesini veren fotoğrafçı "Yalnız," diyor "Siyah beyaz yerine renkli çalışıyorum." Barbey, İtalyanlar projesinin hiç İtalya'da sergilenmediğini söylüyor. Ama 14 Mart'ta sona erecek serginin İtalya'ya gidecek olması onu epey heyecanlandırıyor. Barbey, kendini savaş fotoğrafçısı olarak tanımlamasa bile Vietnam, Ortadoğu'da uzun yıllar, savaşların insan hayatı üzerindeki yıkıcı etkisi üzerine çalışmalarda bulunmuştu. Tabii Gazze'de yaşananlar onu derinden etkilemiş. Ortadoğu'ya barışın gelmesinin zor olduğunu belirten Barbey, "İsrail devleti kolonileşme politalarından vazgeçmediği sürece bu sorun çözüleceğe benzemiyor," diyor. Zaten, Barbey insanlığın gidişatıyla ilgili de haklı olarak karamsar bir tablo önümüze koyuyor: "40 yıllık süreçte şiddet sürekli tırmanıyor. Sanki bundan sonra bu tırmanışı durdurabilecek bir güç yok gibi geliyor bana. Ayrıca din fanatizmi de bir başka önemli sorun olacak. Empati kurmanın, hoşgörülü olmanın esamesi okunmuyor. Bu biraz dehşet verici."