İki kilo bulgur, bir torba kömür yetmedi ya.. Başbakan
"Benim valim, benim kaymakamım (Oysa biz onları devletin sanıyorduk. Anayasa öyle yazıyor da..) icabında eli ile dağıtacaktır" diye talimat verdi ya..
Tunceli Valisi beyaz eşya, Diyarbakır Valisi aile başına 200 er bin lira, Batman valisi evlere soba, mobilya ve beyaz eşya dağıtır oldu ya..
Yüksek Seçim Kurulunun tokat gibi gelen "Bunlar sosyal devlet gereği yapılan işler değil, alenen ve resmen seçim rüşvetidir" kararından sonra, bu valiler istifa ederler mi, yoksa İçişleri Bakanlığı soruşturma mı açtırır, bilemem..(Bendeki saflığa bakar mısınız?..)
Amma velakin bizzat başbakan açıkladı..
"Biz sosyal devletiz, yaparız" diye..
Diyelim haklı.. Diyelim bunlar sosyal devletin gerekleri..
Şimdi sıkı durun, size nasıl sosyal devlet olduğumuzu anlatacağım..
Ben Hıncal Uluç, bu şöhretim, bu kadar param ve de arkamda Sabah gibi bir kurum olmasa da, bu Sosyal devletin sıradan vatandaşı, sıradan işçi Mehmet olsaydım ve başıma bunlar gelseydi, ne olurdu bilir misiniz?..
Şimdi acılar ve sancılar içinde sürünüyor, belki de intiharı çözüm olarak arıyor olacaktım. Çünkü çektiğim acıların tarifi sözlükte yok.. Ameliyatımı yapan Dr. Azmi Hoca, "MR'da gördüklerim hikaye.. Açınca karşıma çıkan manzara beni şoke etti. Senin ne korkunç acılar çektiğini o zaman anladım. Bu acıya dayanacak insan dünyada (Dikkat buyurun dünyada) iki tane ya vardır, ya yoktur, nasıl dayandın" demişti.
Azmi Hoca boynumdan dejenere olmuş ve kola giden sinire baskı yaparak o müthiş acılara sebep olan diskin bir değil, üç olduğunu görmüş, üçünü de değiştirip yerlerine, boyna ayni hareketleri ve ayni yaşam düzeyini sağlayan ve beni hayata geri döndüren üç titanyum disk takmıştı.. Bilimsel adı, servikal disk protezi..
Tamam da Hıncal Uluç değil de sosyal sigortalı Mehmet olsaydım eğer..
Bu sosyal devlet beni acılarımla baş başa bırakırdı. Çünkü
Recep Tayyip Erdoğan'ın sözünü ettiği sosyal devletin güvenlik kurumu 2008 aralık ayında bir karar aldı.
"Bundan böyle servikal disk protezi sadece 45 yaşından küçüklere takılacaktır." 45'i aşanların cehenneme kadar yolu var.. Paraları varsa ameliyat olurlar..Bu kadar mı?.. Değil..
"
45 yaşından küçük olanlara da sadece, sadece bir, tek bir disk takılacaktır." Fazlası gerekiyorsa, kendi parasıyla.. Yoksa.. Sürünsün kerata!..Sebep..
Tasarruf..
Konu insan sağlığı olunca 52 yıldır prim ödeyen Hıncal, anasını da alsın gitsin.. Çünkü yaşı 45'ten büyük ve üç diski sakat üstelik..Ama iş oya gelince, akar suyu olmayan köylüye çamaşır makinesi verilsin ki, üzerine örtü serip masa diye kullansın da dünya bizim nasıl sosyal devlet olduğumuzu görsün.. Görsün de anlasın ki..
A be böyle olur, bizde sosyal devlet dediğin..
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 10 Şubat 2009, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/10//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.