Bana attığın çamurlara, yaptığın haksızlıklara kızmak için kendimi çok zorladım, kızamadım... Hem seni gerçekten sevdiğimi anladım, hem de artık hiç önem vermediğimi...
Geçmiş olsun. İncir çekirdeğini doldurmayan yazılarına hoşgeldin. Yalnız gazeten değil, bütün basın ve spor dünyası, sinema, tiyatro, müzik, ayrıca
Türkiye de yönetilmek için seni bekliyordu...
Hiçbir şey söylemeden tam sayfa dolduracak adam bulmak gerçekten de çok zordu, laf aramızda... Süleyman Demirel'e iş teklif edilecek değildi ya!
Aslında senin gibi büyük bir adamın hiç hastalanmaması gerekirdi. Bu sana yapılmış büyük bir haksızlıktı. Belki de Tanrı meydanı boş bulmuştu!
Bütün
Türkiye haftalarca senin hastalığınla yattı kalktı... Öyle bil, öyle san... Çünkü sen çok büyük bir adamsın, vazgeçilmezsin, bulunmaz Hint kumaşısın.
Sen o kadar büyük bir adamsın ki, sana en küçük bir eleştiri yönelten herkes ya
"şaşkın", ya
"küstah", ya
"bunalım geçirmekte", ya da
"kin, nefret ve öfke kusuyor" ...
Eh, sen de onlardan bazılarının
"isimlerini köşende anmamakla" onlara en büyük cezayı veriyorsun, mahvoluyorlar, bitiyorlar zavallılar!
Neyse bak, çıktın artık, okuduğunu kıçından anlayan bütün müşteriler seni özlemişlerdi...
"Anti-militarizm" ile
"ordu düşmanlığı" arasındaki farkı anlamamakta direnenler,
"Atatürk ticareti" yapanlara kızmakla
"Atatürk düşmanlığı" arasındaki farkı anlamamakta direnenler, kahramanlarına kavuştular!
Çünkü sen öyle dediysen öyledir. Gerçek ile senin dediğin arasında çelişki varsa, senin dediğin geçerlidir.
"Cumhuriyete saldırmak için bir Ergenekon efsanesi yaratan" şaşkın (!) savcılar ve yargıçlar da korksunlar, yalnız gazeteciler değil... Atatürk çocuğu geldi. Hepsinin canına okuyacak.
Cumhuriyetçi olan ama demokrat olmayan, bununla da övünen büyük adam geri geldi... He is back in town!
İyi ki iyileştin, iyi ki döndün... Bu kez gerçekten
"gitseydin", ikide bir giderim haa deyip de gidemeyen kimi bulacaktık da gülecektik kendi aramızda?
Kendini fikir adamı diye yutturan hangi magazinciyle eğlenecektik? Bize kim fıkra anlatacaktı?
Büyük geçmiş olsun, gerçekten. Tadı yok sensiz geçen ne baharın ne yazın...
Hoşgeldin. Avanta geziler, beleş yemekler, yeni çıkan şarkılar, piyasaya yeni düşen paçozlar, el süremediğin ama sürermiş gibi yaptığın bütün kadınlar da yolunu gözlediler... Sevinmişlerdir.
Ben de sevindim.
Çünkü hem seni gerçekten sevdiğimi anladım, hem de artık hiç kızamadığımı... Gülünçlük alanında sen mi önde gidiyorsun yoksa
"sizin cenahtan" Yalçın Küçük mü, bilemedim.
Fakat şaşkın, küstah, bunalımlı, vatan haini bu kardeşin seni çok çok öpüyor. Tenezzül buyurup lütfen kabul edersen tabii.
Etmezsen de canın sağolsun, başkasını buluruz. Memlekette çeşit çok.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 5 Şubat 2009, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/05//haber,A9FB72A748014506942540A0B247ECF7.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.