kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Şubat 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Pazar SABAH  
METİN SEVER

Kahramanını söyle kim olduğunu söyleyeyim

Zagor, Çelik Bilek, Tom Miks....
Çocukluğumun çizgi roman kahramanları.
Yeni yetmeler bilmez. Tom Miks, süt çocuğu görünümlü bir izciydi. Kale komutanının kızı Suzi'yi gördüğünde yüzü kızarırdı..Düşmanı Binbir Surat, kadim dostları ise iki sevimli ayyaş Konyakçı ve Doktor'du.
Çelik Bilek yani Teksas ise güçlü kuvvetli bir avcıydı. Bizon eti sever, çıplak ten üzerine kürk giyerdi. Rodi ve Profesör Oklitus'la birlikte kırmızı urbalılara yani İngilizlere karşı savaşırdı.
Sonra "Baltalı İlah" Zagor, şişman Çiko'suyla çıkageldi. Sınırlı harçlığımızla çizgi roman alabilmek için Cağaloğlu'ndaki matbaalara giderdik. "Yüce Manitu", "hay dedemin köse sakalı" "tüm kokarcalar adına" "hay bizonun boynuzları" o günlerden dilimize dolanan hayret nidalarıydı.
Yıllar geçti. Büyüdük. Yeni çizgi romanlar, yeni kahramanlar çıktı. Geçenlerde bir makarna firmasının çocuklar için Süperman gibi çizgi kahramanları makarna kahramana dönüştürdüğünü okudum.
'Makarna kahramanlar!' Çocukların masum kahramanlarının 'piyasa kahramanlarına' dönüştürülmesi hoşuma gitmedi.
Zaten hayatta çok sayıda fasulye kahraman, makarna kahraman var.
Üstelik bu ülkede kahraman tartışması hiç bitmez. Ve kahramanlar çok kolay katile, katiller de çok kolay kahramana dönüşebilir.

BİR GAZETECİNİN GÖREVİ NEDİR?
Çünkü, bu ülke Ogün Samast'ın, Abdullah Çatlı'nın kahraman olarak alkışlandığına tanık oldu. Bu nedenle artık, "Hey babamızın köse sakalı" diye şaşırmıyoruz. Ünlü gazetecinin, hakkında ciddi iddialar varken intihar eden eski JİTEM komutanı Abdülkerim Kırca'nın kahramanlığına kefil olması da bizi şaşırtmıyor. Üstelik şerefi üzerine...
Evet, Kırca hukuken suçsuz. Bu bir 'hukuksal gerçek.' Ama gazeteciliğin de gerçekleri var.
Hakikat peşinde koşmak, şüphe etmek gibi.
Merak ediyorum! Devlet nezdinde 'muteber' gazeteci olmanın ilk şartı değilse, bir gazeteci aşağıdaki bilgiler karşısında nasıl üç maymunu oynar? - Güneydoğu'da çok sayıda faili meçhul cinayet işlendiğini biliyoruz.
- Kırca hakkında 8 cinayetten dava açıldığını da.
- PKK itirafçısı olan, daha sonra JİTEM'de 9 yıl çalışan Abdülkadir Aygan da, Neşe Düzel'e anlatıyor: "Kırca 1993'ten sonra Diyarbakır JİTEM Komutanı oldu. Bazı cinayetleri kendisi işledi. Sağlık-Sen üyesi Necati Aydın, Mehmet Ay ve Ramazan Keskin sorgulandıktan sonra Silvan yolunda bir araziye götürüldüler. Gençlerin elleri ve gözleri bağlandı.
Sonra Kırca gençlere diz çöktürdü ve tam enselerinden birer el ateş etti.
- Kırca Diyarbakır'da Pavyonlar Caddesi'nde milletin gözü önünde Murat Aslan'ı arabaya zorla bindirdi. Bu genç sorgulandı ve cesedi yakıldı.
- Mehmet Salim Dönen isimli genç ve amcası Kırca'nın talimatıyla alındı, sorgulandı ve boğularak öldürüldü.
- Servet Aslan diye bir üniversiteli genç ve Fatma isimli Mersinli kız arkadaşı vardı. Kızın hakkında suçlama yoktu. İki genç Diyarbakır'da el ele gezerken alındılar. Kırca emir verdi. Gençleri Sivas yönüne götürüp, orada öldürüp yol kenarına atmışlar. Kırca o kıza kendisi işkence yaptı.

"ULU MANİTU" KORUSUN!
Bir gazeteci olarak, "bunları anlatan eski bir PKK itirafçısı. Anlattıklarına güvenilmez" diyemezsiniz. Çünkü Aygan'a devlet fazlasıyla güvenmiş. O da devletin gözünde 'muteber.' Devlet, Aygan'ı ölü gösterip, kendisine Aziz Turan kimliğini vermiş. Devlet, Aygan'ı devlet memuru yapmış ve maaş bağlamış. Devlet ona güvenmiş, dönemin bölge komutanı general Necati Özgen'le Barzani arasında tercümanlık yaptırmış. Aygan yeni kimliği ile OYAK iştirakçisi olmuş. Bu bilgiler karşısında bir gazetecinin sağır, kör ve dilsizi oynaması mümkün mü? Gazeteciliği bırakalım. Şereften, vicdandan söz ediyoruz. Anlatılanların çeyreğinin bile doğru olması ihtimali tüylerinizi diken diken etmiyor mu? Son soru: Bu koşullarda, Kırca'ya methiyeler düzdüğümüzde mi daha şerefli oluruz? Yoksa, 'bu iddialar ya doğru ise' diye düşünüp, üstüne gidersek mi? Son söz: İnsan kahramanını seçerken çok düşünmeli. Çünkü kahramanlarımız ruhumuzu gösteren işaret fişekleridir.
"Ulu Manitu" vicdanımızı körleşmekten korusun!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın