Sistem, Yusuf'tan daha önemli

Ligin ikinci yarısı için Beşiktaş ile ilgili teknik açıdan teşhisler ve öneriler bekledim. Ama bu beklentimin karşılığını alamadım. Çünkü Yusuf Şimşek'in transferi ön plana çıktı. Medyada belirli bir kısım Yusuf'un transferini yanlış buldu, daha fazla bir bölümü ise "Doğru" deyip "Yanlış" diyenlere kızdı. Yusuf herkesin tanıdığı, yetenekli bir oyuncu. Mustafa Denizli istemiş, alınmış. Bu bir teknik direktör tercihidir, zaman içinde katkı sağlayacak mı sağlamayacak mı görülür. Esas önemli olan bir büyük takımın bu kadar ciddi saha içi sıkıntıları varken, ligin ikinci yarısındaki başarısını, devamlılığı olmayan bir yeteneğe endekslemesi. Bu, inanılır gibi değil.
Biz bunları bırakıp kendi işimize bakalım. Sürekli değişen teknik adamlar ve futbolcular yüzünden Beşiktaş'ın senelerdir oturmuş bir sistemi yok. Bu tablo günümüz futbolunda büyük handikap teşkil ediyor. Böyle bir kadro yapısında basit, akılcı bir oyun modeli uygulatmak ve taşlarla fazla oynamamak gerekir.
Mustafa Denizli göreve geldikten sonra hem değişik, futbolcuların da seyredenlerin de anlaması güç bir saha içi düzeni oluşturdu, hem de sürekli değişen bir takım tertibi... Böyle bir şablonda oyuna hükmetme şansınız en aza iner. Kopuk kopuk futbolda da hücum zenginliği sağlayamaz, savunma güvencesi oluşturamazsınız. Beşiktaş'ın bu sorunları aşması lazım. Mustafa Denizli ivedilikle bir kadro istikrarı sağlamalı. Ayrıca taktik stratejiden ve düzen bozukluğundan oluşan rakiplere fazla pozisyon verme yanlışını da en aza indirmelidir.
Bir önemli nokta da şudur: Kolektif olgunluktan uzak oyun modelinde en önemli görev yeri; devamlılığı olan, sırtı karşı kaleye dönük oynamasını bilen nokta santrfordur. Bu yüzden Beşiktaş'ın bu seneki formunu da göz önüne alırsak olmazsa olmazı bana göre Nobre'dir.