EA
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?EA
Ergenekon, Avrasyacı olmak 'zorunda'
Karşımızdaki darbeci zihniyetin
Avrasyacı olduğunu, medyada ilk dile getirenler grubuna dahil olduğumu sanıyorum. İşin bu yönünü de düşünmeye başlamama yol açan kişi,
Almanya'nın eski Dışişleri Bakanı
Fischer'dir.
Fischer'in konuşması, bizim basında küçücük bir haber olarak yer almıştı.
Özetle şöyle diyordu Joschka Fischer: *
Irak Savaşı kaybedildi. Yeni
ABD Başkanı'nın asıl görevi, Irak'tan çekilmek olacaktır.
* Irak'taki bölünme,
İran'ın işine geliyor.
*
Türkiye önümüzdeki dönemde
Ortadoğu'da çok önemli bir oyuncu haline gelecek.
*
Avrupa Birliği liderleri
Türkiye'yi kucaklamalı ve en kısa sürede birliğe almalıdır.
Türkiye'yi birliğe almamak siyasi miyopluktur.
* Avrupa'nın ittiği bir
Türkiye'nin
Rusya'ya doğru kaymakta olduğunu görmek gerekir.
Özellikle son cümle zihnimde şimşeklerin çakmasına yol açtı: Eğer Avrupa'nın ittiği bir
Türkiye'nin Rusya'ya yanaşma olasılığı varsa; o zaman, "
Avrupa'yı iten Türklerin de" bunu bilerek yapma olasılığı da vardı.
Kimdi Avrupa'yı itenler?
Konumuz elbette sokaktaki insanlar değil. Devletin çeşitli kademelerinde yer alan, etkili ve yetkili kişiler.
Özellikle de askerler.
Olaya bu açıdan baktığınızda bazı olaylar alt alta sıralanmaya başlıyor:
*
Mart 2002'de MGK Genel Sekreteri Org.
Tuncer Kılınç'ın Harp Akademileri'ndeki bir konferansta "
Türkiye'nin yeni birtakım arayışlar içinde olması kesinkes ihtiyaç. Bunun da en doğru yöntemi, zannediyorum, Rusya Federasyonu ile birlikte, ABD'yi göz ardı etmeksizin, mümkünse İran'ı da içerecek şekilde arayış içinde olunması" demesi.
* GK Başkanı Org.
Yaşar Büyükanıt'ın ABD gezisi sırasında, Rusya Devlet Başkanı
Putin'in konuşmasının GK internet sitesine konulması.
* Orga.
Özden Örnek'in günlüklerinde,
Avrupa Birliği'nin birçok komutan tarafından adeta bir düşman gibi görülmesi...
* Daha sonraları, emekli tuğgeneral
Nejat Eslen'in
Türkiye'de kapışan güçleri;
Atlantikçi liberaller, Ortadoğucu İslamcılar ve
Avrasyacı ulusalcılar şeklinde sınıflaması.
"
Bu mücadele sadece Türkiye'nin jeopolitik kimliğini değil, aynı zamanda kaderini ve rejimini belirleyecek" demesi. (Daha ne desin?)
Eski YÖK Başkanı Prof.
Kemal Gürüz istediği kadar "
Ben Amerikancıyım" desin, Ergenekon'un teorisini yapan beyin takımının ("kurmayların!") bu Avrasya işini ciddi biçimde düşündüğüne ben eminim.
Çünkü olaylara "
stratejinin soğuk hesapları" açısından bakanlar için önemli olan, bir fikrin
ulviliği ya da bir hareketin
masumiyeti değil,
hangi tarafa yaradığıdır.
Otoriter bir rejimi (
sopalı kapitalizm) arzulayan Ergenekon kurmayları, ABD'ye ve AB'ye rağmen darbe yapmalarının ve
NATO'cuları tavsiye etmelerinin, kendilerini ister istemez Rusya'ya yakınlaştıracağını elbette görüyorlardı.
Özetle: Ergenekon'a destek verenler çok farklı fikirlere sahip olabilir. ABD 'neocon'larıyla taktik ittifak kurduklarını da biliyoruz.
Ancak örgütün yönetim kadrosu Avrasyacıdır. Olmak zorundadır.
Aksi halde Ergenekon'u, sadece ve sadece "
AKP karşıtı" bir örgütlenme olarak tanımlamak gerekir ki bu olayların akışına aykırı olduğu kadar, kurmay zekâsına da hakarettir.
Yayın tarihi: 20 Ocak 2009, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/20//akoz.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.