kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Ocak 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Yürekle kabadayılığı karıştırmayalım lütfen!

17.01.2009
- Yoksulluk, küçük yaşta çalışmak öfke biriktirmenize neden olur muydu? Yani fevri, öfkeli hareketleriniz bir kişilik özelliği mi, temelinde başka şeyler var mıdır?
- Bir insan çok fazla değişmez diye düşünüyorum, gelişebilir ama değişeceğine inanmıyorum. Çocukluğumda da böyleydim, ölünceye kadar da böyle olacağım. Temelinde bir şey var mıdır, yok mudur bilemem ama mutlu olan insanın herhangi bir kompleksle yetişmeyeceği bir gerçek. Muhakkak benim de hatalarım var, hata yapmaya da devam edeceğim insan olduğum sürece. Çok da kolay değil böyle yaşamak...

- Öfkenize üzülüyor musunuz hiç?
- Yooo.

- Niye 'Kolay değil,' dediniz o zaman?
- Her şeyi doğru yapmanız bekleniyor. Bizim de insan olduğumuzu unutmamak lazım. Öfke de bir insan tavrı. Siz öfkelenmez misiniz hiç?

- Hem de çok!
- Ben de öfkeleniyorum işte, yalnız ben içimde tutmuyorum, yanlışlık orada! (gülüyor)

- Ama siz öfkeyle özdeşleştiniz adeta! Galatasaray'a geçtiğiniz ilk yıllarda hakeme tükürmüşlüğünüz bile var. Belçika maçında karşı takım antrenörüne saldırdınız mesela. Çekinmeden öfkelenmek fazla değil mi?
- Yürek çok kolay bir şey değildir Şirin Hanım, sonradan da konulmaz...

- Yani?
- Yani yürekle kabadayılığı karıştırmayalım. Ben kabadayı bir adam değilim. Bu laftan da hoşlanmıyorum, yıllarca bununla savaştık da zaten. Ben öfkeyle falan özdeşleşmiş değilim. Hırsım olabilir, ona bir şey demiyorum ama bir şeyleri kabullenmemek, itiraz etmek normal. İtiraz ederken tavrım sizin gibi olmayabilir, mesela siz bana 'Lütfen şu hareketlerinizi değiştirin, beğenmiyorum,' diyebilirsiniz, ben böyle davranmam, diyemem bunu. Bence fark budur. Orada şu önemli; hangisi daha samimi?

- 'Benim öfkem de samimi,' diyorsunuz?
- Ben buyum! Hatalı davranıyor olabilirim, bunu da ifade ediyorum, yani insansam hata yapmaya açığım, ben normal bir insanım.

- Üzerinize çok gelebilecekleri bir yerdesiniz ama...
- Geliniyor da zaten. Ben bazılarının cesaret edip söylemedikleri şeyleri söylüyorum, diklenmedikleri şeylere dikleniyorum, yanlışları kabul etmiyorum, tarzım değişik olabilir, bu da karşı tarafın bir husumet beslemesine neden olabilir.

- Bu sizi yaşlandırmıyor mu peki?
- Tabii kolay bir şey değil bunlarla uğraşmak ama sorun değil, ben bu mesleği bile bile seçtim. Adanalılıktan gelme o mizah duygusu var ya, o bütün öfkelerin çok çabuk geçmesini sağlıyor. Öfkelenirim ama beş dakika bile sürmez! Yani o mizah duygusu, o eğlence öfkeyi bastırıyor.

- Etrafınızda 'Eyvah Fatih Hoca geliyor,' diye kaçanlar var mıdır? ,
- Çok var ama o şöyle; çok mükemmelliyetçi biriyim, çok detaycıyım, her şey batar gözüme. Evimde de öyle. Yani değişik bir şey yapmıyorum. 'Ya bu da olmayıversin' demem, hayır o da olacak. Bunun için de gerekirse 24 saat uyumam. Bundan dolayı da kızıyoruz tabii...