Bu yazı kaleme alındığı sırada henüz Adanalılar'ın yarıştığı Yemekteyiz'i kimin kazandığı belli olmamıştı. Ama benim üç günlük izlenimlerim ve Adanalı okurlarımdan aldığım mesajlar, yarışmanın gerçek Adanalılar'ı "incittiğini" gösteriyor. Özellikle en genç yarışmacı Selbi Arslan'ın kendinden yaşça çok büyük yarışmacılara karşı takındığı saygısız tavır, büyük eleştiri aldı. Selbi, ev sahipliği yaptığı gün bir başka yarışmacıyı sofradan kovarak, kötü bir örnek oluşturdu. Diğer yandan ilk bölümde ev sahibinin yaptığı tarhana çorbasına iki erkek yarışmacının "Hayatımızda ilk kez içiyoruz" demeleri, Adanalılar'ı şaşırttı. Çok sayıda okurumuz, tarhananın Adana sofralarındaki vazgeçilmez yemeklerden biri olduğunu belirterek, "Tarhanayı bilmeyen Adanalı olur mu?" diye sordular. Yarışmacıların hijyen kurallarına uymamaları, bir sofra sohbeti sırasında "Biz Adanalılar bıçak kullanmayız" denilmesi de kent sakinleri tarafından tepkiyle karşılandı. Yarışmanın en fazla eleştiri alan ismi ise sürekli memnuniyetsizliğini dile getiren, hiçbir şeyi beğenmeyen, incir çekirdeğini doldurmayacak konularda ağır eleştiriler getiren ve kimseye fırsat bırakmayıp, sürekli konuşan Hikmet Bilen adlı yarışmacıydı. Bazı Adanalılar ise Yakından Kumanda'ya ulaştırdıkları mesajlarda, "Yemekteyiz yarışmacıları bundan böyle Adana'ya sokulmamalı" diyerek, tepkilerini en aşırı noktaya kadar taşıdılar. Yapımcı Caner Erdem bana göre Yemekteyiz ile yılın en önemli televizyonculuk başarılarından birinin altına imza attı. Ancak iş, kentleri dolaşmaya gelince, "hemşehrilik" hassasiyeti ortaya çıktı. Zira halk, o yarışmaya katılanları "kendi bölgelerinin temsilcileri" olarak görüyor. Bu nedenle yemeği "dibini tutturmadan" pişirmek de iyice güçleşiyor. Allah yardımcıları olsun.
Yayın tarihi: 17 Ocak 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/17/gny/haber,177FBE15EC4247388BB4827FC2938D94.html
Tüm hakları saklıdır.