kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
16 Ocak 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Cümbür cemaat tıkınmaktayız!

Son günlerde ne zaman ekrana baksam yemek yapan, yiyen ve eleştiren insanlar görüyorum. "Yemekteyiz" yarışmasının elde ettiği reyting başarısı herkesin iştahını kabarttığı için ekrana yeni yemek programları geliyor. FOX'taki Tadında Aşk Var'la birlikte Star ve atv'nin de benzer projeler için düğmeye bastığını öğrendim. Gündüz programları ise kocaman birer mutfağa dönüşmüş durumda. Neredeyse her programda bir yemek pişirme ve değerlendirme bölümü var. Son olarak Flash TV'de stüdyoda yapılan yemekleri değerlendiren bir halk jürisine rastladım. Durum giderek vahim bir hale geliyor. Sinema meraklıları ülkemizde "Büyük Tıkınma" olarak gösterilen "La Grande Bouffe" filmini hatırlayacaklardır. Dört orta yaşlı adam bir evde toplanıyorlar. Pilot Marcello, televizyon sunucusu Michel, aşçı Ugo ve yargıç Philippe, hayatın tekdüzeliğinden ve bezginliğinden "yiyerek" kurtulmayı amaçlayarak "tıkınmaya" başlıyorlar. Sonuç malum: Çatlıyorlar!.. Küçükken beslediğim bir güvercinim vardı. Bir gün yem kavanozunun kapağını kümeste açık unutmuşum. Ertesi gün geldiğimde güzel beyaz güvercinimi ölü buldum. Meğer güvercinlerin "doyma" hissi yokmuş. Çatlayana kadar yerlermiş. Bizimki de kendini darı ambarında sanıp, çatlamış... Televizyonların durumu da benim beyaz güvercinimden farklı değil. Bir dönem dizileri yiyerek çatlamışlardı. Şimdi sıra yemek programlarında... Bir kere yem kavanozunun kapağını açık bulmasınlar...