kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
16 Ocak 2009, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Türkiye'nin Batı'ya bağlılığı aşınıyor"

ANKA
Giriş Saati : 16.01.2009 10:30
Güncelleme : 16.01.2009 19:56
Yeni Haber
İsrail'in Gazze'ye saldırılarına yönelik sert eleştirilerde bulunan Ankara'ya İsrail ve ABD kaynaklı tepkiler giderek artıyor. Jerusalem Post'ta yayınlanan bir makalede "Türkiye'nin Batı'ya bağlılığı aşınıyor" iddiasına yer verilirken ülkede "İslami dayanışmanın ve Batı karşıtı hissiyatının zemin kazandığı" öne sürüldü.

Jerusalem Post gazetesince yayınlanan, ABD'deki John Hopkins Üniversitesi'ne bağlı Orta Asya-Kafkaslar Enstitüsü Araştırma Müdürü Svante E. Cornell imzalı, "Türkiye, Batı'dan uzaklaşıyor" başlıklı makalesinde "On yıl önce Batılı ve İsrailli liderler, müttefik olarak Türkiye'ye güvenebilirdi. Ankara, prakmatik hesaplara dayanan kararlar alırdı. Ancak bu durum, İslami muhafazakar AKP yönetimi döneminde değişti" görüşü dile getirildi.

"Hamas füzelerinin karşısında İsrail, uzun bir süreden beri agresif PKK teröründen etkilenen bir ülkeden daha fazla anlayış bekleyebilirdi" denilen makalede Türk liderlerinin, Hamas'ın pozisyonunu Birleşmiş Milletler'e aktarma isteğinin birçok kişi için "sürpriz" yarattığı da öne sürüldü.

"TÜRKİYE'NİN BATI'YA BAĞLILIĞI AŞINIYOR"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e yönelik eleştirilerin çeşitli örnekleri aktarılırken de Türkiye'nin uluslararası alandaki davranışlarının, Batı'ya olan bağlılığının zayıfladığını ve aşınmakta olduğunu gösterdiği iddia edildi.

Jerusalem Post'taki makalede Türkiye'nin 1990 yıllarında İsrail ile güçlü ilişkileri kurduğu, bunun her iki ülkeye yarar sağladığı, Türkiye'nin ayrıca ABD ile birlikte Kafkas ve Orta Asya'daki yeni bağımsız devletlerde en güçlü Batılı güçler olduğu vurgulandı.

Ancak Türkiye'deki "İslamcılar"ın bu politikaları onaylamadığı da öne sürülen makalede son yıllarda Türkiye'nin çok sayıda konuya ilişkin politikalarının, ülkede yaşanan büyük değişiklikleri yansıttığı da savunuldu.

KAFKAS İSTİKRAR PLATFORMU ÖNERİSİNE ELEŞTİRİLER

Bu bağlamda Gürcistan krizi üzerine Ankara'nın geliştirdiği Kasfas İstikrar ve İşbirliği Platformu önerisinin Gürcistan ve Azerbaycan'da şaşkınlık yarattığı, ABD ve Avrupa Birliği'ne danışılmadığı öne sürülen makalede Erdoğan'ın "bölgeye yönelik hesaplarının Moskova'nın imperiyal iddialarının tanınması anlamına geldiği" de iddia edildi.

Makalede Türkiye'nin İran nükleer programına ilişkin tutumunun da eleştirilmesinden sonra Ankara'nın komşuları Suriye ve İran ile ilişkilerini iyileştirme isteğinin anlayışla karşılandığını ancak Hamas lideri Meşal ve Sudan devlet başkanı El Beşir'in Ankara'ya davet edilmesinin yalnızca "pragmatik kararlarla" izah edilemeyeceği yorumu yapıldı.

AKP'nin hem dış hem de iç politikasında İslami kimlikle daha çok özdeşleştiği savına da yer verildiği makalede şu yorum yapıldı:

"AKP, yeniden seçildiği 2007'den beri demokratik reformdan çok Türk toplumu ve devletinde İslami değerlerin ilerletilmesine odaklandı. Dış politikada da, genel olarak toplumun görüşlerini de etkileyecek, Türkiye'yi daha az Batılı bir ülkeye dönüştüren, İslami dayanışma ve Batı karşıtı hissiyat zemin kazandı."

Türkiye'nin Gazze krizine ilişkin tepkilerinin bu geniş çerçevede değerlendirilmesi gerektiği savunulan makalede buna karşın Türkiye'nin ABD ve Avrupa ile olan bağlarının yakın bir gelecekte değişmeyecek kadar güçlü olduğu belirtilikten sonra şöyle devam edildi:

"Ancak AKP iktidarda kaldığı sürece, bu bağlar, giderek daha da aşındırılacak. Batı'nın bir parçası olmak yerine Türkiye, Batı ile Rusya ve İran gibi güçlere aynı mesafede durma pozisyonuna gelebilir. Eğer böyle bir şey olursa, Washington, Brüksel ve Tel Aviv'deki stratejik düşünürlerin, daha önceki varsayımlarının bazılarını gözden geçirmesi gerekecek."