Giriş Saati : 06.01.2009 12:56 Güncelleme : 06.01.2009 21:57
Ankara'nın İsrail'in Gazze saldırısına yönelik sert eleştirilerine, İsrail'de artan bir tepki gösteriliyor. Jerusalem Post gazetesi, Türk hükümetini Hamas lehinde "taraf" tutmakla suçlarken Türkiye'nin aynı tür söylemlerde ısrar etmesi halinde sonraki İsrail hükümetinin Türkiye'yi barış görüşmelerinde "aracı" olarak kabul etmemesini, Ankara'daki İsrail Büyükelçisinin istişareler için merkeze çağrılmasını istedi.
Jerusalem Post gazetesi, başyazısında İsrail'in kurucularının, Yahudi devletin, Araplarla görüş ayrılıkları olan İran ve Türkiye ile gayri resmi bir ittifak içinde olabileceği konusunda çok umutlu olduklarını belirterek, İsrail'in yıllarca petrolünün çoğunun İran'dan sağladığını, Türkiye'nin de 1949 yılında İsrail'i tanıyan ilk Müslüman devleti olduğunu kaydetti.
Gazete ayrıca Türkiye'nin Arap Birliği'ne "meydan okuyarak" 1996 yılında İsrail ile askeri işbirliği anlaşmasına imzaladığına dikkat çekti.
"AKP DÖNEMİNDE İSRAİL'E YAKLAŞIM ILIKLAŞTI"
AKP'nin iktidara geldiğinde İsrail ile bağları koruyacağını bildirdiğini de anımsatan gazete, "Bunu yaptı ancak AKP dönemindeki yaklaşım, kesinlikle ılıklaştı. Örneğin, 2003-2005 dönemindeki Filistinli intifada sırasında Erdoğan, önerilen su anlaşmasına engel oldu ve geçici olarak İsrail'deki büyükelçiyi geri çağırdı" yorumunu yaptı.
İsrailli gazete, Hamas'ın 2006 seçimlerini kazanmasının ardından Türkiye'nin Batı'nın politikasından ayrılarak Hamas lideri Halit Meşal'ı Ankara'da kabul ettiğini belirtirken, Şam ile ilişkilerini onarmış olan Türkiye'nin de 2007 yılında Suriye nükleer tesisinin bombalanmasını ve İsrail'in "iddia edilen" Türk hava sahasında uçuşlarını protesto ettiğini kaydetti.
Geçen yılda da İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad'ın, İstanbul'da ağırlandığını, Türkiye ile İran arasında halen "yakın siyasi ve ekonomik" bağlarının bulunduğunu belirten gazete, "Türkiye'nin net bir biçimde Batı alandan kaymasına karşın Olmert hükümeti, Ankara'nın Şam ile barış görüşmelerinde aracılık yapma önerisini kabul etti" diye yazdı.
"İSRAİL'İ ZİYARET ETMEKTEN KAÇINDI"
İsrail'in Hamas'a karşı Gazze'de operasyon başlattığı günden bu yana Türkiye'nin hem hükümetinin, hem de halkının "İslamcılar"a destek çıktığını savunan gazete, Türkiye'de yapılan protesto gösterilerine dikkat çekti.
Yazıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "operasyonları, başlar başlamaz, durdurmaya çalıştığı" belirtilirken Erdoğan'ın Ortadoğu'ya yaptığı gezi sırasında İsrail'i ziyaret etmekten "kaçındığı"nı da öne sürdü. Erdoğan'ın İsrail'e yönelik son sert eleştirilerine de dikkat çeken gazete, "Erdoğan, Hamas'ın Gazze'de iktidarı eline geçirmesinden bu yana yaptıklarında hiçbir yanlışlık görmüyor" yorumunu yaptı.
"ANKARA, BMGK'NDE HAMAS'IN KANALI OLMAYA SÖZ VERİYOR"
Jerusalem Post, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nde geçici bir üyeliği yeni üstlendiğine işaret ettikten sonra şöyle devam etti:
"Ankara, Hamas'ın BM'deki kanalını olmaya söz veriyor. Hamas'ın ateş kes koşullarını Konsey'e iletmeyi önerdi. Erdoğan ayrıca, El Fetih ile Hamas'ı biraraya getirmek için çaba gösteriyor, böyle bir barışma ile daha az uzlaşmaz veya İsrail ile birlikte yaşamaya bağlılığı da içeren bir politika üretilmesi pek olası olmasa da.
Her şeyi göz önünde tutulursa Türkiye'nin insan hakları konusunda İsraillilere ders verme hakkını kazandığına pek ikna olmadık. Dünyada dikkatler Gazze'ye odaklanırken Türk jetleri Kuzey Irak'ı bombalıyordu. Yıllar içinde radikal PKK'nın Türkiye'den özerklik kampanyasını sürdürürken on binlerce sivil öldürüldü. Irak'daki Kürt sivilleri, Ankara'nın hava gücünün PKK aktivitesinin olmadığı, sivil bölgeleri vurduğu şikayetinde bulunuyor."
Jerusalem Post, Türkiye'nin gelecekteki aracılık çabalarına ilişkin olarak da "Sonraki İsrail hükümeti, dolaylı olsa da bizim yok edilmemizden söz eden bir ülkeyi arabulucu olarak kabul edebileceğini tartmalıdır. Bu arada eğer Türkiye tek taraflı İsrail karşıtı söylemde ısrar ederse, Dışişleri Bakahnlığı, Ankara'daki büyükelçimizi istişareler için geri çağırmayı düşünmelidir" diye yazdı.
Gazete, başyazısına son verirken de "Türkiye, Doğu ile Batı arasındaki bir köprü olmak ile İran, Hizbullah ve Hamas'ın öncülük yaptığı, çıkış yolu olmayan tarzdaki İslamcı politikalar için sözcülük yapmak arasında bir seçim yapmalıdır" ifadesi kullandı.