Giriş Saati : 24.12.2008 14:45 Güncelleme : 24.12.2008 22:32
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Danıştayın, kapatılması öngörülen 862 belediye arasında bulunan ve süresi içinde nüfus sayımının iptali için dava açan bir belediyenin tüzel kişiliğinin devam ettirilmesine ilişkin kararını ''Ben doğrusu yeni bir şey öğrendim şimdi. Türkiye'de ikinci bir Anayasa Mahkemesi daha çıktı'' şeklinde değerlendirdi.
Başbakan Erdoğan, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısından ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''YSK bir karar aldı. Kapatılan belde belediyelerinden zamanında itiraz edenlerin yerel seçimlere katılabilmesine yönelik. Bu karar nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi: ''Bizler bu belde belediyelerinin 2 binin altında nüfusa sahip olduğu ve belediyecilik açısından hizmetlerin verilmesi için ne teorik ne de pratik planda mümkün olmadığını gördüğümüz, beldelerimizin daha çok ve daha kaliteli hizmet alabilmesi için bu adımı attık. Bu belediyelerimizin hemen hemen tamamına yakınında bir tane mühendis, bir tane avukat bulamazsınız, bilişim teknolojisi noktasında bunu kullanabilecek eleman bulamazsınız. Böyle sıkıntıların olduğu yerler. Bunlardan da 800 civarında AK Partili belediyeler olduğu halde biz böyle bir kararı aldık. Yani bizim burada beklentimiz herhangi bir siyasi rant elde etmek değildir. Sadece ülkemizin yerel yönetimler noktasında daha güzel hizmeti alabilmesine yönelik böyle bir adımı attık.
Bu kararı alan merci TBMM'dir, yani yasama organıdır. Yasama organının böyle bir kararı almasından sonra Anayasa Mahkemesine itirazda bulunulmuştur ve Anayasa Mahkemesi de bazı düzeltmelerle bu kararı onaylamıştır. Ben doğrusu yeni bir şey öğrendim şimdi. Türkiye'de ikinci bir Anayasa Mahkemesi daha çıktı. Yani Anayasa Mahkemesi bir tane var Türkiye'de. İkinci bir Anayasa Mahkemesi yok ve yasama organının çıkardığı kanunların üzerinde tasarruf yetkisi olan sadece Anayasa Mahkemesidir. Doğrusu beni şaşırtan bir olay olmuştur ama siyaseten burada herhangi bir sıkıntı görmüyoruz. Tabii arkadaşlarımız şu anda konu üzerinde çalışmalarını yapıyorlar. YSK, bu karara uymuştur. YSK'nın uymuş olduğu bu karar çerçevesinde biz seçimlere girer yine mücadelemizi veririz ama bana göre bütün o beldeler kaybetmiştir. Bunu bir belediyeci olarak konuşuyorum. Niye kaybetmiştir? Hizmet noktasında kaybetmiştir. Eğer bunlar daha büyük ölçekte bir yerel yönetim hizmetine kavuşmuş olsaydı, yeni yapılanmayla buralara verilecek hizmet çok daha farklı olacaktı. Türkiye'de bir yanlış anlaşılma var. Yani eğer kapıdaki tabela değişirse zannediliyor ki hizmet gelir. Hayır gelmez. Önemli olan oraya hizmeti verecek olan kurumdur. O kurumun gücü var mı yok mu? O kurumun gücü yok. Yoksa oraya hizmet gitmez. 'Ama efendim burası belde, mahalle veya köy değil'... Mahalle olup hizmet giderse o mu daha iyi, belde olup da orası çok ilkel bir şekilde kalırsa o mu iyi? Bana göre öbürü daha iyi. Bunları görmek lazım.''
ETNİK KÖKEN TARTIŞMASI
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ''Türkiye'de etnik köken tartışması yaşanıyor. CHP'li milletvekilinin açıklamalarıyla gündeme geldi. İddiasına da Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanıtı oldu. Bu tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, ''Biz yola çıkarken bir şey söyledik. Biz üç kırmızı çizgi üzerinde kesinlikle ittifakı olan bir partiyiz. Biz etnik milliyetçiliğe karşıyız. Biz insanların etnik kökeniyle falan uğraşmayız'' diye konuştu.
''Bir insan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mıdır? Anayasal kimliği Türk müdür? İş bitmiştir'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ama etnik kimliği noktasında Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, başımız, gözümüz üzerinde yeri var. Kimseyi böyle bir ayırıma tabi tutmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu ülkede yaşayan herkes benim vatandaşımdır, canımdır, ciğerimdir. Hiçbir ayrım yapamam ve burada ne olursa olsun bölgesel milliyetçilik asla yapamam. Dinsel milliyetçilik asla yapamam. Hepsine karşı AK Parti'nin anlayışı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çerçevesi altında kucaklamaktır. Birlik ve beraberlik içerisinde ülkemizin bütünlüğünü sağlayabilmektir. Bunun dışındaki yaklaşımları ayrımcı yaklaşımlar olarak görüyorum. Bu konuda siyasi partilerin de sivil toplum örgütlerinin de daha hassas olmalarını da özellikle rica ediyorum.''
Başbakan Erdoğan, Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile gerçekleştireceği görüşmede hangi konuların gündeme geleceğine ilişkin bir soru üzerine de ''Ağırlıklı olarak biliyorsunuz stratejik düzeydeki anlaşmamızı yapmıştık. Şimdi bu strateji anlaşması çerçevesinde ikili görüşmelerimiz olacağı gibi heyetlere arası görüşmeler de olacak. Bu arada da tabii en önemli konumuz terörle mücadele konusu olacak. Bu konuyu da yine aramızda görüşme fırsatı bulacağız'' diye konuştu.