Giriş Saati : 24.12.2008 13:53 Güncelleme : 24.12.2008 22:32
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, yeni açılan üniversite kontenjanları ve ikinci öğretimdeki gelişmelerin yanı sıra açık öğretimin fakültesindeki bölümlerin ilerleyen zamanlarda açık hale gelmesi ile yeni uzaktan öğretim programları sayesinde gelecek yıllarda dışarıda üniversiteye giremeyen hiçbir vatandaşın kalmayacağını söyledi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, YÖK Başkanlık Binası'nda YÖK üyeleri Prof. Dr. Durmuş Günay, Prof. Dr. Berrak Kurtuluş ve Prof. Dr. Ömer Demir ile birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Prof. Dr. Özcan, göreve geldiği bir yıllık süre içerisinde yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgi verirken Yükseköğretimdeki en önemli problemin 1.2 milyon lise mezununa üniversitelerde yer bulmak olduğunu söyledi. Özcan, en acil çözülmesine gereken problemin öğrencilere üniversitede yer bulmak olduğunu vurgularken, göreve geldiğinden beri YÖK olarak söz konusu problemi nasıl çözecekleri ile ilgili çalıştıklarını anlattı.
"KONTENJAN ARTIRIMI GEÇMİŞ YILLARIN TELAFİSİ"
Özcan, sorunun çözümü konusunda birkaç farklı yöntem kullandıklarını ve bunların içerisinde kontenjan artırımına gitmenin de bulunduğunu dile getiren Özcan, Tıp Fakültesi'nde kontenjanların 5 bin civarında olduğunu anımsatarak, 2007 yılında 21 Tıp Fakültesine 5 bin 99 öğrenci alındığını kaydetti. 20 yıl içerisinde tıp fakültelerinin kontenjanının sadece yüzde 18 arttığını belirten Özcan, bu yıl yapılan kontenjanların artırımının geçmişte yapılan hataların "telafisi" niteliğinde olduğunu savundu.
Kontenjanlardaki artışa paralel olarak taban puanlarda da bir değişiklik yaptıklarını ifade eden Özcan, "Geçen senelerde her dört öğrenciden birisi üniversiteye girebilirken bu sene iki öğrenciden birisi üniversiteli oldu. Son iki yılda devletimiz üç adımda toplam 41 tane üniversiteyi açtı" dedi.
"VAKIF ÜNİVERSİTELERİNİ DESTEKLİYORUZ"
Vakıf üniversitelerine olan bakışlarının devlet üniversiteleri ile aynı olduğunu vurgulayan Özcan, kapasitenin artırılmasında bununda çok etkili olacağını kaydetti. Vakıf üniversitelerinin hem açılmasını hem de faaliyetlerini desteklerini belirten Özcan, öğretim üyesi yetiştirilmesi konusunda vakıf üniversitelerinin devlet üniversitelerine katkısı olduğunu söyledi. Yükseköğretim mevzuatlarında vakıflarla ilgili olarak bazı değişiklikler olduğunu hatırlatan Özcan, bunların kurulması için Devlet Planlama Teşkilatı'ndan görüş alınması zorunluluğunun ortadan kalktığını söyledi. Özcan, "Yeni açılan üniversite kontenjanları, ikinci öğretimdeki gelişmeler, açık öğretimin bölümlerinin ilerleyen zamanlarda açık hale gelmesi ve yeni uzaktan öğretim programları sayesinde önümüzdeki yıllarda dışarıda üniversiteye giremeyen hiçbir vatandaşımız, öğrencimiz kalmayacaktır" dedi.
Yükseköğretimde öncelikli buldukları bir diğer sorunun öğretim elemanı yetiştirmek olduğunu belirten Özcan, "Öğretim üyesi meselesini biraz daha rasyonel bir temele oturtmak için 2547 sayılı kanunda bir değişiklikle öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanlarının atanma süreçleri yeniden düzenlenmiştir. Bu değişiklik bizce Türk yükseköğretiminde yapılan en radikal değişikliktir" diye konuştu.
Yeni kurulan devlet üniversitelerine rektör atama sistemlerini değiştirdiklerini belirten Özcan, çıkarılan bir başka kanunla da üniversitelerin yardımcı doçentlik ve doçentlikte aranan asgari koşulları sağladıklarında; objektif koşullar çerçevesinde ek koşullar getirilebileceğini anlattı. Türkiye'de toplam 130 üniversite bulunduğunu ve öğretim üyesi ihtiyacını karşılamak için Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içerisinde olduklarını kaydeden Özcan, bu yıl içerisinde binin üzerindeki öğrencinin de yurt dışına gönderileceğini belirterek, bunun öğretim üyesi ihtiyacının karşılanması için çok etkili olacağını bildirdi.
"UZAKTAN EĞİTİM "SİLAHINI' KULLANACAĞIZ"
Mevcut öğretim üyelerinin daha etkin kullanılabilmesi için üniversitelerle işbirliği içinde olduklarını dile getiren Özcan, öğretim üyesi havuzundan bütün üniversitelerin daha etkin bir şekilde faydalanmasını arzu ettiklerini söyledi. Öğretim üyesinin zor bulunabileceği bazı bölgeler için uzaktan eğitim "silahını" kullanmak istediklerinin altını çizen Özcan, Sakarya Üniversitesinde uzaktan eğitime başladıklarını, başarılı olması durumunda bunun diğer üniversitelere de yayılacağını kaydetti.
Yükseköğretim sisteminin bir sorununun da mesleki ve teknik eğitim olduğunu belirten Özcan, hem üniversitelerin önündeki biriken öğrenci sayısının azaltılması, hem de ülkenin ihtiyacı olan iş gücünün karşılanması için çalıştıklarını söyledi. Eğitimin kalitesinin yükseltilmesi gerektiğini ve bu konuda Bologna projesine çok önem verdiklerini ifade eden Özcan, son yılki "karnenin" de iyi bir konumda olduğunu kaydetti.
TAM GÜN YASASINA SON ŞEKLİ VERİLİYOR
Prof. Dr. Özcan, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve DPT ile iyi ilişkiler içinde olduklarını kaydederek, özellikle Sağlık Bakanlığı ile olumlu çalışmalar yaptıklarını ve iyi sonuçlar aldıklarını bildirdi. Üniversite hastanelerinden kesilen döner sermayeden devlet payının yüzde 15'ten yüzde 5'e indirildiğini kaydeden Özcan, "Tıpta Uzmanlık Komisyonu, 5 yıl aradan sonra yeniden çalışmaya başlamıştır. Tıp kontenjanları bin 600 civarında artırılmıştır. Hemşirelik kontenjanları neredeyse iki misline çıkarılmıştır. 25 bin hemşire için lisans tamamlama konusunu Anadolu Üniversitesi ile imza aşamasına getirdik. Tam gün Yasası'na, YÖK ile Sağlık Bakanlığı uzmanları tarafından bugünlerde son şekli verilmek üzeredir" dedi. Üniversitelerdeki döner sermayelerle ilgili sorunların giderilmesine yönelik çalışmaların da sürdüğünü kaydeden Özcan, üniversite personelinin özlük haklarıyla ilgili sorunların çözülmesi gerektiğinin de altını çizdi. Özcan, "Üniversiteye verilen önem, maalesef üniversitede çalışanların özlük haklarına yansımamaktadır. 2008 yılı içinde araştırma görevlileri için 172 YTL'lik artış sağlanmıştır. Başbakanımız, 2009 yılının ilk 6 ayında da benzer bir artışın yapılacağını bana söylemişlerdir" dedi.
DOĞU ÜNİVERSİTELERİNE GELİŞTİRME ÖDENEĞİ
Özcan, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki üniversiteler için Geliştirme Ödeneği'nin yeniden düzenleneceğini bildirerek, "Milli Eğitim Bakanı, geçen gün bana Bakanlar Kurulu'nun ilk toplantısında meselenin ele alınacağını söyledi. Böylece; Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki illerde çalışan özellikle yeni açılmış üniversitelerde çalışan öğretim elemanlarının maaşlarında oldukça bir artış sağlanacaktır" dedi.
"TEKNOLOJİ TRANSFERİNDE GERİ KALDIK"
Özcan, teknoloji transferleri konusuna da dikkat çekerken, Türkiye'nin hem patent hem de teknoloji transferi konusunda oldukça geri kaldığını söyledi. Üniversitelerde teknoloji transferine konu olacak birçok yenilik bulunduğunu tahmin ettiklerini anlatan Özcan, ancak bu konuya dikkat edilmezse buluşların "kaybolup gideceğini" savundu. Buluşların ortaya çıkmasını istediklerini ifade eden Özcan, "Teknoloji transferi bu işi yapmak için en iyi yollardan biridir" dedi.
"DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLE İLGİLİ BİR TEBLİĞ YOK"
Toplantının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Özcan, ÖSS ile ilgili çalışmaların Ocak ayının ortasına kadar belli olmadığını, komisyonunun bu konuda çalışmalarını tamamlamadan herhangi bir açıklama yapmayacağını söyledi.
Dokuz Eylül Üniversitesi'nde rektörlük seçiminde oyların yüzde 47'sini alan ancak rektör olarak atanmayan Prof. Sedef Gidener'in atamayı mahkeme kararı ile durdurmasına ilişkin ise Özcan, "Bize tebliğ edilmiş bir husus yoktur. Onun için ne olduğu konusunda emin değiliz. Resmi bir tebligat elimize geçince düşüncelerimizi açıklarız" dedi.
Özcan, sınavsız geçişin kaldırılması ile ilgili olarak ise "ÖSS ile ilgili ne değişiklik yapacağımız belli olsun. Ona göre o da belli olacaktır" yanıtını verdi.
"İÜ REKTÖRÜ ADAYI İLE İLGİLİ SEÇİMİMİZİ YAPTIK"
Prof. Dr. Özcan, İstanbul Üniversitesi rektörlük seçiminde Prof. Dr. Yunus Söylet'in ikinci sıradan birinci sıraya çekilmesine ilişkin olarak, "İstanbul Üniversitesi meselesi Cumhurbaşkanımıza yollandı. Cumhurbaşkanımız karar vermeden biz birşey söylemeyelim. Biz tercihimizi yaptık yolladık" açıklamasında bulundu.
Özcan bir gazetecinin 1915 olaylarına ilişkin bir grup öğretim üyesinin kurulan bir internet sitesine destek vermeleri ile ilgili bir soruya yanıt vermekten kaçındı.
Özcan, Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki öğretim üyelerinin haklarının yükseltilmesi ile ilgili bir soru üzerine, "Doğu ve Güneydoğudaki öğretim üyelerine daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Onlara misli ile konuşmamız lazım. İki misli üç misli maaş vermeliyiz. Bu yaptığımız iyileştirmelerin katkısı olacaktır ama daha fazlasını yapmamız gerekir" dedi.
"REKTÖRLÜK SEÇİMLERİNDE YÖK OLMAMALI"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün rektörlük seçim yetkisinin kendisinden alınmasına ilişkin yaptığı açıklamanın hatırlatılması üzerine YÖK Başkanı Özcan, "Cumhurbaşkanı böyle bir yetkiyi kullanmak istemediğini söyledi. Bu bir Anayasa değişikliği meselesidir. Benim fikrim, ben; YÖK'ün de aradan çekilmesini isterim. Üniversiteler halletsin yada başka bir yol olsun" dedi.
Özcan, YÖK'ün denetleme kurulunun üyelerinin sayılarının artırılması için de bir çalışma içerisinde olduklarını söyledi.
PROF. DR. ŞENGÖR'ÜN DOSYASI İLK TOPLANTIDA ELE ALINACAK
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Celal Şengör'ün dosyasının hala görüşülmediğini hatırlatılması üzerine Özcan, yapılacak ilk toplantıda dosyanın ele alınacağı cevabını verdi. Özcan, "Celal Şengör'e atfedilen bir suçun disiplin yönetmeliğinde bir karşılığı var. Daha önceden aynı durumda olan öğretim üyelerine ceza verilmiştir. Celal Şengör'ün hiçbir ayrıcalığı olduğuna inanmıyorum. Eğer başkalarına ceza veriliyorsa Celal Şengöre de ceza verilebilir" dedi.