kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
24 Aralık 2008, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

İslam'da resim yasağı 750 yılında başladı

EVRİM ALTUĞ - SABAH
24.12.2008
Köksal Çiftçi, Tektanrılı Dinlerde Resim ve Heykel Sorunu kitabında, üç ayrı semavi dinin peygamberlerinin 'sanatla barışık' olduğunu, yasakların sonradan geldiğini iddia ediyor..
Öğretmen ve yazar Köksal Çiftçi, piyasaya yeni çıkarttığı bir kitapla tek tanrılı dinlerin sanatla özellikle de resim ve heykel ile ilişkisini irdeliyor. Ebrû sanatçısı, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 1980 mezunu, Maltepe Üniversitesi'nde ise İletişim Tarihi dersleri veren yazar Köksal Çiftçi, Tektanrılı Dinlerde Resim ve Heykel Sorunu adlı kitabında, Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam'da din ve sanat üretimi ilişkisini anlatıyor. Çiftçi, 294 sayfalık incelemesinin ön sözünde "Peygamberler Hz.Musa, Hz.İsa ve Hz. Muhammed'in yaşadıkları yıllarda resim ve heykel sanatına ilgi duyduklarını, bu yönde üretilmiş eserleri koruduklarını ve evlerinde resim heykel bulundurduklarını öğrendim. Bunu öğrenince hayli şaşkınlığa uğradım," diyor. Köksal Çiftçi, bu şaşkınlığı aşabilmek için karşılaştığı temel kaynakları ve o kaynaklara yorum yapan bilginlerin eserlerini de tekrar tekrar okuma yolunu seçmiş. Bu noktada yazar, kitaba temel oluşturan üç tek tanrılı dine mensup kimi insanların, zaman içinde Musevilik, sonra Hıristiyanlık ve daha sonra ise Müslümanlıkta dine dayalı resim ve heykel yasağına yöneldiğine üzülerek dikkati çekiyor. Çiftçi'nin kitabının ana tezine göre: "Peygamberlerin üçü de, çağının birer entelektüeli." Köksal, "Üç kutsal kitabı ve dinlere ait diğer kaynakları da okuduğunuzda bunu tüm açıklığıyla görebiliyorsunuz," diyor.

'ACABA YASAK MI?'
Kitapta 'İslam'da resim ve heykel yasak mı?' sorusuna cevap arayan Çiftçi konunun tartışmalı olduğunu belirtiyor. Çiftçi, "Bir çok İslam bilgininin yazdığı ayet tefsirine, hadis yorumuna ve kaynaklara koyduğu şerhlere bakacak olursanız, aslında resim ve heykel İslam dininde yasak edilmiş değildir. Ama, günlük yaşamdaki uygulamaya bakacak olursanız, bunun tam tersi olduğunu görürsünüz. İslam'da resim ve heykel yasağı, 750 yılında Abbasi İmparatorluğu'nun kuruluşuyla başlamış ve günümüze kadar gelmiştir," diyor. Kitabın verdiği bilgilere göre, Emeviler yıkılana dek, zaten camilerin içine resim yapılıyor. Hatta, Peygamber Hz.Muhammed, yazarın anlattığına bakılırsa, Kâbe'nin içindeki resimleri silerken, ortasındaki sütunda bulunan ve kucağında Hz. İsa'nın yer aldığı Hz. Meryem resmini korumasına almış ve 'buna dokunmayın' demiş. Bu resim, Muaviye'nin oğlu Yezid, Kâbe'yi yıkana kadar o sütunda kalmış. Çiftçi, "...insanlar, Hac yaparken o sütun da orada duruyordu. Çünkü o resmi peygamber koruyordu. Bu yüzden, resmin yasak olduğunu söylemenin çok da bir anlamı yok," diyor. Bu kapsamda Peygamberin evinin önünde, bir adet heykel bulunduğu da, yazarın anlattığı kadarıyla, 'güvenilir' hadis kaynaklarında yer alıyor. "BuharKütüb-i Sitte ve diğer kaynaklar yanında özellikle Müslim'in hadisler dizisinin altıncı cildi içinde yer alan Kitab-ül Libas bölümüne bakılırsa bunların pek çoğu yazılıdır," diyen Çiftçi, ayrıca Buharhadis koleksiyonu, Kütüb-i Sitte ve başka kaynakları, kitabının arkasındaki listede okurlara sunma yoluna gidiyor.

'KİTABIN DERDİ AÇIK'
Yazar Köksal Çiftçi, 20 yıldır hazırladığı, son iki buçuk yılda yazdığı bu ilginç kitabının 'derdini' şöyle özetliyor: "Yöneldiğim insanlar, güzel sanatlar eğitimi alan genç nesillerdir. Onlara Batı sanatı tarihi her ayrıntısıyla verilirken kendi topraklarının sanat tarihi neredeyse hiç öğretilmemektedir... Batı toplumlarında sanat çözümlemeleri yapılırken, doğal olarak dine dayalı çözümlemelere gidilmiştir. Bunun en güzel örneğini Dan Brown'ın Da Vinci Şifresi romanıyla verebiliriz. İşte bunu biz kendi topraklarımızın sanat üretimi için, kendi dinimizle yapabilme şansına da sahibiz. Ama biz bu konuyu, yöntem bilmediğimizden ötürü işlemediğimiz için, hem İslam tarihi, hem de çağdaş sanat tarihine ait yapıtları çözümleyemiyoruz. Bunun için de onların din konusunu 'didiklediği' gibi, bizim de sanat ve din ilişkimizi, korkusuzca didiklememiz gerekiyor. Bunu tek taraflı olarak, şu ana kadar ilahiyatçılarımız yaptılar. Bu konuda büyük emek harcayanlar da onlardır. Entelektüeller ise dinden uzak durmuşlardır. Entelektüeller ilahiyatçılara omuz vermiş olsalardı, belki bu iş, 100 yıl önce Türkiye ve diğer İslâm ülkelerinde çoktan çözülmüş olurdu. Bunun için ben bu işe girdim." Son söz yerine, yazar Köksal Çiftçi'nin mesajı da üç dinin ortak paydası olan insanlıktan yana gibi görünüyor. Çiftçi, "Tanrı'yı tartışmıyoruz. Biz bu üç peygamberin önerdiklerini uygulasak, sanat açısından dünyada hiç bir sorunumuz kalmazdı," diyor.
Haberin fotoğrafları