İzmir'de yeni bir yaşam başlıyor
TİJEN BURULTAY - NESLİHAN TUNÇ
04.12.2008
Türkiye'nin ilk, Avrupa'nın sayılı doğal yaşam parklarından biri İzmir'de açıldı. Kafesler ve tellerin olmadığı 425 bin metrekarelik Doğal Yaşam Parkı'nda, Asya fillerinden pumalara, lemurlardan suaygırlarına kadar birçok tür olabildiğince özgür ve doğal bir yaşam sürüyor..
Afrika savanında koşturan zebralar, ağaç dallarını kemiren zürafa ve devekuşlarının az ötesindeki gölette serinleyen suaygırları... Televizyondaki bir vahşi yaşam belgeselinden söz etmiyoruz, İzmir'de yeni açılan Doğal Yaşam Parkı'nda bu ve buna benzer birçok sahneye canlı olarak tanıklık edebilirsiniz.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Çiğli Sasalı'da 425 bin metrekare alana kurulan İzmir Doğal Yaşam Parkı, geçtiğimiz pazar günü açıldı. Avrupa'nın en büyük doğal yaşam parklarından biri olan ve 21 milyon YTL'ye mal olan İzmir Doğal Yaşam Parkı'nda 120 türden bin 500 hayvan doğal ortamında yaşamını sürdürüyor. Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği'ne (EAZA) üye olan parkta, hayvanların doğal davranışlarını sergileyebilmeleri için gerekli her şey düşünülmüş. Projenin mimarisinin hazırlanmasından itibaren EAZA ile ortaklaşa çalışılmış. Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi'yle bir danışmanlık protokolü bulunan Doğal Yaşam Parkı'na Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ danışmanlık yapıyor.
Nesli tükenmek üzere olan Asya fillerinden, aslan, kaplan ve pumaya, geyiklerden lemurlara birçok türü burada doğal ortamında görebilirsiniz. Parkın ilk sakinleri Fuar Hayvanat Bahçesi'nden buraya nakledilmiş. Yurtdışından yeni gelen hayvan türleri arasında Asya filleri, halka kuyruklu lemurlar, siyah makak, suaygırları, zebralar, papağan türleri ve yaklaşık 20 tür sürüngen var.
Doğal Yaşam Parkı'nın İzmir'de kurulmuş olmasına çok da şaşırmamak gerekiyor. Çünkü 1937 yılından beri hizmet veren İzmir Fuar Hayvanat Bahçesi, Türkiye'de hayvanat bahçesi kültürünü başlatan bir park. Dolayısıyla İzmir halkı da bu konuda duyarlı ve bilinçli. Bir hayvanat bahçesi kültürüne sahip olan İzmirliler, artık hayvanların daha rahat bir ortamda hayatlarını sürdürmelerini istemiş ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da bu fikre sıcak bakmış.
İşte projenin temelleri de böylelikle atılmış. İzmir Doğal Yaşam Parkı'nın yöneticisi Çağlayan İnanlı, her İzmirlinin anılarını süsleyen Fuar Hayvanat Bahçesi'nin nasıl bir doğal yaşam parkına dönüştüğünü şöyle anlatıyor: "Eski hayvanat bahçesi sadece hayvanların sergilendiği koleksiyon tipinde bir bahçeydi. Günümüz koşullarında, dünyanın geldiği noktada, birçok hayvan soyunun tehlikeye girdiği bir dönemde, hayvanat bahçeleri artık çok daha önemli görevler üstleniyor. Bunlardan en önemlisi de nesli tehlikede olan hayvan türlerinin barındırılması. Barındırılırken de mutlaka hayvanın doğal yaşamına uygun alanların tasarlanması gerek." Parkın en önemli ikinci görevinin ise insanlara, özellikle de çocuklara doğa bilincinin aşılanması olduğunu belirtiyor İnanlı: "Ekolojik dengenin anlatılması çok önemli. Bunlar için de hayvanat bahçeleri birer biyoloji laboratuarları gibi çalışıyor.
Yani çocukların hayvanları doğal ortamlarında izleyebilecek alanlar tasarlanarak hayvanın yaşam alanlarını izlemesi, hayvanı tanıması koruması gerektiğinin öğretilmesi gibi görevlerimiz var."
EĞİTİM ÇALIŞMALARI
Doğal Yaşam Parkı'nda hayvanların yaşam alanlarına yerleştirilen 200 civarında tabelada, hayvanların özelliklerinin yanı sıra nesillerinin korunması gerektiği gibi bilgiler de yer alıyor. Ayrıca parkın yetkilileri buraya gelen okul gruplarına yönelik eğitimler de düzenliyor. Hayvan türleri ve nesli tükenenler ve koruma konusunda önce teorik bilgiler veriliyor sonra da çocuklar hayvanat bahçesindeki evcil türlerle temas ettiriliyor. Eğitimler gönüllü ekipler tarafından veriliyor.
Çalışan personel sayısının 100 olduğu parkta son derece tecrübeli bir ekip var. 70 yıllık Fuar Hayvanat Bahçesi'nde görev yapan personel, olduğu gibi buraya geçmiş.
Yeni alınan personel de uzun süren eğitimlerden geçirilmiş ve hepsine sertifika verilmiş.
Toplam 17 hayvan barınağının bulunduğu parkta hayvanlara ayrılan alanların genişliği dikkat çekiyor. Çağlayan İnanlı bunu şöyle örneklendiriyor: "Fuar hayvanat bahçesi toplam 18 bin metrekareydi. Burada Afrika savanı dediğimiz zürafa, suaygırı, deve kuşu, zebra ve gine tavuklarının bir arada yaşadığı alan 17 bin metrekare. Yani eski hayvanat bahçesinin büyüklüğünde. Asya filleri için ayırdığımız alan 15 bin metrekare. Orası da hemen hemen eski bahçe kadar. Tüm barınaklarda hayvan yaşam alanları maksimum düzeyde tutuldu ve hayvanların rahat edebilmesi ve kolay uyum sağlayabilmesi için hayvan sayısı da düşük tutuldu."
SAKLANMA İHTİYACI
Barınaklar hazırlanırken hayvanların fiziksel ihtiyaçları kadar psikolojik ihtiyaçlarına da dikkat edilmiş. Saklanma ihtiyacı olan hayvanlar için mağaralar, kayalıklar, tepeler ve çukurlar yapılmış.
Çağlayan İnanlı bu parkı eski tip bahçelerden ayıran temel özelliğin bu olduğunu söylüyor: "Buraya gelip bir hayvanı tablo izler gibi izleyemiyorsunuz. Bahçeye ilk geldiğinizde belki pumayı göremeyeceksiniz. Çünkü o anda saklanmayı tercih ediyor olabilir.
Burada kafesler, teller yok. Doğal bariyerler var: Hayvanın tırmanamayacağı yükseklikte duvarlar, göletler, su birikintileri, en sonunda da koruyucu amaçlı elektrik telleri gibi. Elektrik telleri de hayvana zarar vermiyor, tamamen caydırıcı amaçla kullanılıyor." Parktaki barınaklar hazırlanırken peyzajdan iklim koşullarına kadar hiçbir ayrıntı atlanmamış. Bitki konusunda, o barınakta yaşayacak hayvan için toksik olmayan bitkiler, doğal yaşam alanında varolan bitkiler seçilmiş. Hayvanlar için bir kapalı bir de açık barınak hazırlanmış.
Isıya ihtiyacı olan hayvanların kapalı barınakları gerekli ısıya uygun ayarlanmış.
Örneğin zürafa için 20 derece gerekiyorsa, iç barınaktaki ısı 20 derece olarak ayarlanmış. Çok soğuk günlerde soğuğa duyarlı hayvanlar dışarıya salınmıyor.
Tamamı kapalı olan 4 bin metrekarelik tropik merkezde özel ısıtma ve nemlendirme sağlanarak özel bitkilendirme ile yağmur ormanları iklimi yaratılıyor. Burada kendinizi yağmur ormanlarında hissediyor, farklı türlerdeki hayvanları doğal ortamlarında yakından görebiliyorsunuz. Bu bölümde timsah havuzu, koi (bir tür balık) havuzu, Afrika kaplumbağaları, yılanlar, kertenkeleler kurbağalar ve papağanlar yer alıyor.
60'dan fazla kanatlı hayvan türü için de özel barınakların yapıldığı İzmir Doğal Yaşam Parkı'nda sülün, pelikan, kuğu, flamingo, kartal, şahin, papağan gibi kuş türlerini de doğal yaşam alanlarında gözlemlemek mümkün.
Karşıyaka İskelesi'nden kalkan İzmir Büyükşehir Belediyesi otobüsleri ya da özel araçlarınızla Doğal Yaşam Parkı'nı 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Ocak ayına kadar giriş ücretsiz. Doğaseverler için ayrıca Karşıyaka'yı bu bölgeye bağlayan 25 kilometrelik yeni bir bisiklet yolu oluşturulmuş. Bilgi için tel: (0232) 497 10 70
Yayın tarihi: 13 Aralık 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/13/ct/haber,CF05DD5F71A344C7BE4C0382C3DE5A8A.html
Tüm hakları saklıdır.