"Aaaaah, aaah! Nerede o eski bayramlar!", "Çocuklar eskiden bahçelerde oynardı", "Ne güzel günlerdi" ve benzerleri... Büyükler, geçmişe duydukları özlemi daha sık tekrar eder oldu. Dünyanın eskiye oranla daha huzursuz, daha tekinsiz, daha 'kötü' bir yer olduğunu düşünenlerin sayısı az değil. Savaşlar, salgın hastalıklar, çarpık yapılaşma ve ekonomik belirsizlikler yüzünden 'bu dünyaya çocuk getirmemeyi' düşünenler bile var. 'Eski'yi, tanıyıp bildiğimiz için de daha güvenli ve güzel buluyoruz. Haftada bir posta kutumuza düşen ve nostalji patlaması yaşatan e-maillere bakarak uzun dakikalar geçirmemiz, hep bu yüzden. Peki imkânınız olsa hep o günlerde yaşamak, o devirde kalmak ister miydiniz? Nostalji günümüzün en baskın trendlerinden. Ama pratikte ne derece mümkün? Modern dünyanın getirdiği her şeyden yoksun, ne kadar mutlu olunabilir? BBC Channel 4'un yeni belgeseli Time Warp Wives, 2008 İngiltere'sinde, 1930, 40 ve 50'li yılları muhafaza etmeye çalışan kadınların hikâyesini anlatıyor.
TV izlemiyor İnanması güç ama hâlâ geçmişte yaşayan, daha doğrusu yaşamaya çalışan insanlar var. 38 yaşındaki Diane Rowlands'in 'ilgi alanı' 1930'lar. O döneme olan ilgisi, müzikle ve Fred Astaire filmleriyle başlamış. Rowlands 1930'ları (yine bir ekonomik kriz olmasına rağmen) 'daha güneşli zamanlar' olarak tanımlıyor: "Kadınlar mükemmel saçları ve muhteşem makyajlarıyla inanılmaz zarif yaratıklardı. Erkeklerin de kadınlara saygısı tamdı. Herkes toplumdaki yerini bilir, kadınların erkekler gibi çalışıp onlarla eşit olmaya çalışması beklenmezdi." Rowlands İç karartıcı bulduğu için televizyon izlemiyor, gazete okumuyor.
Yayın tarihi: 13 Aralık 2008, Cumartesi Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/13/ct/haber,0D64D74BE08B493C8B2EFDDE6560DBE8.html Tüm hakları saklıdır.