kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
4 Aralık 2008, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Nazmiye Hanım'ın 80'inci doğum yıldönümü geçen yıl özel doktorları ve Süleyman Demirel'in katılımıyla kutlanmıştı. Nazmiye Hanım şu anda eşini bazen tanıyor bazen tanıyamıyor.

Nazmiye Hanım'la ilgili çok çaresiz kalıyorum...

04.12.2008
* Sizi çok mutsuz ettiğini biliyorum ama hanımefendinin hastalığı ne durumda?
- Maalesef zor bir hastalığı var; alzheimer. Ama herkes tarafından bilinen hastalıklar bunlar. Çok var, çok yaygın durumda. Ama şu anda hayat çekilmez durumda değil. Kendisi için de değil, etrafı için de değil. Şu an diyorum tabii, sonrası bilinmez.

* Ne kadar zamandır hasta?
- İki senedir aşağı yukarı. Şimdilik kendi halinde, çekilmez bir durumu yok. Kendisi için de yok, etrafı için de yok. Kontrol altında gidiyoruz.

* Konuşabiliyor mu şu anda?
- Konuşur.

* Ne üzerine konuşursunuz daha çok?
- Güncel hadiseler. Konuşması falan muntazam henüz ama dünyayla çok alakalı değil.

* Sizi tanıyabiliyor mu?
- O gününe bağlı biraz.

HAYAT BİR MÜCADELE!
* 'Bu kadar darbe gördüm ama kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim' dediğiniz iddia edilmişti. Doğru mudur bu, böyle söylediniz mi gerçekten?
- Evet, bunaldığım zaman, çaresiz hissettiğim zaman demişimdir böyle şeyler. Çünkü çaresizlikle karşı karşıya olduğumuz kesin. Bu da insanı çok üzüyor. Ama bu tabii, insanı o hadiseye dayanmaktan alıkoymuyor. Şöyle; hayat bir mücadeleden ibaret. Ama sağlık meselelerine geldiğiniz vakit, tıp ne diyorsa ona bağlısınız, o çizgiyi aşamıyorsunuz. Yapılacak şey kendinize işkence etmeden hayatı çekilebilir kılmak, sabır budur.

* Ketum olmak gücünüzü mü arttırıyor?
- Bilemiyorum, doğrusu kendim için bir şey söyleyemem.

* Eşiniz 50 yıl boyunca yanınızda oldu ama hep sessiz kalmayı seçti. Bu sizin tercihiniz miydi?
- Hem kendi isteğiydi, hem benim isteğimdi. Benim anlayışıma göre siyasette kadın, erkeğin işine karışmamalıdır, erkek de kadının işine! Yani kadın siyaset yapıyorsa erkek karışmamalıdır, erkek yapıyorsa kadın karışmamalıdır. Tabii birbirlerine yardımcı olacağı haller olacaktır ama bu yardımcı olma hali siyasi kararlar alınmasında değil de, siyasetin götürülmesinde yardımcı olmalıdır, temsilin iyi bir şekilde yapılmasında... Ama onun ötesinde 'siyasi kararlarda parmağı vardır' denecek hiçbir hadise yok, olsun istemedik.