Giriş Saati : 04.12.2008 11:39 Güncelleme : 04.12.2008 21:33
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, IMF programlarının genel olarak, harcamaların kısılması, vergilerin yükseltilmesi gibi sıkı maliye politikaları içerdiğini kaydederek, reel sektörün hem IMF ile program hem de KDV indirimi istemesini ''tutarlı bulmadığını'' söyledi.
Şimşek, Samanyolu Haber televizyonunda dün akşam katıldığı canlı yayında, son ekonomik gelişmeleri değerlendirdi.
Bakan Şimşek, piyasaların KDV indirimi beklentisini değerlendirirken, reel sektörün talepleri arasında ''tutarlılık görmekte zorlandığını'' kaydetti. Şimşek, şöyle devam etti: ''Bir taraftan IMF programı isteyeceksiniz. IMF programları genelde sıkı maliye politikası, genelde ya harcama kesintilerini ya da vergi artışlarını öngörür. Bu, Türkiye için farklılık arzetmez, geleneksel olarak IMF programları bunu içerir. Bir yandan hem bunu yapın hem de KDV indirimi yapın yaklaşımı... Ben burada o anlamda maalesef ikisini bağdaştırmakta zorlanıyorum. Keşke bu dönemde mali imkanlarımız iyi olsa, vergileri indirebilsek.''
Şimşek, bu süreçte dünyada 3 tip ülke bulunduğunu, birinci gruptaki ABD, Japonya, Avrupa, İsviçre gibi ülkelerin parasının rezerv para niteliği taşıdığını ve bunların para basarak bir nebze etkiyi sınırlandırabildiğini kaydetti. Şimşek, ikinci gruptakilerin Çin, Rusya, Körfez ülkeleri gibi rezervlerinin güçlü olduğunu, Türkiye gibi üçüncü gruptaki ülkelerin ise bu iki imkanın da dışında bulunduğunu kaydetti ve yapacaklarının sınırlı olduğunu, adımların spesifik ve hedefe yönelik olması gerektiğini anlattı.
''Çok sıcak bakmıyorsunuz anlamı çıkarıyoruz'' yorumu üzerine Şimşek, ''Tabii gönül isterdi ki birçok kastedilen anlamda önlem, tedbir alalım. Eğer IMF ile program yapılacaksa bütçe disiplinini korumamız lazım, dengelerini iyileştirmemiz lazım. KDV indirimi, bu dönemde onunla pek tutarlı olmaz. Dolayısıyla bizim bu aşamada tabii ki önceliğimiz, bu küresel krizin reel sektöre yansımalarını sınırlamak, ama burada alabileceğimiz tedbirler de sınırlı, onu kabul etmek lazım. Mucizevi bir şekilde biz, bu krizden hiç etkilenmeyecek bir önlem paketi açıklama lüksüne sahip değiliz, öyle bir imkanımız yok'' diye konuştu.
''ENFLASYONDA, HEDEFE YAKIN SEYİR BEKLİYORUM''
Açıklanan enflasyon rakamlarına ilişkin soru üzerine Şimşek, kurdaki değişime rağmen enflasyonun ''aşağıya doğru ivme içinde olmasını'' sevindirici bulduğunu söyledi.
Şimşek, ''Şu anda enflasyonu besleyecek herhangi bir güç yok. Talep zayıf, emtia fiyatları düşüyor. Kurdaki son hareket bir miktar etkileyecek ama geçici bir etki. Dolayısıyla ben önümüzdeki dönemlerde enflasyonda, hedefe yakın bir seyir içine gireceğimizi bekliyorum ama tabii bir miktar bir belirsizlik var'' dedi.
İhracattaki düşüşü nasıl değerlendirdiğine yönelik soru üzerine Şimşek, Türkiye'nin ihracat pazarında ciddi bir talep daralması yaşandığını belirterek, sadece ihracatın değil, ithalatın da düştüğünü ve dolayısıyla muhtemelen önümüzdeki dönemde ''cari açıkta önemli bir küçülme'' meydana geleceğini söyledi.
''IMF PROGRAMI OLMASA DA TÜRKİYE YOLUNA DEVAM EDECEK''
IMF ile ilişkilere yönelik soru üzerine, bir IMF programının Türkiye'nin döviz likiditesi kaygısını azaltacağı kanısına katıldığını kaydeden Şimşek, ''Bir IMF programının Türkiye ekonomisine tabii ki böyle bir dönemde destekleyici nitelikte olması lazım ve bu anlamda geleneksel IMF programlarından biraz farklı olması lazım. Bütçe ile ilgili düzenlemelerin boyutu önemli, içeriği önemli. Çalışmalar devam ediyor'' dedi.
Şimşek, konuya ilişkin başka bir soruyu yanıtlarken ''Ama şu da var IMF programı olmasa da Türkiye'nin nüfus dinamikleri değişmeyecek, coğrafi konumu değişmeyecek, girişimcilik ruhunda bir değişiklik olmayacak. Ne olacak? Türkiye bu dönemi reform yaparak, bir sonraki çıkış dönemine hazırlık dönemi olarak bakacak ve Türkiye yoluna devam edecek'' dedi. Bu sözünden hareketle IMF ile program olmama olasılığı mı bulunduğunun sorulması üzerine Şimşek, IMF programı üzerinde çalışıldığının altını çizdi ve ''Ama tabii oluncaya kadar hiçbir şekilde yüzde 100 olacak ya da olmayacak şeklinde bir yaklaşım içinde olmayız'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''krizin dibi gördüğü ve çıkışın olacağı'' yönündeki yorumunun hatırlatılması üzerine Şimşek, özetle şunları söyledi:
''Sayın başbakanımız, finans sektöründeki kriz zirveyi buldu şeklinde bir ifade kullanmak istemiştir zannediyorum. O anlamda aslında makul, bu konuda da genel bir kanı var. Citibank'ın kurtarılmasıyla birlikte piyasadaki sinyallere de baktığınız zaman finans sektörü itibariyle, hala ufak tefek iniş çıkışlar yaşanabilir. Ama tabii reel sektöre yansımaları itibariyle henüz zirveyi bulduk demek için erken.''