BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Özer'den enflasyon değerlendirmesi
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Arif Özer, ''Reel sektörün, son derece zor koşullar içinde faaliyet gösterdiği bu günlerde, enflasyonun yüksekliği veya düşüklüğünden bahsetmek yerine, 'nasıl ayakta kalabiliriz'i düşünmeli,tartışmalı ve önlem almalıyız'' dedi.
Özer, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan kasım ayı enflasyon rakamlarını değerlendiği yazılı açıklamasında, BUSİAD olarak enflasyondan çok daha önemli gördükleri bir konuya dikkat çekmek istediklerini bildirdi.
Şu anda yaşanan krizin, dünyanın bugüne kadar gördüğü en büyük global kriz olduğunu, dünya ekonomisini tüm boyutlarıyla etkisi altına alan krizin, Türkiye'de de etkisini şiddetle göstermeye başladığını savunan Özer, şu görüşlere yer verdi: ''Tekstil, inşaat ve otomotiv başta olmak üzere, birçok sektörde üretim ve istihdam hızla gerilemektedir. Reel sektörün, son derece zor koşullar içinde faaliyet gösterdiği bu günlerde, enflasyonun yüksekliği veya düşüklüğünden bahsetmek yerine, 'nasıl ayakta kalabiliriz'i düşünmeli, tartışmalı ve önlem almalıyız. Bu krizin en az hasarla atlatılmasının , iktidarı, muhalefeti, sendikası, işçisi, işvereni ve sivil toplum kuruluşlarıyla el ele verilerek mümkün olabileceğine inanıyoruz. İlgili tüm taraflar sorumluluklarını karşılıklı diyalog içinde yerine getirmelidir. Özellikle, 39 ülkenin yürürlüğe koyduğu acil önlemler paketinin, ülkemizde hala netlik kazanmamış olması ve açıklanmaması endişe vericidir. Küresel krizin büyüklüğünü tekrar hatırlatarak, hükümetimizin yerel seçimlerdeki oy kaybını da bir kenara bırakarak zaman geçirmeden önlemlerini alıp, yürürlüğe koyması gerektiğini düşünüyoruz.''
BUSİAD'IN ÖNERİLERİ
Özer, krizin etkilerini hafifletmek ve olası hasarı azaltmak için hazırladıkları önerileri sıralarken de yatırımların durmasını engelleyecek ve istihdamın en azından mevcut seviyesinin korunmasını sağlayacak, krize özel bir teşvik paketi devreye sokulması gerektiğini vurguladı.
İstihdam üzerindeki yüklerin en az yarısının 12 ay süreyle kaldırılmasının reel sektöre rahatlama sağlayacağını, istihdamın düşmesini de engelleyeceğini dile getiren Özer, IMF anlaşması hızla sonuçlandırılmasının da hem politikalara güvenilirlik hem de piyasalara fon imkanı sağlayacağını ifade etti. Özer, doğrudan vergilerin yanı sıra, KDV ve ÖTV oranlarında da belli sürelerle indirime gidilmesi, bu indirimlerin kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alma çabalarıyla birlikte yürütülmesi gerektiğini belirtti. Arif Özer, diğer önerilerini şöyle sıraladı: ''-Bankalarda likiditeyi rahatlatacak ve zimmet gibi yasal sorunları giderecek önlemler alınmalı, Eximbank ve diğer kamu bankalarının kaynakları daha çok artırılmalıdır.
-KOBİ;lerin finansman kaynaklarına uygun bir maliyetten erişim imkanlarının artırılması gerekir. Kredi garanti fonu sistemi daha yetkin ve yaygın olarak kullandırılmalıdır. Bunun yanı sıra, KOSGEB;in proje desteklerinin yeniden etkin bir şekilde kullanılabilir hale gelmesi, KOBİ;lerin geleceği açısından önemlidir.
-İçinde bulunduğumuz bu kriz ortamında işgücü fazlalığının (İşçi çıkarmadan) eritilebileceği en önemli esnekliklerden biri de denklik uygulamasıdır. Ekonomik krizin uzun soluklu olacağı düşünülürse, halen 2-4 ay ile sınırlı uygulama serbest bırakılmalı veya süreç bir yıla çıkartılmalıdır.''